Tarihinin en uzun siyasi kriziyle boğuşan Belçika hükümetsiz 460 günü geride bıraktı. Geçici başbakan Yves Leterme görevinden ayrılacağını açıkladı. Yerine ise Belçika Maliye Bakanı ve Başbakan yardımcısı Didier Reynders’in geçmesi bekleniyor.
Didier Reynders, ülkede yaşanan siyasi krize rağmen Belçika’nın AB’nin borç krizinin çözümünde katkı sağlaması gerektiği görüşünde.
euronews muhabiri Gülsüm Alan :
Konuğumuz Belçika Maliye Bakanı Didier Reynders hükümetsiz 450 gün geçiren Belçika’da siyasi kriz ve euro krizi hakkında sorularımızı yanıtlayacak.
Sayın Reynders, geçici hükümette maliyeyi nasıl yönetebiliyorsunuz?
Belçika Maliye Bakanı Didier Reynders :
“Evet, kurduğumuz geçici hükümetin yetkileri sınırlı, ancak ülkenin çıkarını korumak için acil karar alma yetkisi var. Bu parlamentonun desteğiyle yapılabilir. Bugünkü hükümet, diğer ülkelerin aksine parlamentoda çoğunluğa sahip.
Başka ülkelerde azınlık hükümetleri var ve bunların muhalefetin bir kısmının desteğine ihtiyacı var. Kararları parlamento karşısında alıyoruz. 2011 senesi bütçesi ve Belçika’nın Libya’da askeri müdahalesi bu şekilde kararlandı. 2012’nin bütçesini de önümüzdeki haftalarda yine bu şekilde hazırlayıp onaylatmak istiyorum.
Bu arada geçtiğimiz günlerde Avrupa Mali İstikrar kolaylığı kararını onaylatmak için parlamentodaydım. Belçika’nın 21 temmuz zirvesinde alınan kararları yürürlüğe koyan ilk ülkelerden biri olması çok önemli. Hükümet olmasa da ulusal çıkarları korumak adına her türlü kararlar alınabilir. Parlamentonun desteğiyle de daha da ileriye gidilebilir.”
euronews : Geçici başbakan Yves Leterme ülke siyasetinden ayrıldığını ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nde (OECD) göreve başlayacağını açıkladı. Sizce gidişat ne olur ?
Didier Reynders :
“Yeni bir hükümet için yapılan müzakerelerin sonunu tahmin etmek çok zor. Kesin olarak sadece bu konuda işlerin az ilerlediğini ve daha çok yol katedilmesi gerektiğini söyleyebilirim. Öte yandan başbakan sene sonuna kadar bizimle kalacak.”
euronews :
Yves Leterme’in yerini almayı düşünüyor musunuz?
Didier Reynders :
“Protokol sırasından bahsediyorsunuz. Belçika’da başbakan olmaması durumunda hükümetin ikinci adamının işleri ele alması lazım ama henüz bu söz konusu değil çünkü Yves Leterme sene sonuna kadar görevinde kalacak ve 2012’nin bütçesini muhtemelen onunla oluşturacağız. Sene sonundan önce yeni bir hükümetin kurulmasını umuyorum, bu daha çok protokola bağlı.”
euronews :
Eurogroupe başkanı Jean-Claude Juncker Belçikayı krize karşı yapısal reform yapmaya çağrıyor. Bu hükümet olmadan nasıl yapılabilir?
Didier Reynders :
“Bunu en iyi şekilde yeni bir hükümetle yapabiliriz. Şu an ki hükümetle yapılması gerekirse de tekrar parlamento önüne gidilebilir. Belçika’nın iki önemli reforma ihtiyacı var. İlki, bazı diğer ülkelerde yapıldığı gibi emeklilik reformu. Bugün emeklilik finansmanının gelecek senelerde gittikçe daha ağır olacağını farkettik. Ve emekliliği finanse etmek için bir yandan reform yapılması diğer yandan da daha fazla kişinini çalışması gerekiyor.
İkinci reform ise işgücü piyasasını ilgilendiriyor. Belçika’da vatandaşlar işgücü piyasasını 58 yaşlarında terkediyor. Bu çok erken. Amaç 65 olan yasal emeklilik yaşını arttırmak değil de çalışanların emekliliğe o yaşlarda ayrılmasını sağlamak.”
Bu reformları Yves Leterme ve diğerleriyle parlamentoda onaylatmamız gerekiyor. Jean-Claude Juncker’e hak veriyorum. Diğer Euro bölgesi ülkeleri gibi Belçika da bütçe önlemleri almalı ve temel reformlar yapmalı. Belçika’da siyasi iklim ne olursa olsun maliye bakanı görevim olarak kararların alındığını göstermek .”
euronews :
Siyasi liderler Yunanistan’nın durumu konusunu ele almak için Brüksel’de çok sık toplanıyorlar. Son günlerde Yunanistan’ın Euro bölgesinden cıkarılması yönünde talepler artıyor. Bunun olacağını düşünüyor musunuz?
Didier Reynders :
“Umarım olmaz. Karikatürleştirerek şöyle diyebilirim : Yunanistan’ı çıkartırsak, hatta başka ülkeleri de, o halde neden yeni bir duvar dikmiyoruz ve tüm Avrupa’yı ve Euro bölgesini yok etmiyoruz?
Avrupa hep yeni bir krizle kuruldu, bu nedenle kriz anında hemen müdahale etmek lazım. Yunanlıların durumlarını düzeltmeleri için gerekli önlemleri almalarını ve onlara yardım edilmesini sağlamak gerekiyor. Ayrıca ülkede bütçe, ekonomi ve sosyal durumun iyiye dönmesi için onlara zaman vermek gerekiyor.
Bunla birlikte daha etkili reformlar yapılmalı. Gelecek aylarda Euro bölgesininin bütünleşmesini güçlendirmemiz gerekeceğine inanıyorum, yani Jean-Claude Trichet’nin önerdiği gibi Avrupa çapında bir maliye bakanı görevlendirilebilir, veya ülkeler karar almadığında Euro bölgesine ya da Avrupa Birliğine bütçe ile ilgili karar yetkisi verilebilir. Bunlar onların yerine hareket edebilir. Hazinesi olmayan bir maliye bakanı yok, Eurobonolar bu nedenle olmalı ama ikisi aynı anda olmalı.”
euronews :
27 ülkenin Maliye bakanı bu hafta sonu Polonya’da Yunanistan ile ilgili görüşmek için bulusacak. Ülkelerden birkaçı Yunanistan’a yapılacak yardımlar karşılığında garanti istiyor. Bu, Avrupa’da dayanışmanın sonu geldiği anlamına mı geliyor?
Didier Reynders :
“Bu bir risk : bu tür taleplerin Avrupa’nın gelişmesine ve dayanışmaya karşı olan popülist partilerin bulunduğu ülkelerden geldiğini biliyoruz. Sonuçta demokratik bir tartışma, bunu dikkate almak lazım. Ama aynı zamanda dayanışmayı sürdürmek için çözüm bulmak lazım.
Bana göre bir ülken mesela Finlandiya gibi, garanti istiyorsa, bu ülkenin daha az faiz istemesi lazım, yani garanti isterseniz faizi yüksek tutamazsınız. Yunanistan’da herşey yolunda giderse, Yunanistan sonradan borçlarını geri öderse, Finlandiya garanti istediği için daha az almalı. Belçika gibi diğer ülkeler de ilk önce dayanışmaya önem verdiği, herşeyin olumlu şekilde ilerleyeceğini düşündükleri ve Yunanistan’ın borçlarını ödeyeceğine inandıkları için garanti talep etmiyor. Bu ülkeler faizi daha yüksek tutabilecekler.”
euronews :
Bize katıldığınız için teşekkür ederiz Sayın Reynders