Bir savaş silahı : Tecavüz

Bir savaş silahı : Tecavüz
By Valérie Gauriat
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
REKLAM

“Bir savaş silahı olarak tecavüz”, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin Kivu bölgesinde yaşayan kadınlar, bu metaforun ne anlama geldiğini çok iyi biliyor.

Bu hafta, sıradışı bir kadının, Masika’nın hayat hikayesini keşfediyoruz. Masika, başına gelen onca şeyden sonra ayakta kalmasını bildi. Şimdi de kendi gibi tecavüze uğrayan savaş mağduru kadınların ayakta durmasına ve yaşadıkları korkunç şiddetin üstesinden gelmesine yardım ediyor.

Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ndeki savaşın bitmesinin üzerinden yıllar geçse de Kivu bölgesinde ruandalı, kongolu, burundili ve hatta ugandalı askeri güçler bugün hala halkı terörize etmeye devam ediyor. Tecavüz’e uğradıktan sonra aileleri tarafından reddedilen kadınlar, Masika’nın, güney Kivu’nun Minova şehrinde bulunan Apdud sığınma evine geliyorlar.

Apdud, aileleri tarafından dışlanan tecavüz kurbanlarının barındığı bir sığınma evi. Burada kadınların yanı sıra, Masika’nın evlat edindiği, savaş mağduru 34 çocuk bulunuyor.

Masika evlat edindiği çocuklardan birinin hikayesini bu trajik cümlelerle ifade ediyor :

“Annesi köydeki cesetlerden biriydi. Kuşlar gözlerini oymuştu. Bu bebeği annesinin memesine yapışmış halde buldum. Sonra da buraya getirdim.”

Masika 12 yıldır, umudun bile yasak olduğu insanlara bir gelecek verebilmek için savaşıyor. Bu yola 1998’de milis askerleri gözlerinin önünde kocasını öldürüp kızlarına tecavüz ettikten sonra baş koymuş.

Masika’nın hikayesini kendi ağzından dinleyelim…

“Beni şakaklarıma iki silah dayalı halde çırılçıplak oturttular. Bağırdığım zaman yüzümü ve vücudumu bıçaklıyorlardı. Vücudumun her yerinde bana miras bıraktıkları izler var. İçlerinden biri bana daha önce hiç bazukanın tadına bakıp bakmadığımı sordu. Evet, tadını biliyorum dedim, bazuka şekerinden bahsettiğini sanmıştım. Bunun üzerine ölmüş eşimin cinsel organını kesip küçük parçalar halinde doğradı ve beni onları yemeye zorladı. Odanın her tarafına eşimin kanı yayılmıştı. Bana ondan arta kalan parçaları biraraya toplamamı ve üzerine yatmamı söylediler. Dedikleri gibi yaptım. Sonra bana eşimin ölü bedeninin üstünde tecavüz etmeye başladılar.”

Masika’nın bizimle paylaştıkları buzdağının görünen kısmı. Onun tüm isteği Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde kadınların yaşadıklarının herkes tarafından bilinmesi. Masika, sığınma evinde hergün kendi hikayesine benzer hikayeler dinliyor.

Sığınma evi yetkilileri, maddi ve manevi desteğin yanı sıra, madurların topluma geri kazandırılması için de çalışıyor. Öte yandan, silahlı gruplarla görüşmelere giderek, onları konu üzerinde daha hassas hale getirmeye çalışıyorlar.

Masika, bugün dimdik ayakta. Kurduğu sığınma evinin 200’ün üzerinde üyesi var. Ancak güçlü görünüşünün arkasında geçirdiği travma ve tıbbi operasyonlarla perişan olmuş bir beden var.

Başlarına gelen bu felaketlerden, ülkede baş gösteren “cezasızlık” olgusunu da sorumlu tuttuğunu anlatıyor :

“Hükümet bu saldırganları cezalandırmıyor. İnsan hakları savunucuları olarak, onları adaletin eline teslim etmek ve hapse attırabilmek için elimizden geleni yapıyoruz. Kanunlara göre 15 yıl, 25 yıl hapis yatmaları gerek. Ama bir bakıyorsun iki gün sonra serbest kalmışlar. Bu durumda tabi, tehdit edilen, tehlike altında olan, biz aktivistler oluyoruz. “

Masika’nın aktivist hareketleri hayatı için risk unsuru taşımaya devam ediyor. Silahlı gruplar, yaptıklarını ifşa ettiği için her yerde onu arıyorlar. Ancak Masika, hiç kimseden korkusu olmadığını söylüyor :

“Artık hiçbir şeyden korkum yok. Zaten her an tehlike içindeyim. Kendimi uzun zaman önce ölmüş gibi hissediyorum. Ölmek benim için sorun değil, kimseden korkum yok. Beni öldürmek isteyen eli silahlı adamları gidip görmeye devam edeceğim, beni öldüreceklerini söyleseler de… Onları daha duyarlı hale getirmek için gidip onlarla konuşmam gerekiyorsa, gider konuşurum. Eğer bir gün beni öldürürlerse kadınları koruduğum, insan haklarını savunduğum içindir. Ne olursa olsun devam etmeliyim, beni öldüreceklerse öldürsünler, hiçbir şeyden korkum yok.”

Kadın ve Savaş programının bir sonraki programında tıpkı Masika gibi, kadın hakları savaşan Noella’yı tanıyacağız…

For more information contact: apdud.buganga@gmail.com

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

UNICEF: Dünya genelinde 230 milyon kadın, genital mutilasyona maruz kaldı

İrlanda'da cinsiyetçi ifadelerin anayasadan kaldırılması için referandum yapılacak

8 Mart Dünya Kadınlar Günü: Türkiye'de geçen yıl 403, son iki ayda 71 kadın cinayeti işlendi