Filistin diplomatik bir zafere imza attı. Devlet Başkanı Mahmud Abbas söz verdiği gibi ülkesinin ‘üye olmayan gözlemci devlet’ statüsünü elde etmesini sağladı. Geçtiğimiz pazartesi Abbas bu hedefine ulaşacağından emin bir çizgi çiziyordu:
“Birleşmiş Milletler’e giderek Filistin’in statüsünü yükseltip gözlemci statüsünü elde edeceğiz. Filistinlilerin tüm haklarının tanınması için bu ilk adım. 1994’ten beri tüm ulusal konseylerimizde bu haklar üzerinde ısrar ediyoruz.”
Bu hedefini Mahmud Abbas, Yaser Arafat’ın sekizinci ölüm yıldönümü olan 11 Kasım’da da dile getirdi. Filistin’in 1967 sınırları çerçevesinde tanınmasını istedi. Fakat İsrail ile Hamas arasındaki son çatışmalar sırasında Abbas sesini duyuramaz hale geldi.
14-21 Kasım arasında duyulan tek şey roket sesleri oldu. Tüm gözler 2007’den beri Gazze Şeridi’ni elinde tutan Hamas’a çevrilmişti.
Uzmanlara göre Abbas’ın önündeki tehlike Hamas’a karşı arkasındaki desteğin daha da azalmasıydı.
“Bence Gazze’deki savaş Filistin otoritesinin pozisyonunu marjinalleştirmişti. Birleşmiş Milletler’de yapılan girişimler Başkan Abbas’ın ve Filistin otoritesinin içerideki gücünü artırmışa benziyor.”
Hamas İsrail ile yapılan ateşkesi kendi başarısıymış gibi gösterdi. Direnişin zafer kazandığını düşünen Gazze’deki halk, Abbas’ın savunmaya çalıştığı Filistin mücadelesinden çok ayrı bir çizgide bulunuyordu.
Fakat 26 Kasım’da şaşırtıcı bir gelişme yaşandı. Halid Meşal Kahire’de bulunan Mahmud Abbas ile telefonda görüştüğünü ve Birleşmiş Milletler’de yapılan girişimi onayladıklarını açıkladı. Aynı gün, Hamas’ın Gazze’deki sözcüsü bu açıklamayı onayladı:
“Filistinlilerin yeni başarılar kazanmasını sağlayacak her türlü diplomatik girişimi Hamas destekliyor. Ülkemizin Birleşmiş Milletler’de tanınması isteğini memnuniyetle karşılıyoruz. Fakat bu tanımanın Filistin haklarına saygılı olmasını ve direniş üzerine kurulmuş ulusal programın üzerinden işlemesini istiyoruz.”
5 yıldır süren derin fikir ayrılıklarının ardından Filistin’in en önemli iki siyasi gücü El Fetih ve Hamas tek bir cephe oluşturmaya hazır görünüyor. Hamas, 1967 sınırlarını temel alan bir devlet fikrine geçici bir çözüm olarak sıcak bakıyor.
euronews, Adel Dellal:
“Yayınımıza Ramallah’tan Filistin hükümeti sözcüsü Nur Odeh katılıyor. Filistin’in ‘üye olmayan gözlemci devlet’ statüsünü elde etmesi aşikardı. Filistin mücadelesinde bu karar ne denli bir öneme sahip?”
Nur Odeh:
“Bu karar, çok önemli bir tarihle çakışıyor. Çünkü 29 Kasım, Filistin Halkı ile Dayanışma Günü. Bu tarihin seçilme nedeni Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 1947’de eşi benzeri görülmemiş ve asla tekrarlanmamış bir karar almasıydı. Bu karar tek bir toprakta iki devlet yani İsrail ve Filistin’in oluşturulmasıydı. Oysa bu tarihten beri Filistin resmi olarak asla tanınmadı. Bugünse uluslararası toplum bu tarihi hatasını düzeltti.”
euronews:
“Bu prosedür başarılı oldu. Sizce bundan sonraki adım ne olacak?”
Nur Odeh:
“Yöneticilerimiz tarafından atılacak birçok adım, uygulamaya konulacak birçok süreç var. Öncelik tüm gruplar ve tüm Filistinliler arasındaki birlik ruhunun sağlamlaştırılmasına verilmeli. Bu ruhu temsil etmek, uygulamaya koyabilmek, toplantılarda dile getirmek ve olumlu açıklamalarla göstermek gerekli. Gazze Şeridi’ne saldırıların başlamasından beri biz de bunu görmeye başladık. Bu birlik ruhu Kahire ve Doha’daki toplantılarla bir yıl içinde gerçekleştirilmiş olacak. Daha sonra da demokratik kurumlarımızı inşaa etmeye başlayacağız.”
euronews:
İsrail Dışişleri Bakanı Filistin’in statü değişikliğinin Mahmud Abbas hükümetinin sona erdirilmesi sorununu ortaya çıkardığı konusunda uyarıda bulundu. İsrail’in takındığı bu tavır hakkında ne düşünüyorsunuz?
Nur Odeh:
“Öncelikle bu kınanması gereken bir açıklama. Bir dışişleri bakanı bir ülkenin diplomasisini temsil etmelidir. Siyasi şantaj ve tehditler reddedilmesi gereken politikalardır. Tüm dünya ve uluslararası kamuoyunu oluşturan taraflar kendi ahlaki, siyasi ve hukuki sorumluluklarını ellerine almalıdır.”
euronews:
“Bu yeni durum Filistin içindeki tarafların uzlaşması konusu üzerinde ne ifade ediyor? Hamas’ın takındığı tavır nedir?”
Nur Odeh:
“Hamas’ın Halid Meşal ve Nasır El Şair gibi liderlerini dinledik. Birleşmiş Milletler’e yapılan başvuruyu açıkça desteklediler. Tüm Filistinli gruplar ki buna İslami Cihad ve Hamas da dahil bu tarihi kararın ülkemizi doğru bir yola oturttuğuna inanıyor. Bu kararın Filistinlilerin haklarını iyileştireceği, geleceklerini kendilerinin belirleme haklarının kuvvetlendireceğine inanıyor.”