Martin Schulz: AP'nin gücünü arttıracağım

Martin Schulz: AP'nin gücünü arttıracağım
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz. 17 Ocak 2012 tarihinde Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu’nda yapılan oylamada 387 oyla yeni Başkan seçildi. 1994 yılında parlamentoya giren Schulz, Sosyalist ve Demokratlar İlerici İttifakı Grubu (S&D) başkanlığı görevini yürütüyordu.

Yeni görevini 2,5 yıllığına yürütecek olan Schulz, bu dönemde Avrupa Parlamentosu’nun gücünü arttıracağını söylüyor.

Rudolf Herbert, euronews:
“Avrupa Parlamentosu Başkanı Sayın Schulz, euronews’e hoşgediniz. İlk sorum şu olacak: İki yıldan bu yana Avrupa Birliği bünyesindeki hükümetler, borç krizine çözüm bulmak için çabalıyor. Halkın bakış açısından Avrupa’nın bir soruna dönüştüğünü düşünmüyor musunuz?”

Martin Schulz, AP Başkanı:
“Sadece bu şekilde düşünmüyorum. Aynı zamanda Avrupa Birliği’nin etkinliği konusunda şüphelerin olduğuna da inanıyorum. Aslında ortada şüphe etmek için iyi sebepler var. Avrupa Birliği’nde hükümet ve devlet başkanlarının oluşturduğu organizma olan Avrupa Konseyi Başkanı Sayın Rompuy, iki yıl önce göreve geldiğinde şunu söylemişti: ‘Sorunları çözeceğiz.’ Fakat problemler çözülmedi. Tam aksine onlar ya geciktirildi ya da alınan kararlarda başarısız olundu. Sonuç olarak ortada büyük bir güven eksikliği var. Bu bizi, yani Avrupa Parlamentosu ve Komisyonu ilgilendirir.

Euronews:
“Avrupa vatandaşlarının güvenini tekrar kazanmak için ne yapılmalı?”

Martin Schulz, AP Başkanı:
“Oldukça basit bir kural dikkate alınmalı: ‘Birinin yaptığını biri söylemeli ve birinin söylediğini de biri yapmalı!’ Fakat ne oldu? Kısaca özetleyeyim: 2010 yılının baharında Yunanistan’a verilecek para olmadığı söylendi; fakat üç ay sonra paranın bulunduğu fakat bunun geçiçi olduğu söylendi. Üç ay sonra da sürekli fakat ek anlaşmasız olduğu açıklandı. Bir üç ay sonra daha ek anlaşmalı olacağı ancak bunun da yeterli olduğu söylendi. Her zaman bir çözüm olarak ilan edilen başka birşey yapıldı.”

Euronews:
“Geçmişte, Avrupa Parlamentosu için yapılan seçimlere Avrupa vatandaşlarının katılımı her defasında düştü. Bunda bir değişiklik bekliyor musunuz? Bu sorun nasıl aşılır?”

Martin Schulz, AP Başkanı:
“Bu konuda değişiklik olacağına inanıyorum. Önümüzdeki seçimlerde de oy kullananların sayısının azalacağını düşünenlerin aksine ben farklı bir düşünceye sahibim. Buna inanmıyorum. İlk olarak Avrupa bütün kıta genelinde tartışılmaya başlandı. Aynı zamanda kıtanın bütün ülkelerinde Avrupa siyasetini konuşuyoruz. Şimdiye kadar bu şekilde olmamıştı. Olumsuz çağrışım uyandıran kriz korkusundan dolayı ve kısmen de yanlış kararlardan dolayı, ilk kez gerçek bir Avrupa toplumuyla ilgileniyoruz.İkinci olarak Lizbon Antlaşması’na göre, bir sonraki Avrupa Komisyonu Başkanı, Avrupa seçimlerinin sonuçları dikkate alınarak seçilecek. Bu da büyük Avrupa partilerinin, Avrupa Komisyonu Başkanı’nın seçimi için adaylar çıkaracakları anlamına geliyor.Seçimlerde şu ana kadar şahit olmadığımız bir yarış olacak.”

Euronews:
“Başkanlık söz konusu olduğunda bir Avrupa Devlet ve Hükümet Başkanları Konseyi’nin başkanı var, aynı zamanda Avrupa Birliği içinde Konsey başkanı var. Bir de Avrupa Komisyonu Başkanı var. Sizce bütün bunların arasındaki farkı halkın anlayabilmesi zor değil mi? Avrupa’daki işlerden tam olarak hangisi sorumlu?”

Martin Schulz, AP Başkanı:
“Evet, bu gerçekten bir sorun. Birçok insan için bu konular hiç de anlaşılır değil. Bu yüzden daha fazla şeffaflığa ihtiyaç var. Van Rompuy ve Barroso tarafından yapılmış bir teklif var: Avrupa Komisyonu ve Avrupa Birliği Konseyi Başkanı’nın işleri birleştirilmeli. Bunun anlamı Komisyon Başkanı, aynı zamanda devlet ve hükümet başkanları zirvesine ve siyasi liderlerin toplantına başkanlık edebilir. Bence bu dikkate alınabilir. Daha önce söylediğim gibi Avrupa Komisyonu Başkanı, Avrupa Parlamentosu tarafından seçilen bir çeşit hükümet başkanı olmalı. Çünkü vatandaşları oylarının kime gittiğini bilmeli. Bu kişinin sağcı ya da solcu olmasını oylarınızla belirleyebilirsiniz. “
Euronews:
“Şu anda Avrupa Parlamentosu’ndan da geçen kanunların yüzde 80’inden fazlası Avrupa Birliği üyesi ülkelerde uygulanıyor. Yine de Avrupa Parlamentosu, halk tarafından tam bilinmiyor. Niçin böyle?”

Martin Schulz, AP Başkanı:
“Haklısınız. Halkın Avrupa Parlamentosu algısı bizim gerçek kimliğimizle orantısız. Aslında bunun açıklaması oldukça kolay. Avrupa siyaseti hakkında konuşan Avrupa halkından ziyade genel olarak ulusal bir algı var. Örneğin, Brüksel’de yapılan bir kanun Almanya’da Alman parlamentosunda tartışılıyor. Çünkü Almanya onun uygulanması konusunu görüşüyor. Sonra da seçmenler o kanunu Berlin’de yapılmış izlenimine sahip oluyor. Ancak onlar bu kanunun daha önceden zaten var olduğunu bilmiyor. Bu Avrupa Parlamentosu Başkanı’nın işi. Yaptıklarımızı daha görünür ve duyulur kılmak benim işim. Bunu yapmak için çok çalışıyorum.”

Euronews:
“Avrupa Parlamentosu’nun gücünü arttıracağınızdan bahsettiniz. Bu nasıl yapmayı planlıyorsunuz?”

Martin Schulz, AP Başkanı:
“Halk için bunları anlaşılır kılmak için, Avrupa ile ilgili tartışmalı kararları Avrupa Parlamentosu’na taşımaya çalışacağım. Örneğin, Macaristan’da Victor Orban ve onun hükümeti. Bu konuda sizin pozisyonunuz ne olursa olsun şu çok açık ki bu, Avrupa’da oldukça tartışmalı bir süreç.”

Euronews:
“Başkan olarak diğer hedefleriniz neler? Neleri başarmak istiyorsunuz?”

Martin Schulz, AP Başkanı:
“Gelecek 2.5 yıl içerisinde Avrupa Parlamentosu’nu ilgi odağı haline getirmek için çalışacağım. Bunun için diğer kurumlarla işbirliği içinde çalışacağım ama gerekirse bunun için çatışma yoluna da başvurabilirim. Fakat siyasi tecrübeler bana şunu söyler: Seçmenler, özellikle ihtilaflı konuların tartışılmasını ister.”

Euronews:
“Siz, 1994’ten bu yana Avrupa Parlamentosu’nda bulunuyorsunuz. Geriye baktığınızda, bütün bu dönem olmasa da son birkaç yılda sizce Avrupa Birliği’nin en büyük başarıları neler oldu?”

Martin Schulz, AP Başkanı:
“Bence genişleme. 1 Mayıs 2004 tarihinde Orta ve Doğu Avrupa’dan 10 ülkenin Avrupa Birliği’ne katılması, daha önce tahmin edilemeyen tarihi bir başarıdır. Böylece on yıllarca süren yapay ayrılık sona erdi. Gerçek bir kültürel ve siyasi birliktelik sağlandı. Bence, bu biraz tartışmalı ama Euro ortak para birimine geçiş Avrupa’yı uzun dönemde koruyacaktır. Diğerlerinden gelen rekabetçi baskıyı azaltacak ve bölgeyi dünyada yukarı çıkaracaktır. Sosyal modelimizi savunmak, aynı zamanda güçlü bir para birimine sahip olmamız sayesinde olacaktır. Bütün bu sebeplerden dolayı şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Avrupa Birliği’ndeki genişleme ve Euro, son zamanlarda elde edeilen en büyük başarılarıdır.

Euronews:
“Peki ya başarısızlık! Geçmiş yıllarda işlemeyen neler oldu?

Martin Schulz, AP Başkanı:
“Vatandaşları, Avrupa’nın onlardan birşeyler almadığına; tam aksine onlara birşeyler kattığına ikna edemedik. Yıllardır Amerika Birleşik Devletleri’nde olduğu gibi bir model olarak Avrupa Birleşik Devletler sistemine inandım. Sadece şunu geç anladım, ulusal kimlik, bölgesel kimlik, insanlar için çok önemli. Bunun kötü bir yanı da yok. İtalyan kimliğine sahip olmanın nasıl bir kötülüğü olabilir ki! Ya da Finli kimliğine sahip olmanın sakıncası ne? İnsanların farklı kimliğe sahip olması Avrupa’nın zenginliğidir. İnsanlarımızın kültürü Avrupa kıtasının büyük bir mirasıdır.”

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

İngiltere, Brüksel'in Brexit sonrası gençlerin dolaşımını kolaylaştırma önerisini reddetti

Brüksel'den AB ve İngiltere arasında gençlerin eğitim görmesi ve çalışmasını kolaylaştıracak öneri

Gürcistan'da halk neden sokaklarda; 'Yabancı ajan yasa tasarısı' nedir?