Bu Dünya hepimizin

Bu Dünya hepimizin
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Bir ton kağıt elde etmek için 24 ağacı tahrip etmemiz gerektiğini biliyor muydunuz? Bu katliama yasama organları dur diyebilir mi? Ya da ‘çevreyi sevelim’ tarzı eğitim programları daha mı etkili olur? İklim değişikliği ve orman tahribatı, doğal yaşama ve çevreye zarar vermekte. Gezegeni kurtarmamız için hepimize büyük görevler düşüyor.

Vietnam’da bulunan yüzen köylerin bir kısmı UNESCO Dünya mirası listesinde koruma altında. Bu köyler Dünya’nın dört bir yanından gelen turistlerin uğrak noktası. Yerel ekonomi için iyiye işaret olan bu durum, ekosistem için ise tehdit oluşturuyor. Peki, doğayı koruma bilincini gençler arasında yaygınlaştırmayı amaçlayan projeler nasıl işliyor?

Hiç kuşku yok ki Vietnam’daki Halong Bay, Dünya’nın en güzel yerlerinden biridir. Her yıl 5 milyon insan burayı ziyaret etmekte. Cua Vahn (Koo-er Vahn) yüz yıllık bir yüzen köy. Yaklaşık altı bin insan bu yüzen evlerde yaşıyor. Hayatlarını bu sandallarda kazanmaya çalışıyorlar. Çocuklar sallar aracılığıyla okula gidip gelebiliyor.

2009 yılından bu yana Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı, Küresel Çevre Merkezi, Osaka Üniversitesi ve Halong Bay il yönetiminin ortaklaşa geliştirdiği program sayesinde yüzen köyün çocukları, hem yaşadıkları çevreye daha fazla uyum sağlayabilecek eğitime; hem de bu çevreyi nasıl koruyabiliriz bilincine ulaşıyor.

Tanzanya’nın bazı bölgelerinde doğal yaşam, aşırı otlatma, kaçak avcılık ve ormansızlaşma nedeniyle tehdit altında. Şimdi, bu tehdide karşı mücadele eden, doğal yaşamı ve hayvanları korumayı amaçlayan bir eğitim projesine göz atıyoruz.

http://ndarakwai.com

Bu turizm amaçlı bir safari turu değil. Tanzanyalı öğrencilerin doğal yaşamın inceliklerini öğrenme günü. Kilimanjaro Dağı’nın Batı bölgesinde öğrenciler, özel bir inisiyatife ait Ndarawki Kampı’nda eğitim turu yapıyorlar. Ndarawki, 11 bin dönümlük bir arazi. 1995 yılında arkeolog Peter Jones tarafından satın alınan arazi, başlangıçta aşırı otlatma nedeniyle doğal özelliğini kaybetmişti. Onu eski haline getirmek 10 yılı aşkın bir özen gerektirdi.

Ndarawki Kampı, turistlere vahşi hayvanları doğal yaşamları içerisinde izleme fırsatı sağlıyor. Ayrıca doğanın korunmasına ve sürdürülebilir gelişmeye olanak veren bir örnek oluşturuyor. Jones ve ekibi, bu doğa tutkusunu genç nesillere aşılamak için yerel okullarla iletişime geçerek eğitim turları yapıyor.

Doğal yaşam üzerine dersler etkili olabilir. Yine de sosyal medya takipçilerimizin de belirttiği gibi çevre dostu okullar, öğrencilerin bilinçlenmesinde önemli rol oynar. Cecilia Cacciotto, Dünya Eğitim Enstitüsü Başkanı Steve Van Matre ile “çevre eğitimi” üzerine bir söyleşi gerçekleştirdi.

Dünya Eğitim Enstitüsü başkanıyla rüzgar adası Sardinya’da buluştuk. Genç yaşlardan beri burada yaşayan Van Matre, çevrenin korunması konusuna özel bir dikkatin verilmesi gerektiğini belirtiyor:

“Bizim programlarımız üç temel noktaya dayanıyor. Birinci olarak, ekolojik sistem nasıl çalışır. İkinci olarak, bu fenomeni kendi içimizde nasıl hissedebiliriz. Yani sadece bilimi konuşmuyoruz. Ayrıca onu yaşayıp hissetmeyi amaçlıyoruz. Üçüncü ve son olarak da, günlük yaşantımızda somut değişiklikler yaparak ekosisteme olan etkimizi en aza indirmek.”

“Çevre eğitimi başarısızlığa uğradı. Çünkü, başından itibaren bu dünyada nasıl yaşamamız gerektiğini anlatan yapısal bir eğitim amaçlamadılar. Bilim, matematik, tarih ve dil eğitimi çok özenle hazırlanmış yapısal bir programa dayanır. Nasıl okuyup ve nasıl yazmamız gerektiğini bize öğretir. Fakat çevre eğitimi bu şekilde yapılamaz. Amaç, kısa bir mesajı alıp okuldaki öğrencilerin içine işleyebilmektir.”

“Politikacıları başbakanların yönlendirdiğini düşünürüz. Ben öyle düşünmüyorum. Parmaklarını havaya kaldırıp rüzgarın yönünü belirliyorlar. Bu harekete göre yönlerini takip ediyorlar. Rüzgar bizim tarafımıza döndüğünde bizi takip edeceklerdir. Fakat bizim politikacılara ya da Başbakana ulaşmamız gerekmiyor. Öncelikle komşularımıza ulaşmalıyız.”

“Gelecek için nasıl bir gezegen hayal ediyorsunuz? Ve bunun gerçekleşmesi için neler yapabiliriz? Bazen insanların şöyle dediğini duyuyorum: Geçmişe dönmeliyiz. Ben de onlara şöyle cevap veriyorum: Bugüne kadar neredeydin. Tabii ki geçmişe dönmeliyiz. Asıl mesele, ne kadar geriye, ne kadar hızlı bir şekilde dönebiliriz ve yanımızda neleri götürebiliriz.”

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Steinmeier, Almanya'nın sömürge dönemindeki suçları için Tanzanya'dan af diledi

Bosna'da kritik mineraller: Çevre ve ekonomi arasında denge arayışı

BM: Doğal kaynakların tüketimindeki artış hızı iklim hedefleri ve ekonomik refahı tehdit ediyor