Amerika Birleşik Devletleri’nde başkanlık seçimi için yürütülen kampanya, Obama ve Romney arasında, ekonomik sonuçlar üzerine kurulu hamlelerin yapıldığı bir boks maçı gibi ilerliyor. Peki bu süreç, dış politika ve Avrupa Birliği ile ticaret konularında nasıl sonuçlar doğuruyor? Dünyanın en büyük iki ticari gücü, ekonomik krizin derin etkileri içinde birbirinin geleceğini etkileme aşamasında.
Eğer Avrupalılar oy kullansaydı kimin için kullanırdı? Ekonomiyi devletin müdahalesine yönlendirmeye meyilli Demokrat için mi? Yoksa “Bırakınız yapsınlar” politikası güden Cumhuriyetçi için mi?”
Küresel gündem maddelerine bakacak olursak, İran ve Kuzey Kore’nin nükleer programlarıyla nasıl başa çıkılacak? Suriye’deki şiddete nasıl bir son verilecek, rejim değişikliği nasıl olacak? Afganistan ve Irak’tan nasıl geri çekilinecek? İsrail- Filistin anlaşmazlığı nasıl çözülecek? Avrupalılar ile bu konuları müzakere etmek konusuna kim daha yakın? Yoksa uzmanlar, Avrupa ile ABD’nin çıkarlarının ters düştüğü, ABD’nin daha çok Asya’ya, Avrupa’nın ise kendi çevresine yöneldiği konusunda haklı mı?
The Network’ün bu bölümünde ilk konuğumuz, Avrupa Parlamentosu’nun Polonyalı parlamenteri ve aynı zamanda parlamentonun ABD ile ilişkiler delegasyonundan, Sivil Platfrom’u da kapsayan Avrupa Halk Partisi üyesi Rafal Trzaskovksi. Bir diğer konuğumuz, Brüksel Avrupa Parlamentosu’nda Veronique de Keyser. Kendisi Sosyalist ve Demokratlar Grubu’nun Belçikalı parlamenteri olarak Kalkınma Komitesi ve İnsan Hakları Alt Komisyonu’nda görevli. Son olarak Avrupa Parlamentosu Liberal Demokratlar Grubu’ndan Hollandalı parlamenter Marietje Schaake’yi ağırlıyoruz. Schakee de parlamentonun ABD ile ilişkiler delegasyonunda yer alıyor.