U-Talk programının bu haftaki sorusu Lyon’dan:
“Arap ülkelerinde bugün yaşananlar demokrasiye doğru bir temayülü gösteriyor. Ancak Avrupalıların bir kısmı da göçmen sayısının artacak olmasından endişe ediyor. Aynı zamanda şehirlerde yaşanan şiddette de artış görülüyor. Burada sorun şu: ötekiyle birlikte barış içerisinde ve hoşgörüyle yaşayabilir miyiz?”
Cevaplayan konuğumuz ise Avrupa Hoşgörü ve Uzlaşı Konseyi Eşbaşkanı Moşe Kantor:
“ Hoşgörü o olmadan yaşayamayacağımız bir şeydir. Çünkü gelecekte de o diğerini anlamanın temelidir.
Hoşgörü ve uzlaşının Dünya’daki en iyi örneklerinden biri Avrupa Birliği’dir. Birbirinden tamamen farklı, özellikle Doğu Avrupa ve Orta Avrupa için söylüyorum, 27 ülke birleşmiş durumda. Avrupa Birliği şu an daha çok ekonomik bir birlik durumunda ama bu politik değerler üzerinden gitgide daha da ilerilere taşınıyor. Avrupa bugün bir yabancılar kıtası gibi ve biz onlar olmadan yaşayamayız. Çünkü yabancılar aynı zamanda bizim istihdamımızın da önemli bir parçası.
Somut olarak da yabancıların nasıl karşılanıp ağırlanacağına dair kanunlar koymalıyız. Bunu çoğunlukta olduğumuz ülkelerde de kendilerini evlerinde hissetmelerini sağlayacak şekilde yapmalıyız.
Bunun için de iyi niyetten somut düzenlemelere geçmemiz çok önemli. Somut bir adım atabilmenin en iyi yolu, bir araştırma ve eğitim merkezi kurmak. Bu merkezin adı da “Küresel Güvenlik ve Hoşgörü Üniversitesi” olabilir.”