Azami iş asgari ücret

Azami iş asgari ücret
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Ülkeyi tehdit eden ekonomik krize rağmen İngilizler Noel ve yıl sonu alışverişlerinde 70 milyar sterlin harcıyor. Bu rakam bir önceki yıla oranla düşmek bir yana yüzde 1’lik bir artışı da ifade ediyor. Fakat tezgahın diğer tarafında durum o kadar içaçıcı değil. Butik çalışanları ülkenin en az kazanan gruplarından biri. Londra’da ünlü Oxford Street’te de durum aynı.

Şikayetler çok farklı değil:

“Bu iş bana yetmiyor, ikinci bir iş arıyorum. Biliyorsunuz şartlar zor. Neredeyse günde 2 saat uyumam gerekecek. Ama gerçekten de başka seçeneğim yok”

İngiltere’de saatlik asgari ücret 6,5 paund civarında, yaklaşık 20 lira. Fakat bu kurala bütünüyle uyulduğu söylemek mümkün değil.

Çıkış noktası olarak asgari ücret uygulaması endüstri alanındaki vasıfsız işçilerin istismarının önlenmesi için ortaya kondu. İlk olarak Yeni Zelanda’da kabul edilirken daha sonra İngiltere’de 1950’li yıllarda da Fransa’da uygulanmaya başladı.

21. yüzyıla gelindiğinde asgari ücret dünya çapında uygulanan bir sistem fakat rakamlar ülkeden ülkeye büyük farklılıklar gösteriyor. Özellikle gelişmekte olan ve el emeğinin çok da değerli olmadığı ülkelerde bu rakam çok aşağılarda.

Ucuz işçilik Güney Afrika’da çok yaygın. En alt seviyede kazanan özellikle tarım işçilerini korumak için devlet saati yaklaşık 1 liraya karşılık gelen bir taban ücret belirlemiş. Yüksek işsizlik işçileri bu rakama razı ediyor:

“Bu çok fazla bir para değil. Fakat çok uzman kişiler de değiliz. Başka bir iş yapacak durumumuz yok. Yaşamamıza yetecek kadar kazanmaya çalışıyoruz. Asgari ücret belirlenmesi önemli. Belki bu sayede hükümet hayatın gerçekte ne kadar pahalı olduğunun farkına varır. Tabiiki daha çok kazanmak isterdik ama bunu talep edecek cesaretimiz bile yok yerimize başkasını alırlar diye çekiniyoruz.”

Çiftlik sahibi Desmond Mudge’a göre asgari ücret tesbiti herkes için avantajlı bir durum getiriyor:

“Bizim gibi çiftçiler için asgari ücretin avantajı, hasat sırasında güvenebileceğimiz bir işgücüne sahip olmamız. O kritik zamanda her bir işçiye ihtiyacımız oluyor. İşçilerimize iyi ödeme yapıyoruz. Ağır çalışanlara ayrı primlerimiz de oluyor. Onlar da iyi çalışıyorlar.”

Güney Afrika’da bölgeye ve çalışılan alana göre değişen yaklaşık 40 farklı asgari ücret bulunuyor. Peki yıllarca toplumsal yaşamın ırkçılıkla çizildiği ve dünyanın en yüksek işsizlik oranlarından birinin olduğu ülkede, bir sosyal koruma uygulaması olan asgari ücret nasıl uygulanabildi?

Ekonomist Haaron Bhorat’a göre uygulamanın tesiri tek yönlü değil:

“En çok görülen durum şu oldu. Bu uygulama en az kazanan işçilerin gelirinin artmasını sağladı. Aynı zamanda gördük ki evlerde çalışanların, tarım işçilerinin ve taksicilerin geliri de arttı. Fakat aynı zamanda bu uygulama bazı sektörlerde özellikle de tarımda istihdamı düşürdü. Farklı sonuçlar çıkarılabilir fakat asgari ücret uygulamasının işsizliğe katkıda bulunduğu da ortada. Siyasetçilerimize düşen bunun çözümünü bulmak.

Diğer yandan asgari ücret uygulamasının işçilere bir koruma sağladığı da açık ve onlar da hanelerinin fakirlik seviyesini azaltabilmiş durumdalar.”

Apartheid’ı, siyahlara karşı ırkçılığı geride kaldı diye biliyoruz. Fakat ülkenin pek çok bölümünde sosyal ayrımların aynı zamanda bir renk ayrımı şeklinde olduğu da görülüyor. Cap bölgesinde villa sahiplerinin beyaz içindeki çalışanlarınsa siyah oldukları görülüyor.

Tüm kölelik tiplerine engel olmak için devlet tüm işçilerin bir asgari ücret hakkı olmasını şart koşuyor.

Bunlardan biri olan Mina biraz ayrıcalıklı durumda. O asgari ücretten fazlasını kazanıyor:

“Kanun var ama uygulanmıyor. Gazetelerde işçilere para ödenmesi gerektiği yazıyor. Fakat evlerde çalışanlar için bunu dikkate alan kimse yok. Zihinlerde hep aynı anlayış var: “Ne verirsem onu alacaksın.” Tabii çalışanlarda da korku var. Odamı kaybedersem ne yaparım? Sokakta mı kalırım korkusu var.”

Mina’nın çalıştığı evin sahibine göre onun durumu diğerlerine nisbetle çok iyi:

“Bizim bulunduğumuz Constancia bölgesi zengin bir bölge. Benim kadar geliri olanların evlerinde çalışanlara bakıyorum da Mina kadar kazanan yok. Mina’nın aksine küçük ek ödenekler de almıyorlar. O daha avantajlı durumda. Çoğunluk asgari ücretin farkında bile değil. Mümkün olan en az para ödenmeye çalışılyor.”

Mina’nın çocuklarıysa banliyö semtinde büyüyor ve tek problem de ücretlerin düşüklüğü değil. Bu aynı zamanda bir temel insan haklarına saygı konusu.

Üyeleri ev işlerinde çalışan işçiler olan sendikanın başkanı Hester Stevens apartheid yıllarını kara bir dönem olarak hatırlıyor:

“Apartheid, ırkçılık yılları evlerde çalışan siyahi işçilere her türlü baskının yapıldığı yıllardı. Ben o zamanlarda büyüdüm. Sadece kağıt üzerinde ismimiz vardı. O zamanki hükümete göre bize para ödenmesi gerekmiyordu. Daha iyi yemek yapmak içinse kursa gitmek zorundaydık. Büyük bir ayırımcılık dönemiydi. Bizler de bu ülkenin bir parçasıyız ve ekonomisine katkıda bulunuyoruz.”

Avrupa’da çok sayıda ülke ekonomik kriz yaşarken düşük gelirlilerin korunması için asgari ücrette yeni düzenlemelere gidiyor. İngiltere’de bu uygulamanın kanuni zorunluluk haline gelmesinin üzerinden 11 yıl geçti ve sonuçlar olumlu.

Asgari ücret komisyonu başkanı David Norgroove’a göre asgari ücret mükemmel olmayan ama kaçınılmaz bir uygulama:

“Bunun eşitsizlikleri azaltmaya katıkısı olduğu açık. Tabii ki tam anlamıyla çözmüş değil ama bu uygulama olmasıydı pergel çok daha fazla açılmış olacaktı. Asgari ücret dünyadaki tüm kötülükleri sonlandıramaz. Bir sınır belirleyerek çalışanların istismarına bir oranda engel oluyor. Eğer çok şey beklersek yanılırız.”

İngiltere’de asgari ücretin zorunlu olmasının arkasındaki isim İşçi Partili Sir Ian Mc Cartney. O bunu hayattaki en büyük başarısı olarak görüyor. Mc Cartney’le Wigan’da görüştük:

“Parlamento tarihinin en uzun oturumuydu. Meclisi hiç terketmedim. İçerdeyken saçım sakalım uzadı ama bu kanunun kabulü için sonuna kadar kararlıydım. Muhafazakar Partililerden artık yılmıştım. Yüz yıl boyunca bu kanunun geçmesine engel olmuşlardı. Bir yüz yıl daha beklemek istemiyorduk. Sonunda kabul edilmesi de tam bir mutluluktu. Sanki Dünya Kupası’nı kazanmış gibiydik. Harikaydı. Böyle değişimlere imza atılan zamanlar insana neden siyasetin içinde olduğunu hatırlatıyor. Krizde olsakta olmasakta bir çalışan daha istismar edilmemeli.”

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Asgari ücret: Partiler ne öneriyor, sendikalar ne istiyor?

Görünmez işçiler: Düşük ücretlerle Avrupa çiftliklerinde sömürülen ve tehlikeye atılan insanlar

İklim değişikliği, hava kirliliği ve ekonomik zorluk üçgeninde Polonya