Farzane ve Nafize'nin sağlık alanındaki örnek mücadelesi

Farzane ve Nafize'nin sağlık alanındaki örnek mücadelesi
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Ferzane, başkent Kabil’deki Ali Abad Ortopedi Merkezi’nin tanınmış yüzlerinden biri. Birkaç yıldır bu merkezde protez uzmanı olarak çalışıyor. Merkeze ilk defa 14 yıl önce hasta olarak geldiğinden bahsediyor:

“Birgün teyzemin evinin yakınlarındaki çamaşırhaneye gidiyordum. Bizim bulunduğumuz bölge mayınlardan arındırılmıştı. Artık tehlikeli olmadığından emindik. Mayın patlayınca bir anda şoka girdim. Bir bacağımın olmadığını, diğerinin yaralı olduğunu görebiliyordum. Elimden de yara almıştım. Hastaneye götürüleceğimi ve bir şekilde ameliyat olabileceğimi ve evime dönebileceğimi sanıyordum. Bacağımı kaybetmiş olmama rağmen böyle düşünüyordum. Hastaneye gidince bacağımı kestiler. En zoru bu oldu. Toplumda ya da aile içinde bir daha asla normal bir hayatım ve işim olamayacağını düşündüm. Yaşadıklarıma inanamıyordum.”

Ferzane’nin hayatı, Ali Abad Merkezi’nde takılan protezle bambaşka bir hal alır. Ferzane o zamanlar 14 yaşındadır. Hiçbir eğitim almamış olan Ferzane, merkezin çamaşırhanesinde ütücü olarak işe alınır. Okula gitmesi için imkan sağlanır. 5 yıl boyunca eğitim gören genç kız protez teknisyeni formasyonu da alır. Günümüzde merkezin protez servisinin başına geçen Farzana hastalarla olan yakın ilişkisinden bahsediyor:

“Onlara ilgiyle yaklaşıp nazik olmaya çalışıyorum. Güler yüzlü davranıyorum, güvenlerini geri kazanmaları için uğraşıyorum. Umutsuz olmamaları için onları cesaretlendiriyorum. Bunun herşeyi daha da zorlaştıracağından ve bu yüzden gerçeği kabullenmeleri gerektiğinden bahsediyorum. Protez olan bir organın tahta gibi olmadığını da söylüyorum. Zamanla bu, vücudunuzun bir parçası oluyor. Bu yüzden endişelenmeyi bırakmaları gerekiyor. Endişelenmek çözüm değil.”

Uluslararası Kızıl Haç Komitesi tarafından işletilen merkezde personelin büyük kısmı savaş nedeniyle engelli olan kişilerden oluşuyor. Bu, Ferzane’ye bu travmayı atlatmasında yardımcı oluyor.

Ancak Ferzane aile içinde aynı rahatlığa sahip olmadığından söz ediyor. Bir yandan ailesine bakmak için, diğer yandan engelli bir kadını kimsenin istemeyeceğini düşünerek evlenmediğini söylüyor.

İşini yaşama sebebi olarak gördüğünü belirtiyor:

“Bu merkezde çalışmaya devam ettiğim müddetçe gelecek benim için daha parlak olacak. Ancak ileride neler olacağını Allah bilir. Kendim için, ailem için, ülkem için ve Afgan halkı için iyi günlerin geleceğini umut ediyorum.”

Bamyan şehrine doğru yola çıkıyoruz. Başkent Kabil’in 200 km batısındayız. Afganistan’ın en sakin topraklarında kurulan bu şehir aynı zamanda en yoksul bölgede yer alıyor.

Nafize Naziri, Bir Afgan sivil toplum örgütünün kurduğu gezici sağlık ekiplerinde ebe olarak görev alıyor. En ulaşılmaz köylerde kadınlara sağlık hizmeti verebilmek için şehrin her yerini geziyor.

Nafize’nın gelişi bu köydeki kadınlar için çok önemli. En yakın sağlık merkezi 2 saatlik mesafede yer alıyor. Köyün uzaklığı kadın doğumlarında ölüm vakalarının artmasına neden oluyor. Sierra Leone’den sonra en çok vaka Afganistan’da görülüyor.

Bamyan’da ortam sakin görünse de, kadınlar ve çocuklar, savaşın bedelini hiçbir yerde olmadığı kadar ödüyor.

Kabil’de doğup eğitim gören Nafize’nin olanları unutması mümkün değil. Nafize, ailesiyle birlikte birçok kez diğer bölgelere göç etmek zorunda kaldığından bahsediyor:

“Çok zor ve tehlikeli bir durumdu. Ailemle ben, güvende yaşamak için, düzenli olarak bir yerden diğerine göç etmek zorunda kaldık. 28 yaşındaki erkek kardeşim savaşta öldürüldü.”

Tüm bu zorluklara rağmen, ailesinin de desteğiyle eğitimini tamamlayan Nafize, savaşın özellikle kadınları mağdur durumda bıraktığından söz ediyor:

“Özellikle savaşın sürdüğü bölgelerde kadınlar halen savunmasız durumda. Eğitim alamıyorlar. Çalışamıyorlar. Bu bölgelerde evden çıktığınız anda bir intihar saldırısı tehlikesi altında olduğunuzu düşünüyorsunuz.”

Nafize, Bamyan’da artık korku içinde yaşamadığından bahsetse de, ülkesinde yakın zamanda barış sağlanacağına pek inanmadığını dile getiriyor:

“Savaştan çıkar sağlayan çok sayıda devlet olduğunu ve savaşın bu yüzden sürdüğünü düşünüyorum. Topraklarımızda birbirleriyle savaşan gruplar yaratıyorlar, teşvik ediyorlar ve hatta bunun için onlara eğitim veriyorlar. Bu ülkeler bu durumdan faydalanıyor. Diğer yandan Afganistan’da savaşı durdurmaya çalışan ülkeler başarısız oluyor. Savaşın bu yüzden devam edeceğini düşünüyorum.”

Füruzan, savaşın soğukluğunu her gün yaşayanlardan. Women and War’un Afganistan dosyasının bir sonraki bölümünde Füruzan’ın öyküsüne tanık olun.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

BM: Taliban, doğum kontrol hapı satın alan kadınları tutukladı

Taliban, kadınları 'şiddetten korumak' için cezaevine gönderiyor

Taliban: Kadınların kamusal alanda yüzlerinin görülmesi değerlerini azaltır