Arap Birliği Suriye krizini kendi içinde halletmek istiyor

Arap Birliği Suriye krizini kendi içinde halletmek istiyor
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Arap Birliği Suriye’nin tüm çözüm yollarına kapılarını kapattığını görüyor. Euronews, Arap Birliği Genel Sekreteri Nabil El Arabi ile Kahire’de bir araya gelerek bu konuyu masaya yatırdı.

Riad Muasses, euronews: Sayın Nebil El Arabi, şu anda bu röportajı yaparken bile Suriye’de şehirler bombalanıyor, kan dökülmeye devam ediyor. Arap Birliği de buna karşın Suriye’ye bir takım yaptırımlar getirme kararı aldı. Sizce bu yaptırımlar Şam yönetimi için caydırıcı olur mu?

Nebil El Arabi, Arap Birliği Genel Sekreteri: Beş ay önce Arap Birliği, Şam hükümetinden şiddeti durdurmasını talep etti, biz de Suriye’de akan kanı durdurmanın yollarını aradık. Sonra Arap Birliği olarak gözlemciler gönderilmesini talep ettik. Bu gözlemcilerin gönderilmesini sağlayacak yasal bir çerçeve çizen bir protokol da çıkardık. Ama olmadı. Bu görev Suriyelilerin korunması içindi ancak Suriye hükümeti protokolü imzalamadı. Tüm bunların sonunda Arap dış işleri bakanları Suriye’deki bir takım ekonomik sektörlere yaptırım getirme kararı aldı.

euronews: Sizin de bahsettiğiniz gibi son beş ay içinde Suriye yönetimiyle diyalog halindeydiniz. Ancak onlar size karşılık vermekte hep gecikti. Suriye’deki protestolarda ‘Arap Birliği’nin bu bekleyişi bizi öldürüyor’ diye haykırışlar da vardı. Bu durumda Arap Birliği de olanlardan kısmen sorumlu mu?

El Arabi: Arap Birliği olanlardan sorumlu tutulamaz. Tüm sorumluluk Suriye hükümetindedir. Arap Birliği defalarca Suriye hükümeti ile uzlaşmayı denedi ancak olmayınca başka türlü önlemler aldık. Başka çaremiz yok.

euronews: Suriye Dış İşleri Bakanı Velid Muallim, ülkesine uygulanan bu yaptırımların tüm çözüm kapılarını kapattığını söyledi. Siz ne düşünüyorsunuz?

El Arabi: Umarım Suriye Dış İşleri Bakanı bu konuşmasında tam olarak ne demek istediğini açıklar. Biz halkın can güvenliğinin sağlandığını ve bölgede bahsedilen şeylerin olmadığını göstermeleri için gözlemci göndermeyi önerdik ancak Suriye hükümeti Arap Birliği’nin bu protokolüne evet demedi. Yani bu talebimize olumlu yanıtı vermeyerek, onlar işbirliği yapmak istemediklerini gösterdi.

euronews: Arap Birliği’nin Suriye’deki krizi uluslararası alana yaymaya çalıştığı gibi suçlamalarının yanında, siz Birleşmiş Milletler’den yardım isteyecek misiniz?

El Arabi: Şunu açıkça belirtmek isterim ki Suriye hakkında alınan her karar, dışarıdan herhangi bir müdahaleyi önlemek içindi. Ancak Güvenlik Konseyi ya da İnsan Hakları Konseyi gerekli görüp Suriye’ye karışmak isterse, bu Arap Birliği’ni ilgilendirmez. Arap Birliği sadece Arap ülkeleri çerçevesinden olaya bakar ve bu krizin de bu çerçeve içinde halledilmesini ister. Umarım bunun nasıl olabileceğini de sorarsınız.

euronews: Evet ben de tam bunu soracaktım. Suriye kapılarını kapattı, protokolü imzalamadı, yani krizi Şam hükümeti tırmandırdı?

El Arabi: Tansiyonu burada Suriye yükseltti, birlik değil.

euronews: Bu yüksek tansiyon Ortadoğu’da bir savaşa yol açabilir, NATO’nun müdahalesi söz konusu olabilir.

El Arabi: Bundan Arap Birliği sorumlu tutulamaz çünkü halen, bir anlaşmaya varılması için çalışıyoruz. Dış İşleri Bakanı Mualim’e protokolün imzalanması yönünde baskı yapması için bir mektup gönderdim. Eğer ‘evet’ derlerse bizim gözlemcilerimiz hemen gidip görevlerini yapmaya hazır.

euronews: Peki Suriye yönetiminin bu protokolü imzalayacağına inanıyor musunuz?

El Arabi: Bu konuda ne karamsar ne de iyimserim. Bu konuyu sadece basit bir düzlemde ele alıyorum. Biz Şam’dan protokolü imzalamasını istedik. Ancak şimdiye kadar herhangi bir cevap gelmedi.

euronews: İnsan Hakları Konseyi Suriye’de insanlığa karşı suç işlendiğini, Arap Birliği’nin yanında, birliğe üye olan ülkelerin bu ülkelerin insanlarının da insan haklarıyla daha yakından ilgilenmesi gerektiğini söyledi. Yeni her gün Suriye’de insanların öldüğünü ele alırsak…

El Arabi: Biz de aylardır bunu önlemek için büyük çaba sarfettik. Şimdi ise önümüzde iki yol var. Birincisi Suriye’nin protokolü imzalarayarak gözlemcileri kabul etmesi; ikincisi ise belirli kesimlerden Suriye’ye halkı etkilemeden bir ekonomik boykot uygulanması.

euronews: Suriye meselesinin Birleşmiş Milletler’e havale edilmesi gibi bir durum söz konusu mu?

El Arabi: Az önce de dediğim gibi Suriye meselesini uluslararası bir kriz haline getirmek istemiyoruz. Bu alınan kararlar da zaten dışarıdan müdahaleyi önlemek için.

euronews: Suriye’de bugün ordundan kopan kısımlar ve Suriye Ulusal Konseyi gibi güçlü muhalif hareketler de görüyoruz.

El Arabi: Burada organize gruplardan, partilerden de söz edebiliriz.

euronews: Peki Arap Birliği’nin Ulusal Konseyi tanıma gibi bir düşüncesi var mı?

El Arabi: Bu şimdiye kadar ele alınmadı.

euronews: Neden?

El Arabi: Birçok nedenden. İlki, çünkü Suriye’de halen yönetimde bir hükümet var. İkincisi Suriye muhalefeti tek bir çatı altında toplanabilmiş değil. Birbirlerini de tanımıyorlar.

euronews: Eğer muhalafet bir çatı altında toplanırsa onları tanır mısınız?

El Arabi: Bu soruyu bölge ülkelerine veya Birleşmiş Milletlere sorabilirsiniz ama Arap Birliği’nin böyle bir düşüncesi yok.

euronews: Peki Suriye muhalefeti neden size gelsin o zaman?

El Arabi: Arap Dış İşleri Bakanları Konseyi, Şam yönetimi ile ulusal bir diyalog sürecine girilsin diye muhalefet ile görüşme kararı aldı. Bu konuda konsey, bir karar çıkartarak Suriye’de kapsamlı bir ulusal diyalog çağrısında bulundu.

euronews: Ancak Şam yönetimi hiç bir zaman bu diyalog çağrısını kabul etmedi mi?

El Arabi: Bunu üzerinde çalışıyoruz. Tarafların buna hazırlanmasını sağlıyoruz.

euronews: Peki başka bir ülkeye geçersek, ilk kez Mısır’da demokratik bir seçimde oy kullandınız. Neler hissettiniz?

El Arabi: Çok mutlu ve bu seçimlerin Mısır’da gerçekleşebilmesinden ötürü çok gururluydum. Seçimler yönetim ve halk açısından çok iyi organize edilmişti. Sabah oy kullanmaya gittim, orada bir saat bekledim, eşim ise beş saat oy kullanabilmek için beklemiş ama seçimlere katılım çok iyiydi.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

IŞİD’in Şam rejimi güçlerine saldırısında en az 30 kişi öldü

Suriye'de gösteriler: Suveyda şehrinde halk ekonomik koşulları protesto ediyor

Suriye'de Kürt güçlerle Arap aşiretler arasında çatışmalar: Deyrizor'da neler oluyor?