Sınır robotları

Sınır robotları
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Deniz ve kara sınırlarını koruma altına almak, Avrupa ülkelerinin günlük sorunlarından biri. Bu soruna çözüm bulmak ise bilimadamlarına düşüyor. Araştırmacılar, lazer, gama ve nötron ışınlarını birer araç olarak kullanıyor.

Sınır korumasında bir yenilik ise henüz prototipi geliştirilen robotların sınır bölgelerine yerleştirilmesiyle deneniyor. Hırvatistan’ın görkemli sahillerinde bir araştırma gemisi, alışılmadık teknik aletlerle deneyler yapıyor.

Araştırma gemisinde, gerçeğine çok yakın olarak tasarlanmış bombalar, su altı patlayıcıları tanımlayan bir denizaltını test etmek için kullanılıyor. Nükleer fizikçi Vladivoj Valkoviç, deniz sınırlarında çok sayıda gerçek bomba bulunabildiğine işaret ediyor: “Bu, bir uçaktan atılan bir bomba. Akdeniz, Baltık Denizi ve Atlantik Okyanusu sahillerinde buna benzer çok sayıda bomba bulunuyor. Hidrojen, karbon, oksijen ve nitrojen. Bir TNT’de bu 4 bileşen bulunuyor. Bu nedenle bu 4 elementi gerekli oranlarda birleştirip bir bombanın taklidini yapmak kolay.”

Prototip, Avrupa’nın denizaltı yapısında ve deniz yollarında güvenliği arttırmak için geliştirilen bir Avrupa Birliği Araştırma Projesi çerçevesinde tasarlandı. Valkoviç, tasarladıkları su altı tetkik aracının nasıl işlediğini anlatıyor:

“Deniz dibinde ya da bir köprüye veya altyapı elemanına iliştirilmiş halde duran, tanımlayamayan bir cisim olduğu rapor edildiğinde tetkik aletini bölgeye gönderiyoruz. Cismin üzerine yerleşerek ölçümler yapıyor. Sonuçları ana gemiye ileterek geri dönüyor. Tetkikin sonucunda cismin kimyasal bileşenleri hakkında bilgi sahibi oluyoruz.”

Gerçeğine benzer, sahte bomba denizin 10 metre derinine, kumun üzerine dikkatle yerleştiriliyor. Robot, bombanın üzerine getiriliyor. Robotun yaydığı nötron ışınları, cismin içini görmeyi sağlıyor.

Araştırma projesinin koordinatörü Guillaume Sannie, nötron ışınlarını kullanarak tasarlanan robotun patlayıcı maddeleri nasıl tespit ettiğinden söz ediyor: “Nötronun, maddeleri açığa çıkarma gibi bir özelliği var. Nötron, bombanın içindeki maddeyle çarpışıyor. Çarpışma anında gama ışınları yayıyor. Kısacası, nötron akımı sayesinde veri toplamamızı sağlayan elektronik bir alet tasarladık.”

Özel bir yazılım, bu gama ışınlarını grafiğe dökerek, araştırmacılara bombanın türü ve oranlarıyla ilgili bilgi sağlıyor. Fizikçi Cyrille Eleon, yazılımın, araştırmanın verilerini bilgiye dönüştürmekte etkili olduğuna işaret ediyor:

“Burada bir sıçrama görüyoruz. Bu karbonun yarattığı sıçrama. İkinci sıçrama daha güçsüz. Bu, oksijene işaret ediyor. Bu yazılım, karbon ve oksijen miktarı arasındaki ilişkiyi incelememize, ekranda birbirlerine oranlarını görmemize yarıyor. Şu durumda karşımıza çıkan oran belirleyici. Sistemin araştırmakta olduğumuz cismin içinde patlayıcı madde bulduğuna işaret ediyor.”

İlk testten sonra taklit bomba kaldırılıyor. Denizaltı, suyun altındaki hareket ve veri edinme kabiliyetine yönelik testlere geçilmeden önce, tamirat için geri çekiliyor.

Polonya’da ise farklı bir sınır operasyonu yürütülüyor. Avrupa Birliği sınırlarını kontrol altında tutmak için kendi kendine hareket eden, silahsız bir tetkik aracı geliştirdi. Elektronik mühendisi Jakub Glovka, sınır bölgelerinde hareket eden cisimleri tespit etmeye yarayan, tank görünümlü aracın, otonom bir şekilde çalıştığından söz ediyor:

“Platform, kendi kendine gerekli bölgeye yöneliyor. Gözlem sistemiyle birlikte, radar ve kameralar, yasa dışı yollarla sınırı geçmeye çalışanları tespit etmek için harekete geçiyor.”

Gözlem aracı, sınır boyunda olağan dışı bir hareket tespit ettiği anda sinyal veriyor. Aynı anda video sistemini devreye geçirerek sınır korumalarının gerekli operasyonu başlatması için elverişli bir ortam yaratıyor. Glovka, proje sürecinde en zorlu aşamanın tüm bir sistemin entegre çalışmasını sağlamak olduğunu dile getiriyor:

“Sistem video verisi sağlayabiliyor. Normal video görüntüsünün yanı sıra, radarlardan gelen kızılötesi videoları da içeriyor. Bizim için asıl zorluk, otonom hareket ve izleme sistemi ile, araçların ve insanların tespitine yarayan araçları birbirine eklemekti. Sistemin tümü karmaşık bir kontrol ve iletişim özelliklerine sahip.”

Gözlem aracı, harekete geçirilmeden önce, incelenecek sınır bölgesindeki hava koşullarına ve çevreye göre programlanıyor. Elektrik mühendisi Alex Feldman aracın rotasını çizmekte tamemen otonom oluşuna dikkat çekiyor: “Platformun engelleri ortadan kaldırarak kendi yolunda ilerlemesini sağlayan bir keşif sistemi var. Araç aynı zamanda rota planını kendi yapıyor. Dolayısıyla yasak bölgelere girmiyor. İlerleyemeyeceği yolları tespit edebiliyor. Herşey, araca dahil edilen bir veri tabanı sistemine bağlı.”

Gözlem aracının veri tabanı sistemi, çevrenin topografik bir kopyasını içeriyor. Polonya’nın güneybatısında yürütülen bu testler için araştırmacılar bilgisayar ortamında 35 farklı simülasyon geliştirdi. Uzaktan kumanda sistemleri üzerine araştırmalar yapan Eija Parmes
simülasyonun çevrede var olan her tür cismi kapsadığını anlatıyor: “Topografik verileri ve havaya dair verileri içeriyor. Örneğin, etraftaki binalar ve yükseklikleri, su kaynakları, tarım alanları, çitler, ağaçlar, yollar ve yapılar üzerine bilgiler içeriyor.”

Topografik simülasyonlar, kamera, radar ve tarama sistemlerinden gelen bilgiler, Polonyalı ve Türk mühendisler tarafından kullanımı kolay bir kontrol birimine iliştirildi. Aselsan’a bağlı olarak çalışan Elektronik Mühendisi Abdullah İnle projenin tek bir kontrol merkezi tarafından yürütüldüğüne dikkat çekiyor:

“Proje kapsamında çeşitli, geniş bir mimari tasarlandı. Bu mimari sayesinde farklı tipteki sistemler, otonom bir şekilde ve tek merkezden yönetilebiliyor olacak. Bunların sayısı önemli değil. Birden fazla otonom sistemi buraya koyabiliyoruz.”

Araştırmacılar, kendi kendine çalışan sistemlerle, gelecekte sınır boylarında daha emniyetli ve güvenilir tarama yapmanın mümkün olacağını umuyor.

.www.uncoss-project.org
.www.talos-border.eu

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Ölümcül yılan zehrinden şifa bulmak mümkün mü?

Motorlu araçların hayatımızı tehdit eden partiküller salmasına engel olunabilir mi?

Omega 3 ihtiyacını karşılamada devrim yaratacak besin kaynağı: Mikroalgler