Mahmud Ahmedinejad: ''İranlılar Avrupalı yöneticilerin yaptıkları siyasi hataların bedelini ödüyor"

Mahmud Ahmedinejad: ''İranlılar Avrupalı yöneticilerin yaptıkları siyasi hataların bedelini ödüyor"
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, İran’da bir yandan gittikçe büyüyen iç sorunlarla uğraşırken diğer yandan da uluslararası yaptırımlarla başa çıkmaya çalışıyor. Cumhurbaşkanlığının ikinci yarısında ambargolara neden olan insan hakları ihlalleri ve yürütülen nükleer çalışmalar ülkeyi felç etmiş durumda. Euronews’ın Mahmud Ahmedinejad ile yaptığı röportajda Cumhurbaşkanı’nın, milliyetçi demeçlerden uzak ve ılımlı bir tavır takındığı gözlerden kaçmadı.

euronews Jon Davies:

“Sayın Cumhurbaşkanı, tüm dünya ve İran televizyonlarının yayınladıkları görüntülerle başlamak istiyorum. Eski Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek demirlerin arkasındaki hasta yatağında yolsuzluklara ve toplu katliam suçlamalarına karşı kendisini savundu. Bu görüntüleri izlediğinizde ne düşündünüz?”

Mahmud Ahmedinejad:

‘‘Yöneticilerin halklarıya anlaşmazlıklar yaşadıktan sonra böyle kötü bir duruma düşmeleri üzüntü verici. Belirli bir özgürlük seviyesini elde edebilmek için halkların kendi yöneticilerinin yargılanmasını istemek zorunda kalması çok yazık. Umarım ki dünyanın yönetilme şekli değişir de halktan gelen, halk için ve halkla çalışan yöneticiler yönetime gelir. Biz çatışma ve kavgaların yeniden yaşanmamasını umuyoruz. “

euronews:

“Bir diğer örnek de Suriye Sayın Cumhurbaşkanı. Orta Doğu’daki birçok ülkede olduğu gibi orada da bir halk ayaklanmasıyla karşı karşıyayız. Fakat ayaklanmayı bastırmak için kan dökülüyor. Sizce Başkan Esad olayları doğru yönetebiliyor mu?”

Mahmud Ahmedinejad:

“Biz halkların özgürlüklerini isteme haklarının olduğunu düşünüyoruz. Karar verme ve adalet içinde yaşama hakları olmalı. Aynı zamanda da yabancı ülkeler dışarıdan müdahale etmedikleri müddetçe, Orta Doğu ülkeleri kendi sorunlarını tek başlarına halledebilir. Bugün ve geçmişte şahit olduğumuz birçok kriz başkaları devreye girmese yaşanmazdı. Bazı bölgelerde şayet sorunlar yaşanıyorsa geçmişteki müdahalelerin ve devreye girme sebeplerinin araştırılması lazım.

euronews:

“Halkların hükümetlerine kafa tutma hakları vardır dediniz. 2009’da bu durumu İran’da da yaşadık. Orta Doğu’da yaşananların bir gün İran’da da yaşanabileceğini düşünüyor musunuz? Ülkede varolan istikrara güveniyor musunuz?”

Mahmud Ahmedinejad:

“İran’da yaşananlarla diğer ülkelerde yaşananlar arasında hiçbir benzerlik bulunmuyor. Burada tam bağımsız bir seçim düzenlendi. Halkın yüzde 85’i, yani yaklaşık 40 milyon kişi oy kullandı. Bu insanların hepsi İranlı ve beraber yaşıyor. Bununla
birlikte her ülke gibi bizde de insanlara, arabalara ve binalara saldırmak yasak. Bu yüzden de polisin ve yargının olayların içinde olması çok normal.”

Euronews :

“Sizin de altını çizdiğiniz gibi İran’da seçimler düzenlendi. Fakat halkın bir kısmı sonuçlara itiraz etti. İnsanların bunu yapma hakları var mıydı?”

Mahmud Ahmedinejad:

“İran’da insanlar itirazlarını yasal yollardan belirtebilir. Seçimler boyunca bu şikayetleri kabul eden birçok organ da bulunuyor. Biliyorsunuz, Avrupa’da da gösteriler oluyor ve polis sert bir şekilde müdahale ediyor. Avrupa sorunları üzerine fikirlerini belirtenler hapse atılıyor. Örneğin dünyanın farklı bölgelerinde yaşanan tüm krizlerin temelinde II. Dünya Savaşı yatıyor. İnsanların II. Dünya Savaşı hakkındaki doğru ve gerçekleri yazma hakları var mı? Veya şu anda yürürlükte olan sistemlere karşı tedbirler alabilirler mi? Eminim ki bunu yapamazlar. Ama İran’da insanlar itirazlarını yasal yollardan iletebiliyor. Oysa tarih hakkında kendi bakış açılarını belirten birçok araştırmacının şu anda hapishanede olduğunu biliyoruz.”

euronews:

“Fakat bu tamamıyla farklı bir durum. Biraz önce Avrupa’daki muhalefetin hükümetleri asla deviremediğini söylediniz. Oysa geçen sene İngiltere’de muhalefet lideri Cameron iktidar partisini ağır bir yenilgiye uğratarak hükümetin başına geldi. Bunu biraz önce söylediklerinize cevaben belirtmek isterim.”

Mahmud Ahmedinejad: “Ama onlar muhalefeti oluşturmuyor. Muhalefeti Londra sokaklarında dövülen, yüzleri kan içindeki öğrenciler meydana getiriyor. Onların isteklerine Avrupa’da kim kulak verdi? Yunanistan, İtalya ya da İspanya’da onları kim dinledi? Hiç kimse.”

euronews :

“Kusura bakmayın ama bu noktayı açıklığa kavuşturmanız mümkün mü? 2009’daki İran’daki durum mu yoksa Avrupa’da yaşananlar mı daha kötü?”

Mahmud Ahmedinejad:

“Avrupa’da insanların büyük bir kısmı başkalarının sebep olduğu problemler yüzünden sorunlar yaşıyor. Halkların ekonomik ve siyasi kararların alınmasında hiçbir rolleri yok. Ekonominin getirdiği yararlardan faydalanamıyorlar. Sadece zararlarına katlanıyorlar. Bu durumu protesto etmek istediklerindeyse onlara vuruluyor. Avrupa’daki insanlar telefon kabinlerini kırmadı, onlar sadece protesto etmek istedi. Bence sorunların asıl nedenlerini bularak çözmek gerekli.”

euronews:

“Sizin de dediğiniz gibi Avrupa’da ve ABD’de birçok insan başkalarının hatalarının sonuçlarına katlanmak zorunda kalıyor. Peki İran halkı ülkeye uygulanan ambargonun ve uluslararası dışlanmanın hayatlarına verdiği zararı çekmek zorunda kalmıyor mu? Birçok ülkeyle diplomatik ilişkilerinizi askıya almış durumdasınız. Tüm bu durumun yarattığı zorlukların bedelini İran halkı ödemek zorunda kalmıyor mu?”

Mahmud Ahmedinejad:

“Evet bu doğru. İranlılar Avrupalı yöneticilerin yaptıkları siyasi hataların bedelini ödüyorlar.”

euronews:

“Yani sizin yaptığınız hataların bedelini değil. Öyle mi Sayın Cumhurbaşkanı?”

Mahmud Ahmedinejad: “Bunlar Avrupalı politikacıların hatalı politikalarından kaynaklanıyor. Biz hiçbir hata yapmadık. Avrupalı yöneticiler 30 yıldır bize karşı. Peki neden? Bağımsız olduğumuz için mi? Demokrasiye sahip olduğumuz için mi? Yoksa Avrupalıların eski arkadaşı, şahı devirdik diye mi?

Veya Avrupalı bazı ülkelerin yayılmacı politikalarına karşı çıktığımız için mi? Irak’a, Afganistan’a bir bakın. Bu ülkeler ne tür bir hata yaptı? Bence bazı Avrupalı yöneticilerin uyguladıkları politikalar birçok ülkede sorunlar yaşanmasına neden oldu.”

euronews:

“Cumhurbaşkanlığı görevinizin ikinci yarısında bulunuyorsunuz. Şu anda nasıl bir pozisyona sahipsiniz? İran’da hala güçlü bir pozisyonda olduğunuzu düşünüyor musunuz?”

Mahmud Ahmedinejad:

“Biz işimizi yapıyoruz. Her dakikamızı halkımıza hizmet etmek için harcıyoruz.”

euronews:

“İran’ın dışından gördüğümüz kadarıyla parlamento ile aranızda anlaşmazlık var, bu doğru mu ? Hamaney ile aranızın açılması sizin konumunuzu güçsüzleştirir mi ?”

Mahmud Ahmedinejad:

“Bu özgür toplumlarda olağan bir durum. Özgür bir parlamentonuzun, özgür bir hükümetinizin olması kötü birşey mi? İran’da liderin pozisyonu çok açıktır. Burada herkes kendi düşüncesini açıklayabilir. Bu konuda bir problem yok. Parlamento bugün yeni bakanları onayladı. Hepsi de yüksek oylarla seçildi. Yani bu ülkede özgürlük var.”

euronews:

“Peki ev hapsinde olan Mir Hüseyin Musavi ya da yine ev hapsindeki Mehdi Kerrubi’nin ifade özgürlüğü yok mu? Evet, bu isimlerin sizinle aynı görüşte olmadığı çok açık. Düşüncelerini ifade edemezler mi ?”

Mahmud Ahmedinejad:

“Her ülkede mahkumlar var. İngiltere’de yok mu? “

euronews:

“Tabii ki Sayın Başkan ama ben Musavi ve Kerrubi’den, onların mahkum edildiği bu ülkedeki hapishanelerden bahsediyorum.”

Mahmud Ahmedinejad:

“Her yerde hapishaneler var. Sorun yargı ile alakalı. İran’da yargı bağımsızdır. Benim yargıçların kararlarına müdahale etmem söz konusu değildir. İran’da insanlar itirazlarını yasal yollardan iletebilir. Bunu için belli kanunlarımız var. Eğer benim kişisel fikrimi soracak olursanız, ben tüm dünyada tek bir mahkumun bile olmamasını isterim.”

euronews

“İran da buna dahil mi?”

Mahmud Ahmedinejad:

“Dünyanın her yeri buna dahil. Avrupa’nın gizli hapishaneleri bile.”

euronews:

“Bu dileğinizin burada, insanların düşüncelerini açıkladığı için mahkum edildiği İran’da herhangi bir demokratik ülkede olduğu gibi gerçekleşmesi için neler yapacaksınız. Nasıl bir çabanız olacak ?

Mahmud Ahmedinejad:

“Kimse sadece fikrini belirttiği için hapisanede değil. Kanunlarımıza göre, insanlar fikirlerini serbestçe söyleyebilir. İran’da bir hafta kalın ve gazetelere şöyle bir göz atın. Hükümetle ilgili korkusuzca kaleme alınmış çok radikal eleştiriler görebilirsiniz. Yani İran’da özgürlük en üst seviyededir. Çok ideal bir noktada olduğumuzu söylemek istemiyorum ama birçok Avrupa ülkesinden daha iyi durumdayız. Dünyanın diğer yerlerinde de görülen ortak bazı sorunlar olabilir. Adalet konusunda kimse en ideal bir noktada olduğunu söyleyemez. Dünyada adaletsizlik ortak bir sorundur. Adalet konusunda biz en iyiler arasında bulunuyoruz.”

euronews:

“30 yıldır hiçbir diplomatik ilişkiniz bulunmayan ABD’ye yakın gelecekte barış elinizi uzatmayı düşünüyor musunuz? İran’la dünyanın bir numaralı ekonomik gücü arasında bir yakınlaşmanın ülkenize büyük faydası olacağı da unutulmamalı. Acaba ilişkilerin tekrar başlaması mükün mü?”

Mahmud Ahmedinejad:

“Biz uluslararası seviyede dostane ilişkilerin kurulması gerektiğini düşünüyoruz. Ama ne Amerikalılar ne de Washington ne yapacağını bilemiyor. İran ile olan tüm bağlantılarını kestiler. Amerikalılar diplomatik ilişkilerin kopmasıyla ülkemizin yıkılacağını sandılar. 31 yıl geçmesine rağmen biz hala buradayız.”

euronews:

“Sayın Cumhurbaşkanı nükleer enerji konusunda ki bu konu sadece ABD’yi endişelendirmiyor. Bir şeyi söyleyip de tersini yaptığınızda, kimse İran ile yakın ilişkiler kurmaya ve barış elini uzatmaya yanaşmıyor.”

Mahmud Ahmedinejad:

“Neden? Biz kötü ne yaptık ki?”

euronews:

“Çünkü bahsettiğiniz nükleer programa benim inanmam için hiçbir sebep yok.”

Mahmud Ahmedinejad:

“Nükleer aktiviteler yasak mı?”

euronews:

“Hayır bunu demiyorum. Açıklamama izin verin. Elektrik üretmek için barışçıl amaçlı nükleer bir program yürüttüğünüzü belirtiyorsunuz. Oysa batılı bilim insanları enerji üretmekle hiçbir alakası olmayan Uranyum zenginleştirme programını yürüttüğünüzü düşünüyor. Yani bir yandan nükleer enerjiyi barışçıl amaçlarla kullandığınızı söylüyor diğer yandansa bir bomba üretmeyi amaçladığınızın sinyallerini veriyorsunuz.”

Mahmud Ahmedinejad:

“Çok güzel bir soru sordunuz. Gerçekten içten olduğunuzu düşünüyorum. Şunu açıklamama izin verin. Öncelikle askeri bir aktivite içinde olduğumuzu söyleyenler bilim insanları değil batılı politikacılar. Biraz önce İran’a karşı Batı’dan gelen düşmanlık konusundaki söylediklerimi bir hatırlayın. Biz bomba üretmeyeceğimizi söylediğimizde çok içten ve dürüstüz. Ve bir bomba üretmeye çalışanların tek kelimeyle deli olduğunu düşünüyoruz. Bunun iki sebebi var: İlki bombayı elinde bulunduranlar bombası olmayanlardan daha fazla tehlike altında. Belçika ve Almanya’da bulunan nükleer bombalar tüm Avrupa ülkeleri için bir tehlike teşkil ediyor. Atom bombası tüm insanları hedef alıyor. İkincisiyse atom bombasının artık kullanışsız ve etkisiz olması. Siyonist rejimin elinde atom bombaları bulunuyor. Gazze’deki halka karşı verdikleri savaşı buna rağmen kazanabildiler mi? 33 gün savaşlarında bomba onlara Lübnan’da zafer kazandırabildi mi? Atom bombası Sovyetler Birliği’nin yıkılmasını engelleyebildi mi? Nükleer bombalar 60 yıl boyunca bir siyasi tehdit olarak kullanıldı. Fakat bugün hiçbir değerleri kalmadı. Düşüncelerin, fikirlerin ve insanların değeri var. Biz gelecekte kimsenin atom bombası kullanabilecek kapasiteye sahip olacağını sanmıyoruz. Çünkü bu insanlığın sonu olur.”

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Ahmedinejad: Biden, ABD’nin dış politikasının temelden değiştiğini göstermeli | Euronews Özel

Ahmedinejad: AB, ABD’nin gölgesinden ayrılmalı, İran'ın acilen reformlara ihtiyacı var

İran: Mahmud Ahmedinejad, cumhurbaşkanlığı seçimleri için adaylık başvurusu yaptı