Yunanistan bu hafta sonu geleceğini oylayacak. Halk kemer sıkma tedbirlerine devam etmekle ile Euro’yu bırakmak arasında bir tercihte bulunacak. Ne Euro’dan vazgeçmek, ne de kemer sıkmak isteyen Yunanistanlıların durumu çok bilinmezli bir denklemden
farksız.
Temmuzdan itibaren ise devletin kasası tamamıyla boşalacak. Memur ve emekli maaşlarını ödemek için Atina’nın ikinci bir kurtarma planına ihtiyacı var. Ne yapacağını bilmeyen endişeli halk, çözümü bankalardaki hesaplarını kapatarak paralarını korumaya almakta arıyor.
“Endişeliyim, ama aslında ne hesabımda para var ne de cebimde. İşin doğrusu kendim için değil çocuklarım için endişeleniyorum. Çünkü şu anda işsizler.”
Beş yıldır uygulanan tedbir planları şu ana kadar olumlu bir sonuç vermedi. Yüzde 22,6 olan işsizlik oranı gençlerde yüzde 50’leri geçiyor. Kriz gündelik hayatı da çok ağır etkiliyor.
Kırsal kesimde bile ekonomi yerle bir olmuş durumda. Chrissos’ta zeytinin kilosu 70 Cents’ten bile alıcı bulamıyor. 6 Mayıs’tan beri ise bölgeye turistler uğramıyor. Çiftçiler tatsız:
“Eskiden eski partilere oy verirdim. Şimdi asla. Oyum ötekilere gidecek. Öcümü alacağım.”
Ekonominin çökmesinden beri gençlerin de Avrupa’ya güveni kalmamış. Babis Kontaris mobilya sattığı mağazalarından birini kapatmak zorunda kalmış. Oyunu ise Komünistlerden yana kullanacak:
“Drahmi ile büyüdüm ve bu hiç de fena değildi. Şimdi aileme bile bakamıyorum. Durum bu kadar basit. Eğer Yunanistan Avrupa kriterlerini yerine getiremiyorduysa neden birliğe kabul edildi? Bu şekilde Avrupalı olabilir miyiz? Ben kendimi bir Avrupalı olarak göremiyorum. Bu Avrupa’ya benziyor mu? Bu bir Avrupa mağazası gibi mi? Bu bir Avrupa şirketi mi? Bunu Almanya’da görüyor musunuz?”
Sabrı kalmayan Yunanistanlılar işte tüm bu zorlukları göz önünde bulundurup pazar günü sandık başına gidecek. Birçoğu kemer sıkma planlarını reddeden Syriza Partisi’nin genç lideri Alexis Tsipras’ı şimdiden kurtarıcıları olarak görmeye başladı.
euronews:
“Atina’dan Kathimerini gazetesi editörü Nikos Konstandaras ile birlikteyiz. Nikos, Syriza lideri Alexis Tsipras’ın güçlü mesajlar verdiğini görüyoruz. Sizce kendisi seçimleri bu sefer kazanabilir mi?”
Nikos Konstandaras:
“Tsipras bu sefer seçimleri kazanacağına kesin gözüyle bakıyor. Seçim kampanyası sırasında en fazla ön plana çıkan isimlerden biri. En çok onun ismini duyuyoruz, onu görüyoruz ve Avrupa da şu an onu konuşuyor. Yani Syriza Partisi’nde şimdilik seçime dair iyimserlik hakim. Kamuoyu araştırmaları da Syriza’nın Muhafazakarlar ve Yeni Demokrasi Partisi’nin birbirlerine çok yakın olduklarını gösteriyor.”
euronews:
“Syriza’ya verilen desteğin aslında toplumun tepkisini yansıttığını söylemiştiniz. Peki Yunan halkı gerçekten Syriza’nın kemer sıkma önlemlerini reddederek Euro Bölgesi’nde kalma yönünde verdiği mesajları samimi buluyor mu?”
Nikos Konstandaras:
“Syriza daha çok tepki oylarıyla bu desteği aldı. Onlar bile yüzde 5’ten yüzde 17’lere yükselebileceklerine inanmıyorlardı. Bu herkesi şaşırttı. Bu başarı seçimlere yansıdıktan sonra, tasarruf önlemlerine karşı olan halk partiye daha fazla ilgi göstermeye başladı. Ama burada talihsiz olan şey şu; Syriza malesef eski güzel günlere dönme vaadi dışında yeni bir şey önermiyor. Sadece değişim isteyen kesimler için Syriza’nın verdiği mesajlar çok güçlü algılanıyor.”
euronews:
“Peki Yeni Demokrasi Partisi lideri sayın Samaras ile ilgili son durum nedir? Samaras’ın bu seçimlerde önerdiği yeni bir söylem var mı yoksa tasarruf önlemlerine devam mı diyor?”
Nikos Konstandaras:
“Samaras ve Demokratlar seçimin hemen bir gün sonrasında hiçbir şeyin bir anda değişmeyeceğini biliyorlar. Bunların söylemi daha çok tasarruf önlemlerine ve verilen sözlere sıkı sıkıya bağlı kalmak. Tabi Demokratlar kendilerini Euro Bölgesi’nin dışında da bulmak istemiyor. Malesef son iki yılda reformlar çok ses getirmedi. Reformlar aslında kesintilerin gerisinde kaldı. İnsanlar yapılan reformların faydasını göremeden kesintilerin acısını yaşamaya başladı. Samaras aslında bu külfetli işin altında kaldı gibi görünüyor.”
euronews:
“Biliyorsunuz bu seçimlerin sadece Yunanistan’ı değil bütün Euro Bölgesi’ni yakından ilgilendirdiğine yönelik dış dünyadan sürekli uyarılar yapılıyor. Yunan halkı bu mesajı ne kadar ciddiye alıyor?”
Nikos Konstandaras:
“Mesaj elbette duyuluyor ama açıkçası ciddiye alınmıyor. Halkın biliyorsunuz büyük bir kesimi kemer sıkma önlemlerine ve yapılan anlaşmalara zaten karşı. Bu anlaşmalar halka referandum gibi sunulmadı. Malesef Euro para birimi, insanları korkutmak için bir araç olarak kullanılıyor. Bu da Yunanistan’ı bu noktaya getiren eski partilere yaradı. İnsanlar tam olarak ne olup bittiğini bilmiyor bu konuda. Avrupa’dan gelen mesajlar ise sürekli bazı şeyleri empoze etme olarak algılanıyor. Bütün bunların ardından halk kendi şansını kendisi denemek istedi ve Euro Bölgesi’nde kalmak isterken aynı zamanda değişim istiyor.”
euronews:
“Sizce bu seçimler de bir önceki seçimler gibi etkisiz kalabilir mi?”
Nikos Konstandaras:
“Eğer sonuç alamazsan bu çok tehlikeli olur. Bir taraftan Yeni Demokrasi Partisi’nin koalisyon kurma ihtimali var. Ama bu oldukça kırılgan olur. Diğer taraftan Syriza Partisi öne çıkıp orta bir yol bulmaya çalışabilir. Çünkü Syriza, kendisini tek başına kendi politikalarıyla bu işin yürümeyeceğini bilmeli. Sadece kurtarma paketinin iyi yönlerini alıp, beğenmediği yönlerini kabul etmemesi söz konusu olamaz. Anlayacağınız, yeniden ayağa kalkmak için önümüzde daha çok zaman var.”