ABD'de üçüncü düelloda Obama daha baskındı

ABD'de üçüncü düelloda Obama daha baskındı
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Amerika Birleşik Devletleri’nin Boca Raton kentinde düzenlenen ve on milyonlarca seçmenin izlediği üçüncü düello, Beyaz Saray yolundaki başkan adaylarının belki de son şansıydı. Masada Amerikan dış politikası vardı. Başkan Obama, rakibine karşı oldukça saldırgandı ve hem kendi dış politikasını anlattı hem de Romney’e yüklendi:

“Sayın Vali Romney sanırım ordumuzun nasıl faaliyette bulunduğu üzerine yeterince zaman harcamamış. Deniz kuvvetlerinden bahsedip 1916’dakinden daha az gemi yaptığımızı söylüyorsunuz. Sayın Vali, bizim bugün 1916’ya göre orduda daha az atımız ve daha az süngümüz var. Çünkü ordumuz teknolojik olarak 21’inci yüzyıla göre modernize edildi. Bugün uçakların indiği savaş gemilerimiz var. Deniz altına giden gemilerimiz ve nükleer denizaltılarımız var.”

El Kaide’nin Mali ve Suriye gibi Kuzey Afrika ülkelerinde güçlendiğini ancak Başkan Obama’nın bunu durduramadığını dile getiren Cumhuriyetçi aday Romney, kafasında net bir harita çizemedi:

“Suriye bizim için iyi bir fırsat. Çünkü Suriye bölgede önemli rol oynuyor özellikle de şu anda. Suriye, İran’ın Arap dünyasındaki tek müttefiki. Bu onların denize açılan rotası. Lübnan’daki Hizbullah’ı silahlandırmak için kullandıkları rota. Müttefikimiz İsrail elbette tehdit ediliyor. Bu durumda Suriye’nin Esad’dan kurtulması en önemli önceliğimiz.”

Tartışma programınınn konularından biri de Amerika ile Çin arasındaki ilişkilerdi. Romney, Çin ile ilişkileri iyi tutacağını ancak ticari ilişkiye bir düzen getirip Amerika’ya yatırımları artıracağını ileri sürdü:

“Yıllık olarak girdi ve çıktıları izledim. Şirketler kapanıyor ve insanlar işlerini kaybediyor. Çin aynı kurallarda oynamıyor. Çünkü para birimlerini yapay olarak sabitlemişler. Ürün fiyatlarını da düşük tutuyorlar. Bunun anlamı, bizim ürettiğimiz ürünler rekabet edemiyor ve bundan dolayı insanlar işini kaybediyor. Bu durdurulmalı.”

Ancak Obama burada da kendini savundu:

“Konu uluslararası ticarete gelince, ben hilecilerin takibi için ticaret takip ekibi kurdum. Daha önceki yönetimlere (George Bush) nazaran ticaret kurallarını ihlal neden Çin’den daha fazla dava dosyası gündeme getirildi. Bir önceki yönetim sekiz yıl görevde kalmıştı. Gündeme getirdiğimiz bütün davaları kazandık. Bunda kararlıydık.”

Adaylar seçime günler kala başa baş bir puan durumuna sahip.

Peki final tartışması Amerika’da nasıl yankı buldu. Euronews muhabiri Adrian Lancashire bu düelloyu ABC Televizyonu dünya haberler sunucusu Christiane Amanpour ile konuştu.

Adrian Lancashire:

Christiane Amanpour, ABC dünya haberler sunucusu. Programımıza katıldığınız için teşekkür ederiz.

Başkan adaylarının son düellosunun kararsız seçmenin düşüncelerini değiştirip değiştirmeyeceği netlik kazanmadı. Ama en azından her iki adayın da önceliklerini görmüş olduk değil mi?

Christiane Amanpour:

“Tam değil. Burada yani Amerika’da bütün gazete başlıkları Başkan Barack Obama’nın genelde ve içerikte galip geldiğini ilan ediyor. Az sayıda uzman da halen görevde bulunan Başkan Obama ve rakibi Mitt Romney’nin gelecek için herhangi bir vizyonu olmadığını dile getiriyor. Tartışılan meselelerden herhangi birini alsanız ve getirilen açıklamalara baksanız. Mesela, İran sorunundan Amerika’nın dünyadaki pozisyonuna, Arap Baharı’ndan İsrail dahil birçok sıkıntılı konuya. Her iki adayın da omuz omuza olduğunu görürsünüz.”

Adrian Lancashire:

Romney dış gezilerinde çok pot kırdı. Dün gece bu hatalarını düzeltti mi?

Christiane Amanpour:

“Biliyorsunuz bu yazındı. İlk yurtdışı gezisiydi ve açıkçası birçok kişi bunu farklı yorumladı. Obama’nın 2008 yazında adaylığı sırasında yaptığı ilk harika yurtdışı gezisi ile arasında çok büyük bir fark vardı.

Vali Romney İngiltere’ye ardından da İsrail’e gitti. Yaptığı bütün basın toplantılarında ve halka hitaplarında İsrail’e vereceği desteği ve İran konusundaki katı tutumunu net bir şekilde ortaya koydu.

Dış politika üzerine yapılan tartışma sırasında ise o katı muhafazakar tutumunu bir yana koymuştu. Daha ziyade merkeze yakın durdu. İran’a uygulanan ambargonun ağırlaştırlmasında hemfikir olduğunu söyledi. Bu yaptırımları daha da ağırlaştıracağını dile getirdi.

Konu Afganistan ve Pakistan’a gelince. Liderlerin arasında hiçbir fark yoktu. Obama verdiği sözün arkasında olacağını yineledi ve tartışmasız olarak 2014 itibariyle bu ülkeden çıkılacaktı. Romney de aynı düşüncedeydi.”

Soru şu, Mitt Romney herhangi bir nüans değişikilği yapmalı mıydı?

Euronews:

Seçmen dış politikadan ziyade iç politikaya ağırlık veriyor. Bu durumda hangi aday daha etkiliydi?

Christiane Amanpour:

Sizin de gördüğünüz gibi dün akşamki tartışmada liderler birçok konuyu yine iç siyasete bağladı. Özellikle de tartışmanın ortasında sorulan Amerika’nın dünyadaki tutumu konusunda. Mesele kesinlikle Amerikan ekonomisine, eğitimine ve gelecekteki işgücü hazırlığına getirildi.

Yine de az bir fark vardı. Bence bu Amerikan dış politiasının devamlılığından kaynaklanıyor. İster seçim çalışmalarının ilk döneminde söylenmiş olsun ister seçime sadece iki hafta kala, Amerikan dış politikası her zaman tartışmanın en son sırasında yer alır. Bu on yıllardır böyle devam ediyor.

Farklılıklardan birisi Suriye üzerineydi. Bildiğiniz gibi Romney daha önceki açıklamalarında ve dış politika konuşmalarında Suriye konusunda daha katı tutum sergileyeceğini söylemişti ama doğrusu bunu yapmadı.”

Euronews:

Filistin konusunda pek birşey söylenmedi. Bu büyük ölçekte Arap dünyasının Amerika’ya nasıl baktığını yansıtıyor. Filistin konusuna değinmemek bir hata mıydı?

Christiane Amanpour:

Evet, bu konu hiç gündeme getirilmedi ve seninle aynı görüşteyim. Büyük bir hataydı. Çünkü adaylar İsrail-Filistin meselesine girmek istemiyor.

Mitt Romney son iki yılda bir defa bile olsa görüşme yapılmadığını söyledi. Bildiğiniz gibi bu bir gerçek. Son bir yılda İsrailliler ile Filistinliler arasında hiç barış görüşmesi gerçekleştirilmedi.

Bu eğer olacaksa ve çözüme yönelik en ufak bir şans da olsa elbette Amerikan liderliği gerektirir. Bunun başka yolu yok. Hem İsrailliler hem de Filistinliler bu şekilde düşünüyor. Güçlü bir Amerikan liderliği olmadan mesele çözüme kavuşturulamaz.

Ama adaylar az da olsa meseleye girmeyi istemedi. Bence onlar, aman aman bu konu hakkında konuşmak istemiyoruz modundaydı.

Euronews:

New York’tan Christiane Armanpour çok teşekkürler.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

ABD Hazine Bakanı Yellen: İran'a önümüzdeki günlerde yeni yaptırımlar geliyor

Donald Trump'ın 'sus payı' davası başladı

ABD Başkanı Biden: Netanyahu Gazze'de yanlış yapıyor