Şuvalov: Toprağımız Avrasya'da, kültürümüz Avrupalı

Şuvalov: Toprağımız Avrasya'da, kültürümüz Avrupalı
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

İgor Şuvalov Rusya Başbakanı’nın federal bütçeden ve ekonomi politikalarından sorumlu başdanışmanı.
Martta Putin’le görev takası yapan Medvedev halihazırda Şuvalov’un patronu.

Euronews, başdanışmanla bu söyleşiyi geçen hafta Berlin’de yaptı. Şuvalov’un Berlin’i ziyaret nedeni, Almanya’nın doğu ülkeleriyle ekonomik işbirliği komitesinin 60. yıldönümüydü.

euronews: Avrupa’nın en güçlü ekonomisine sahip ülkesinin başkentindeyiz. Almanya’nın son ekonomik rakamları iç açıcı değil. Öbür yandan Rusya güç kazanıyor. Zayıflayan batı karşısında statejiniz ne? Batının bıraktığı boşluğu doldurmak mı istiyorsunuz?

Şuvolav: Batının zayıflamakta olduğunu söylemek kolay değil. Uzunca bir süreyi, en azından bir kaç yılımızı bu anlamda istikrarsızlıkla geçireceğiz. Batı bazen güçlü konumda olacak bazen de zayıf konumda. Beklentim o ki, Rusya bütün bu süre zarfında hep güçlü kalır. Bunun şartları da mevcut. Tabii, hareket noktalarımız farklı. Örneğin, güçlü ve gelişmiş Alman ekonomisinin sorunları bizim karşılaştığımız sorunlarla aynı değil. Biz geçiş dönemi içinde olan bir ekonomiye sahibiz. Bunun güçlüklerini ve engellerini aşmak durumundayız. Ekonomi çarkını çalıştırıp önemli bir büyüme hızı gerçekleştirmeliyiz.

Ruslar olarak bizim yol haritamız belli. Bir yandan Avrupa Birliği ülkeleriyle, öbür yandan Asya-Pasifik bölgesiye işbirliği içinde olmalıyız. Ortak bir ekonomi alanı inşa etmek istiyoruz. Bu ekonomik alanda ortak ekonomik kurallar ve ortak işleyiş mevzuatı olmalı. Bu bölge içinde kalacak ülkeler ortak siyasi kurumlarını oluştururken bir yandan da keni ekonomik bağımsızlıklarını muhafaza etmeli. Tıpkı Brüksel’deki Avrupa bürokrasisi örneğindeki gibi. Rusya, Kazakistan ve Belarus kendi aralarında ortak bir ekonomik alan oluşturma sürecinde. Ocak-2015’ten itibaren Avrasya Ekonomik Birliği’ni harekete geçireceğiz. Bununla eş zamanlı olarak Rusya doğu istikametinde çok güçlü bir kalkınma programını da devreye koyuyor. Böylece ihracatını geliştirecek ve bazı ülkelerle ortak serbest ticaret bölgesi kuracak. Özellikle Vietnam’la müzakereler başlattık.

euronews- Öyle gözüküyor ki Rusya yüzünü doğuya doğru çeviriyor.

Şuvalov-Bu söylediğiniz doğru değil. Rusya tam bir Avrupa ülkesi. Topraklarımız Avrasya’da olabilir ama uygarlığımızın temeli Avrupa’da. İhracatımızın ve dış ticaretimizin yüzde 50’si AB ülkeleriyle. Arzumuz bu işbirliğini azaltmak değil tam tersine daha da geliştirmek. Bununla birlikte, topraklarımızın büyük bir bölümünün Asya’da olduğunu hesaba katarak öbür Asya ülkeleriyle de ticaretimizi geliştirmek durumundayız.

euronews- Bu kriz koşullarında Rusya gücünü kulanarak Avrupa’ya destek oluyor mu?

Şuvalov-Rusya çok kârlı bir tüketici pazarı. Almanya gibi bir ülke için, Rusya olmadan ihracat potansiyelini tümüyle değerlendirmek mümkün değil. Almanya’yla olan alışverişimiz sayesinde hem bu ülkeye hem de AB’ye büyük ölçüde yardımcı oluyoruz. Döviz rezervlerimizin büyük kısmını Euro olarak tutuyoruz. Ülkeler, hükümetler ve şirketler temelinde Avrupa’nın kendi iş hayatına ve Avrupa ekonomisine büyük katkıda bulunuyoruz. Bu konuda şüpheye yer yok.

euronews-AB’nin dönem başkanı Kıbrıs, bir özgün finansal destek isteğinde bulundu. Yanıt olumlu olacak mı?

Şuvalov- Maliye Bakanlığımız bu isteği inceliyor. Avrupa ekonomisine destek olacak özgün fonlarımız yok. Ama gene de böylesi bir uygulamayı gözden geçirmek istiyoruz. Tabii ki bu AB’yle işbirliği bünyesinde olmalı. Sanırım mevcut zor piyasa koşullarında bu tip problemlere sadece ikili bazda çözüm getirmemiz mümkün değil.

euronews-Çin başta olmak üzere doğulu ekonomilerde devlet çok büyük bir rol oynuyor. Bu Rusya açısından da bir sorun sayılır mı? Devlet egemenliği ekonomiyi güçlendiriyor mu, yoksa zayıf mı düşürüyor? Devlet kapitalizmi var diyebilir miyiz?

Şuvalov-Bizde devlet kapizalizmi yok. Bu bir ön yargı. Devlet mülkiyetini, hisselerini ve şirketlerini özelleştiriyoruz. Hükümet iş hayatını ve bunun için gerekli ortamı her zamankinden çok muhafaza kararlılığını gösteriyor.

euronews-Rosneft, TNK-BP’ye ortak olduğunda önemli bir bölgede devlet kontrolü güçlenmiş olmuyor mu?

Şuvalov- Hayır, olmuyor. Her şeyden önce bu iş tamamen bağlanmış sayılmaz. Yani kimse son sözünü söylemiş değil. Hedeflerimizi sadece genel hatlarıyla verdik. Koyduğumuz bu genel hatlar olduğı gibi benimsenirse, bu Rosneft aktiflerinin tahkimi ve sonunda Rosneft’in kendisinin özelleştirilmesi anlamına gelir. Yani TNK-BP’nin ortağı sıfatıyla bu işlemin taraflarından biri olan BP, Rosneft’in büyük hissedarlarından biri de olabilir. Yani bu şirkete ait aktiflerin tahkimi halinde, ortaya çıkacak yeni dev, dünyanın halka açık en büyük petrol üreticisi, en büyük kapasiteye sahip şirketi ve bilinen en büyük rezervlere sahip şirketi olacak demektir. Bu koşullarda şirket yönetiminde yer alacak BP, özelleştirme sürecinde de söz sahibi olacaktır. Bu aktifleri Rosneft salt satın alırsa dediğinizde haklı olursunuz. Bu son derece karmaşık bir pazarlık. En önemlisi uygulamanın belirlediğimiz koşullara riayet edilerek yürütülmesi.

euronews- Bir diğer önemli şirket Gazprom. AB Komisyonu tekel pozisyonunda olup olmadığını inceliyor. Bu doğalgaz üreticisinin, müşterilerini tesir altında bırakmak istemesinden, satışları canı istediğine yapmasından kuşku duyuluyor.

Şuvalov-Benim yaklaşımım çok basit. Bütün bu uygulamalar, uzun vadede Gazprom’un uyguladığı fiyatları düşürmesine hizmet ediyor. Ama gaz fiyatını çok aşağı çekerseniz gaz üretimi de aynı şekilde düşmeye başlar. Öyle ki, bu daha sonraki bir evrede fiyatların ani çıkışlara neden olur.

euronews-Bu sorum sizin şahsınıza. Son 12 yılınızı hükümette geçirdiniz. Bu sürede Putin hem devlet hem de hükümet başkanlığı yaptı. Dimitri Medvedev’in başbakan olmasından sonra çalışma atmosferinde değişiklik saptadınız mı?

Şuvalov- Tabii ki değişiklik var. Vladimir Vladimiroviç‘in kendi kişiliğiyle ilişkili bir çok özellik onunla birlikte hükümeti terk etti. Dmitri Antolyeviç‘in kişiliğiyile ilişkili şeyler geldi. Ama çok önemli şeyler de kaldı. Süratli çalışma, ülkenin gerçek modernleşme yolunda ısrar etmesine özen göstermek.

euronews- Anlıyorum. Modernleşme sürüyor.

Şuvalov -Evet. Kamusal, siyasi, toplumsal ve ekonomik hayatın modernizasyonu. Yurttaşlara hizmet için çalışırsak bu lehimize olur. Tersini yaparsak sandıkta cezalandırılırız.

euronews-Önceliğin toplumsal ihtiyaçlarda olması sola taviz veya popülizm olarak yorumlanabilir mi?

Şuvalov-Her yıl zengin insan sayısı biraz daha artıyor. Öbür yandan yoksul ve zayıflar da çok fazla. Zenginlerle yoksullar arasında bu kadar büyük bir uçurum, yeni ortaya çıkan orta sınıfların yeterli sosyal güvenliğe sahip olmaması, büyümemiz ve modernleşme hedeflerimiz önünde büyük sorunlar üretebilir. Başka bir deyişle Putin’in önayak olduğu sosyal programlar sola yönelme veya popülizm anlamına gelmez. Amaç modernelşmenin temellerini atmak.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Alman subayların ses kaydı ülkeyi karıştırdı: Moskova, Berlin'den açıklama istedi

Zelenskiy, Münih Konferansı'nda uyardı: Ukrayna'nın silah açığı Putin'e yarıyor

Alman Bakan Avrupa'yı korumak için İngiliz ve Fransız nükleer silahlarını istedi