İsrail'in 1948 korkusu

İsrail'in 1948 korkusu
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas, uzun süren bekleyişin ardından, Birleşmiş Milletler Genel Kurul toplantısında, tam üyelik başvurusunda bulundu. Tükenen ümitlere rağmen yapılan başvuru sonrası Filistin’in durumunda herhangi bir değişiklik olmadı. Ortadoğu dörtlüsü olarak adlandırılan arabulucular, şimdilerde bir sonuç alınamayacağını bile bile her iki tarafı da müzakere masasına çekmeye çalışıyor.

İsrail Parlamentosu (Knesset) sözcüsü Reuven Rivlin Euronews’e konuştu.

Euronews:

Sayın Rivlin, İsrail’n herhangi bir ön şart olmaksızın müzakere masasına geri dönmesi için ne gerekiyor?

Reuven Rivlin:

Elbette biz herhangi bir ön koşul olmaksızın müzakerelere dönülmesi konusunda ısrarcıyız. Ön koşullardan biri anlaşmazlığı sona erdirmek. Bunun için gayret ediyoruz. Hayal değil barış konusunda ısrar ediyoruz. Çünkü son 25 yıldır birçok söz verildi ama bu sözlerin hepsi hayallerle doluydu. Bu çok tehlikeli.’‘

euronews:

Sizin güvendiğiniz Ortadoğu dörtlüsü 1967 sınırlarına dönmenizi ve yerleşim yeri inşaatlarını askıya almanızı istedi.

Reuven Rivlin:

Öncelikli olarak şu kesin bir şekilde anlaşılmalı ki, bölgedeki sorun ancak iki taraf arasında çözüme kavuşur. Soruna kısa yoldan çözüm bulunmaz. İsrailliler ve Filistinliler arasındaki düşmanlığın sona erdirilmesi için, her iki tarafın birlikte yaşama yeteneğini geliştirmesi lazım. Bizler çok küçük ve dar bir alanda yaşıyoruz.

euronews:

Mahmut Abbas iki devletli çözüme atıfta bulundu. Bu bir anlamda zımnen İsrail’i tanıma anlamına geliyor.

Reuven Rivlin:

Kendisi şu an için iki devleti kabul etti. Bir Filistinli ve bütün vatandaşları ile bir devlet. Bu bir talep değil, O İsrail’in bir Yahudi devleti olduğu anlayışını görmezden geliyor. Anlaşılması lazım iki toplum var ve bunların arasında ihtilaf var. Her iki taraf da doğru yolda olduğuna inanıyor.

euronews:

Yahudi devleti konusuna geri döneceğiz ama işğal altındaki bölgeleri sormak istiyorum. Bu bölgelerin İsrail toprağı olduğunu ifade ettiniz. Neden bu bölgenin Filistin toprağı olduğunu ve bağımsız bir devlet hakkına sahip olduklarını kabul etmiyorsunuz.

Reuven Rivlin:

Elbette. Öncelikle İsrail toplumunun yüzde 20’si Filistinli. İsrailli Filistinli. Aynı topraklardayız. Her ikimiz de bu toprakların bizim topraklarımız olduğuna inanıyoruz. Bir arada yaşıyoruz. Yapılacak hiçbir anlaşma demografik yapıyı değiştirmez. Aynı zamanda hiçbir anlaşma iki taraf arasındaki coğrafi çizgileri değiştirmeyecektir. İsrail Oslo anlaşmasını kabul etti. İsrail, Amerikanın ve Ortadoğu dörtlüsünün yol haritasını da kabul etti.

euronews:

Bu İsrail’in işğal altındaki bölgelerden çekilmek için hazırlık yaparak 1967 sınırlarına dönmesi anlamına mı geliyor?

Reuven Rivlin

Filistinlileri anlamaya ve yan yana yaşamaya hazırız. Ancak üzülerek ifade etmek lazım, Filistinliler’in işğal altındaki bölgeden anladığı Kudüs, Tel Aviv ve Yafa. Buralar İsrail toprağıdır. Ancak onlar bunu kabul etmiyor.

euronews:

Ben Batı Şeria’dan ve 1967 sınırlarından bahsediyorum.

Reuven Rivlin:

İsrail’de herkes, herşey Batı Şeria’dır. Ürdün Nehri’nin batısında yer alan her yerin Batı Şeria olduğunun anlaşılması lazım.

euronews:

Ortadoğu dörtülüsü tarafından belirlenen 1967 sınırlarından bahsediyorum.

Reuven Rivlin:

Eğer Filistinliler de sorunu sonlandırmak istiyorsa konuya mutlaka bir çözüm yolu bulmak zorundayız. Gerçekten, nihai sınırlar olmalı. Çöümümüz olacak. Eğer şu anda 67 sınırlarını tanımaya hazırlar ama daha sonra adım adım 1948 sınırları stratejisi için konuşmaya başlayacaklardır. bir daha sorunlar olacak. Bunu anlamalısınız.

euronews:

Bir yerlerden başlamalısınız.

Reuven Rivlin:

Elbette

euronews:

Kararlarınızı kurgular üzerine bina edemezsiniz. Yani belkilerle… Gerçekler ortada, İsrail 1967 sonrası işğal ettiği yerleri ilhak etti. Ama bu, işğal edilen toprakların İsrail’in bir parçası olduğunu meşrulaştırmaz.

Reuven Rivlin:

Biz maalesef Avrupalılarla değil, Filistinlilerle müzakere ediyoruz. Filistin halkının yarıdan fazlası ve Hamas, İsrail’i devlet olarak tanımıyor bile. Ne zaman ki anlaşmazlığı sona erdirmek isterler, ne zaman ki geçmişi bitirmeye karar verirler, Ne zaman ki tamam artık geleceğe bakmak istiyoruz derler o zaman doğrudan görüşmeler başlar. Bu da bizi sınırların açık olduğu yan yana yaşayacağımız sonuca götürür.

euronews:

Bu iki taraflı bir şeydir. Sadece onlar değil.. Biz..

Reuven Rivlin:

Öncelikli olarak, karşı taraftan neyi istediysem aynı şeyi kendimden de istiyorum. Ancak Maalesef Mahmut Abbas, Birleşmiş Milletler ailesine gidebileceğine, sorunlardan kaçarak taleplerde bulanacağına inanıyor. Kısa yoldan, müzakere anlayışı olmadan bize baskı ile barış empoze etmeye çalışıyor. Bu bizim kabul edebileceğimiz birşey değil.

euronews:

Bağımsız bir Filistin’i tanımakla aşırılık yanlısı silahlı grupların, Hamas ve Hizbullah’ın faaliyetlerinin kesileceğini kabul ediyor musunuz?

Reuven Rivlin:

Kesin emin değilim. İsrail, tecrübelerinden öğrendi. Hamas’a siyasi hareket olması için izin verdiğimizde Gazze sokaklarında çoğunluğu ele geçirdiler. Halk gelecek seçimlerde Judea ve Samara’yı da ele geçirecekler. Bu da Batı Şeria anlamına geliyor.

euronews:

Barış yapmak cesaret gerektirir. İsrail barış için kendini hazırlıyor mu? İsrail cesaretini toplayıp sorunu nihayete erdirecek mi?

Reuven Rivlin:

Evet bunun için hazırlık yapıyoruz. Şimdi 67 için konuşacağız, bir süre sonra 48’i daha sonra da 47’yi konuşacağız. Sonra daa….

euronews:

İlk adımı atmaya ve 1967 sınırlarına çekilmeye hazır mısınız?

Reuven Rivlin:

Eğer bunun bana belirli bir süre sonra ne getireceğini soruyorsanız, ben 1967 sınırlarına çekileceğim. Buna Knesset’te karar vermemiz lazım. Sadece kendimi söylemiyorum ama şundan eminim, Knesset’in üyelerinin yüzde 80’i sorunun bitmesi yönünde oy kullanacaktır.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

İsrail, tanklarla Gazze Şeridi'nin kuzeyinde ilerleyişe geçti, savaş uçaklarıyla Refah’ı bombaladı

İsrail, Batı Şeria’da kayıp Yahudi çocuğun cesedine ulaştı, bölgede şiddet tırmanıyor

ABD'li yetkililere göre, İran'ın İsrail'e saldırısı 'her an' gerçekleşebilir