Avrupa Birliği’nin kurucularından Jean Monnet, “Eğer yeniden başlama şansım olsaydı, kültürle başlardım” demişti. Avrupa ülkeleri mali krizle boğuşurken film endüstrisinin gözü Cannes Film Festivali’nde. Avrupa Birliği ülkeleri arası dayanışmanın eksikliği, ortak kültürle hangi ölçüde bağlantılı?
Avrupalılar birlikte şarkı söyleyip, birlikte aynı filmler ve müziklerle ağlayıp gülebiliyorsa bu, ortak bir Avrupalı kimliğinin oluşmasını ve günümüzdeki derin krizi aşmayı sağlar mı?
Küresel eğlence dünyası bu çabayı yok mu ediyor?
Avrupa genelinde yapım desteği ve kotalar olmalı mı? Bunun bir örneği, Avrupa Birliği’nin küçük ölçekli sinema salonlarına dijital sistem konusunda ve pelikül yerine dijital formatta dağıtım yapan film yapımcılarına Avrupa filmleri göstermeleri şartıyla mali destekte bulunması şeklinde.
Avrupa Birliği ülkeleri çağdaş kültür endüstrisine karışmalı mı yoksa bunu serbest piyasanın ve tüketicinin tercihine mi bırakmalı?
The Network’ün bu bölümünde, Cannes Film Festivali’nin Director’s Fortnight artistik direktörü Edouard Waintrop’a bağlanıyoruz. Director’s Fortnight, Avrupa Parlamentosu’nun “Pre Lux” ödülüyle işbirliği içinde. Waintrop aynı zamanda Fransız gazetesi Liberation’un eski film eleştirmenlerinden biri ve gazetenin Cinoque isimli internet sitesinde yazıyor. Diğer konuğumuz Euronews Brüksel bürosundan bağlandığımız, Brüksel’deki Bozar sinemasının küratörü Juliette Duret. Duret, daha öncesinde Belçika yapımı Fransızca filmleri yurt dışında destekleyen “Wallonie Bruxelles Image” ın başındaydı. Son olarak Brüksel Avrupa Parlamentosu’nda, Amerikan Sinema Filmleri Derneği’nin Avrupalı eski başkanı Michael Bartholomev’e bağlanıyoruz. Bartholomev şimdilerde Brüksel’de telekomünikasyon danışmanlığı yapıyor.