REKLAMAvrupa’da yaşanan ekonomik krizden çıkmak için birçok ülkede tasarruf tedbirleri uygulanıyor. Bu ülkeler arasında İspanya, Portekiz, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi bulunuyor.
Karar alıcılar, ülkelerdeki vatandaşları büyük sıkıntıya düşüren bu planların ötesinde başka yollar arıyor. İtalya Başbakanı Enrico Letta, yeni politikaları destekledikleri mesajı verdi: “Avrupa politikalarındaki büyüme ve Avrupa’da daha fazla siyasi birleşmeye doğru yapılan değişim hamleleri çok önemli. İtalya da bu konuda öncü rol oynamak zorunda.” Avrupa Birliği’nin Ekonomik ve Mali İşlerden Sorumlu komiseri Olli Rehn, ülkelerdeki farklı durumlarına dikkat çekti: “Mali uyum adımı, her ülkenin ekonomik özel koşulları dikkate alınarak atılmalı. Bu politikaya paralel olarak mali konsolidasyon şu anda Avrupa’da yavaşlıyor.”
Avrupa Komisyonu Başkanı bile kemer sıkma önlemlerinin artık faydalı olmadığını açıkladı. Sonuçlar, büyüme rakamlarına adeta darbe vurdu .İşsizlik oranı İspanya ve Yunanistan’da yüzde 27’nin üzerine çıktı. Portekiz ve Fransa kendi rekorlarını kırdı. Avrupalı gençlerin neredeyse dörtte biri işsiz. Euro Bölgesi’nde 19 milyon işsiz var. Bu, iş gücünün yüzde 12’si anlamına geliyor. Euro Bölgesi ülkelerinde iç tüketim talebi ciddi oranda düştü. Kişi başına düşen milli gelir Fransa’da yüzde 1.6 azaldı. Yunanistan’da bu kayıp yüzde 20’lere kadar çıktı. Euro Bölgesi anlaşmasına artık saygı gösterilmiyor. Üye 17 ülkeden dokuzu bütçe açığı konusundaki rakamlara uymuyor ve gelecek yıl tahminleri de bunun devam edeceğine işaret ediyor.
Avrupa Birliği’nde sadece Almanya bütçe fazlası rakamlarından memnun. Bu şekilde devam ederse birliğin merkezinin Brüksel’den Berlin’e kayacağı yorumları yapılıyor.
Madrid’de ayaklanmalar, İspanya’da 6 milyon işsiz var. İşsizlik oranı yüzde 27 ile Yunanistan ile neredeyse aynı. İtalya’da hükümeti kurmakla görevlendirilen Enrico Letta, kemer sıkmaya bir son verilmesini istedi. François Holland da ülkesindeki yüksek işsizlikle boğuşuyor. Fakat O da kemer sıkmayı bırakmaktan yana. Bu Avrupa’daki tasarruf politikasının sonu mu demek?
Bu soruyu cevaplaması için karşımızda Viyana’daki Ekonomi bilimi Enstitüsü’nden Prof. Karl Aiginger var. Kendisi Avrupa’da daha fazla büyüme için bir program koordine etti.
euronews:
Sayın Karl Aiginger, Avrupa Kemer sıkmayı bırakıyor mu?
Aiginger:
Bence bu zeki olmayan kemer sıkmanın sonu. Kesintiler daha yavaş, reformlar ise çok daha hızlı olmalıydı. Böylece işsizlik azalabilir, Avrupa ekonomisi de hızla büyüyebilirdi.
euronews:
Bu Avrupa transfer birliğinin bir başlangıcı değil mi?
Aiginger:
Pek de değil. Önce kemer sıkmayı sürdürmek zorunda olan ülkeler olduğunu söylemek zorundayız. Onlar hata yaptılar ve bunu kendi kamuoyu ile paylaşmak zorundalar. Tabi bu sorunu çözmek istiyorlar ise. Ayrıca bu Avrupa’nın sorunu değil. Onların bir çözüm bulması, Avrupa’nın da desteklemesi şart.
euronews:
Almanya’nın Savingsbanks kangresinde konuşan Angela Merkel, “faiz oranları Almanya için çok düşük, fakat Güney Avrupa için çok yüksek” dedi. Sizce Merkel bu sözü ile mevcut parasal birliğin bu haliyle işe yaramadığını kabul etmiş mi oldu?
Aiginger:
Bir toplumda farklı grupların farklı ihtiyaçları vardır. Sadece tek bir yol yada faiz oranlar yok. Ben Avrupa Merkez Bankası’nın önümüzdeki hafta faiz oranını düşürmesini önerdim. Bu aynı zamanda yapısal fonlardan faydalanma imkanı sunar. Yatırım alanında yeterli hız yok. Bu durum işsiz gençler arasında istihdam sağlar. Bazı mevcut işlerdeki maaşlar çok yüksek. Bu yüzden gençler iş bulamıyor. Bu durum, bizim dayanışma içinde olmasını istediğimiz toplum modeli için iyi bir örnek değil. Güney ülkelerinde yatırım için daha fazla para olsaydı tabi daha iyi olurdu. Bu konu para harcama şekli ile alakalı bir konu. Bu sorunların çözümü için hükümetlerin, kemer sıkma tedbirlerinin nedenini şeytanlaştırılan finans piyasaları yada Merkel olmadığı bunun 2030’a kadar rekabetçi bir endüstri ve turizm için şart olduğunu kendi kamuoyuna anlatabilmeli.
euronrews:
Yani şeytanlaştırılan Merkel ve onun kemer sıkma politikası başarısız mı oldu?
Aiginger:
Almanya bütçe açığını daraltmak için başarılı bir yol bulmuş gibi görünüyor. Fakat daha büyük bir büyüme olsaydı eğer, bu onun yararına olurdu. Ekolojik teknolojiye yatırım için çok fazla ihtiyaç var. Almanya bu teknolojide dünya lideri konumuna gelebilirdi. Sosyal sektöre de yatırım yapabilirdi. Almanya’nın şimdiki kadar giderek büyük bir düşük ücret sektörüne ihtiyacı yok. Bu şekilde Almanya’da düşük ücretli ve yüksek ücretli işler arasındaki uçurum giderek büyüyor. Daha yapılacak çok şey var.