Egemen Bağış: "Türkiye-AB arasında göç akımı tersine döndü"

Egemen Bağış: "Türkiye-AB arasında göç akımı tersine döndü"
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girme sürecinde atacağı adımları euronews’e değerlendirdi. Avrupa Birliği’nin Türklerin artık Avrupa’ya göç edeceği korkusundan vazgeçmelerinin gerektiğini belirten Egemen Bağış, Avrupa’dan Türkiye’ye olan göçün, Türkiye’den Avrupa’ya olan göçten çok daha fazla olduğunu vurguladı.

Brüksel muhabiri Gülsüm Alan, euronews: “Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Egemen Bağış, euronews’e hoşgeldiniz. Brüksel’de bir dizi temaslarda bulunuyorsunuz. Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü, Avrupa Parlamentosu Başkanı ile görüştünüz. Ancak Avrupa Birliği ekonomik krizle boğuşuyor. Özellikle Euro Bölgesi’nde ciddi sorunlar var. Türkiye neden hala Avrupa Birliği’ne girmek istiyor?”

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış: “Çünkü Türkiye hiçbir zaman Avrupa Birliği’ni ekonomik birlik olarak veyahutta ekonomik beklentilerle yaklaşılan bir liman olarak görmedi. Biz Avrupa Birliği’ni insanlık tarihinin en kapsamlı barış projesi olarak gördük. Avrupa Birliği üyesi ülkelerin tarihlerine baktığımız zaman, asırlarca birbirleri ile savaşmış milletlerin bugün Avrupa Birliği sayesinde barış içerisinde, huzur içerisinde yaşayabildiklerini görüyoruz. Bu kıtasal barış projesini küreselleştirecek gelişme, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılmasıdır. Madem ki Avrupa kıtasında bu barışı sağlayabildi bu Avrupa Birliği, bunu küreselleştirmek için Türkiye’nin katılımı, hem Türkiye’nin etki alanı içerisinde bulunan coğrafyalarda, hem Türkiye’yi bir köprü olarak gören diğer coğrafyalarda çok önemli mesajlar verebilir diyoruz. Avrupa Birliği’nin içinden geçtiği ekonomik buhrana rağmen, dünyada kişi başına düşen refahın en yüksek olduğu coğrafya olduğunu da unutmamak gerekir. Yarınla ilgili umutlarımızla kıyasladığımız zaman AB reçetesi, hala uygulanabilecek en iyi reçetelerden biri olarak gözüküyor.”

Gülsüm Alan, euronews: “Türkiye şu anda bölgede önemli bir rol oynuyor. Türkiye eksen mi değiştiriyor?”

Egemen Bağış: “Türkiye, tarih boyunca olduğu gibi batının en doğulu, doğunun da en batılı ülkesi olmaya devam ediyor. Türkiye asırlardır aslında doğu ile batı arasında. İslam kültürüyle Hristiyanlık kültürü arasında, enerji kaynaklarıyla tüketiciler arasında, arz ile talep arasında bir köprü olmuştur. Şu anda o köprünün dört ayağının birden güçlenmesi kimseyi rahatsız etmemelidir. O köprünün doğu ayağı da, batı ayağı da, kuzey ayağı da, güney ayağı da, eş zamanlı olarak güçlenmektedir.”

euronews: “Avrupa Birliği şu anda ekonomik kriz içerisinde, cok ciddi bir ekonomik kriz var. Türkiye, Avrupa Birliği’ne nasıl destek olabilir?”

Egemen Bağış: “Türkiye’nin kendi birikimleri, Avrupa Birliği’nin aslında bu krizden istikrar ve güvenle çıkabileceğini gösteriyor. Bizde de bir gecede yüzde 8 bin faizlerin ödendiği dönemler vardı, çok değil bundan 12-13 yıl evvel. Avrupa Birliği’nin ilk atması gereken adım, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına karşı uygulanan haksız, mantıksız ve kanunsuz vizeleri kaldırmak olmalıdır. Böylelikle Türkler, Avrupa Birliği üyesi ülkelere daha rahat seyahat edebilecektir, oralara turist olarak gidip para harcayacaklardır, iş yapacaklardır. Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşları, 65 ülkeye vizesiz gidebilmektedir. Ama çok acıdır ki gümrük birliği içerisinde olduğumuz, dış ticaretimizin yüzde 50’sini yaptığımız, ülkemize gelen turistlerin yüzde 60’ının kaynağı olan Avrupa Birliği üyesi ülkelere, biz şu anda rahatlıkla gidemiyoruz. Türk iş dünyası bugün çok büyümüştür. Artık Avrupa’nın 6. en büyük ekonomisiyiz. 2050 yılında Avrupa’nın ikinci en büyük ekonomisi olacağımızı Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) rakamları söylüyor. 2020’ye kadar Avrupa’nın en hızlı büyüyen ekonomisi olmaya devam edeceğiz. Böyle bir potansiyele kapıları kapamanın, duvarları çekmenin bir anlamı yoktur. Türklerin artık Avrupa’ya göç edeceği korkusundan vazgeçmeleri gerekir. Çünkü geçtiğimiz yıllarda rakamlar ortaya koydu ki; Avrupa’dan Türkiye’ye olan göç, Türkiye’den Avrupa’ya olan göçten çok daha fazladır.”

euronews: “İsviçre’de soykırım yasasıyla ilgili hakkınızda soruşturma başlatıldı. Fransa’da da buna benzer bir girişim var. Bu olayın Avrupa Birliği geneline yayılmasından endişe duyuyor musunuz?”

Egemen Bağış: “Avrupa Birliği’nin önemli değerlerinden bir tanesi, ifade özgürlüğünün korunmasıdır. AB üyesi ülkelerin ifade özgürlüğünü kısatlayacak bir takım kanunlar geçirmeleri bir kere mantığa aykırıdır, Avrupa Birliği’nin kuruluş değerlerine aykırıdır, müktesebata aykırıdır. Ben Zürih’te de söyledim bugün burada da söylüyorum, sorulduğu zaman nerede olursam olsun yine söyleyeceğim, 1915 olaylarını soykırım olarak tanımlamak bizim elimizdeki bilgilere göre, arşivlerimize göre, kaynaklarımıza göre, mantıksızdır, anlamsızdır. Ama biz hodri meydan diyoruz, Ermenistan da diğer üçüncü ülkeler de bütün arşivlerini açsınlar. Bağımsız bir panel kuralım. Bu panelin içerisinde tarihçiler olsun, hem Türkiye’den hem Ermenistan’dan hem Amerika’dan hem Rusya’dan hem Avrupa Birliği üyesi ülkelerden ama bütün bu ülkeler de arşivlerini sonuna kadar açsınlar ve görelim bakalım 1915 olaylarında neler olmuş diye. Ondan sonra değerlendirelim. Biz yargısız infaza karşı çıkıyoruz. Bugünkü bilgilerle 1915 olaylarını soykırım olarak tanımlamak sadece bir takım istismarcı lobilerin, nefret tüccarlarının yapabileceği bir çabadır, biz de bu oyuna gelmeyeceğimizi söylüyoruz.”

euronews: “Bu olayların Avrupa geneline yayılma olasılığı var mı?”

Egemen Bağış: “Avrupa Birliği’nin değerlerine aykırı. Böyle bir yayılmanın olabilmesi için AB üyesi ülkelerinin oy birliği ile bir karar alması gerekir ki ben 27 ülkenin, 27’sinin birden bir akıl tutulması yaşayabilme ihtimaline pek ihtimal vermiyorum.”

euronews: “AK Parti hükümeti reform konusunda yorgun düştü, yavaşladı reform konusunda. Neden?”

Egemen Bağış: “AK Parti hiçbir şekilde yorgun düşmedi, AK Parti Türkiye Cumhuriyet tarihinin en reformist hükümeti olmuştur. Ve son dönemlerde yapılan çalışmalara bakarsanız, 88 yıl aradan sonra Sümela’da ilk defa Ortodoks vatandaşlarımız ayin yapmaya başladılar. 112 yıl aradan sonra Akdamar’da Ermeni vatandaşlarımız ayin yapmaya başladılar. Asker sivil ilişkilerinde son dönemde atılan adımlar, milli güvenlik derslerinin kaldırılması, Türkiye’de Yüksek Askeri Şura’nın yapılanmasına kadar atılan adımlar, reformlar konusunda her zamankinden daha da kararlı olduğumuzu, daha da azimli olduğumuzu ortaya koymaktadır.”

euronews: “Avrupa Birliği, anayasa konusunda büyük beklenti içerisinde. Bu konuda neler planlıyorsunuz?”

Egemen Bağış: “Su anda Meclis’te temsil edilen dört partinin, dördünün de eşit sayıda temsilciyle hazır bulunduğu yeni bir uzlaşma komisyonu kuruldu. Şu anda bu komisyon, anayasa ile ilgili çalışmalarını yürütüyor. Bu komisyonun çalışmalarına sivil toplum kuruluşlarımız destek veriyor, akademik çevrelerimiz destek veriyor, medyamız destek veriyor, vatandaşlarımız yeni kurulan web sayfasına anayasa ile ilgili önerilerini göndererek destek veriyor, farklı inanç grupları destek veriyor. Bütün bu bilgiler toplandıktan sonra ümit ediyorum ki bu komisyon, bütün partilerin üzerinde uzlaşabileceği, sivil, bütün vatandaşları kucaklayan, her bir vatandaşın “benim” diyebileceği bir anayasayı hazırlayacaktır ve o da, Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecinde çok önemli bir ilerlemeye vesile olacaktır.”

euronews: “Suriye’de katliamlar şiddetlenerek sürüyor. Türkiye bu konuda karar alamadı. Türkiye, katliamları durdurmak için neler planlıyor?”

Egemen Bağış: “Türkiye’nin şu anda bu konuda en cesur açıklamaları yapan ülke olduğunu bugün görüştüğüm Avrupa Parlamentosu Başkanı da medyanın önünde dile getirdi. Keşke AB üyesi ülkeler de Türkiye kadar cesur açıklamalar yapabilseler ve kararlılıklarını ortaya koyabilseler. Daha bir gecede 300 kişinin öldürüldüğüne yeni şahit olduk. Bunlara karşı hep birlikte uluslararası kamuoyunun “dur” demesi gerekir. Özellikle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri olan Rusya ve Çin üzerinde uluslararası camianın çok daha kararlı bir baskı uygulaması gerekir. Onbinlerce insanın barınması için biz bütün imkanlarımızı seferber ettik. Bundan sonraki aşamadada yapacaklarımızı müsade edin, sizinle kameraların önünde paylaşmaktan ise diplomasi koridorlarında uluslararası müttefiklerimizle paylaşalım ve ortak bir kararı alma konusunda onları ikna etmeye çalışalım.”

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Dünya Bankası, Türkiye'ye ilave 18 milyar dolar finansman sağlayacak

HRW'den Ankara'ya suçlama: Suriye'de Türkiye'nin kontrolündeki bölgelerde hak ihlalleri yaşanıyor

ABD'nin yeni yaptırım tehdidi Türk-Rus ticaretini nasıl etkiledi?