Mali'de av bitti seçimlere hazırlanılıyor

Mali'de av bitti seçimlere hazırlanılıyor
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
REKLAM

Fransa’nın selefilerle mücadele gerekçesiyle Mali’ye yaptığı müdahalenin dördüncü ayında Brüksel’de toplanan uluslararası konferanstan bu ülkeye 3 milyar 250 milyon Euro yardım sözü çıktı. Konferansın hemen ardından Mali’nin geçici Devlet Başkanı Dioncounda Traore euronews özel röportalında Audrey Tilve’nin sorularını cevapladı:

Audrey Tilve, euronews:
“Sayın Traoré merhaba, euronews’a hoşgeldiniz. Bu bağış konferansı Mali’nin bir süredir beklediği bir toplantıydı. Sanki bir oksijen takviyesi gibi. 3 milyar Euro vaadedildi, tabii ki öncelikle sözlerin tutulması gerekiyor, fakat beklentilerin üzerine çıkıldı diyebiliriz. Siz bu fonun iyi kullanılabileceğini nasıl garanti ediyorsunuz?”

Dioncounda Traoré, Mali Devlet Başkanı:
“Dediğiniz doğru. Bütün Malililer bu konferansı izliyor ve uluslararası dayanışmadan medet umuyorlardı. Yeni gelişme programımızı uygulamaya koyabilmek için özellikle de Avrupa ülkeleriyle olacak dayanışmadan beklentiler yüksekti.”

euronews:
“Verilen her bir Euro’nun yerinde kullanılması gerektiğini söyleyen Fransa Cumhurbaşkanı’nı duydunuz.”

Traoré:
“Birlikte çalıştığımız kişiler tarafından çok çaba gösterildiğinin farkındayız. Avrupa tarafından uluslararası kamuoyu tarafından… Bizim en azından yapabileceğimiz, Malili mükelleflere, Avrupalı mükelleflere en azından saygı göstermek. Bunu yapmalı ve her bir Euro’nun nereye harcandığına dikkat etmeliyiz.”

euronews:
“Fransız askerleri çekilmeye başladı. Artık bu Birleşmiş Milletler ve orada bulunacak olan Afrikalı askerler tarafından yürütülen bir görev olacak. Artık hücuma dönük değil savunmada bulunan bir yapı olacak. Cihat ilan eden gruplar aktif oldukları halde, bunlar kovalanmayacak. Peki bu gruplar etrafta dolaşırken Mali istikrarı yakalayabilecek mi?”

Traoré:
“Gerekli gördükleri takdirde bu BM askerleri de peşlerine düşüp onları yakalayabilirler.”

euronews:
“Peki çatışmanın bir gerilla savaşı şekline dönüşerek uzaması ihtimaline karşı hazırlıklı mısınız?”

Traoré:
“Evet sahada yenildiklerini görebilirsiniz. Fakat ondan sonra terör eylemlerine başlayabilirler. Zaman zaman bazı bombalı araçlarla tuzak kurduklarını görüyoruz. Bu onların metodlarından, konvansiyonel savaşı yürütemediklerinde seçtikleri savaşma yöntemlerinden biri. Bunların olacağını öngörmek gerekiyor, ama sanıyorum başedebiliriz.”

euronews:
“Bir de Kidal konusu var. Kuzeydeki bu şehir Tuaregler’in, MNLA grubunun kontrolünde bulunuyor. Onlarla diyaloğunuz olacak mı? Çatışmalar başladığında cihat hareketinin yanında yer alan bu grupla anlaşmak mümkün müdür?”

Traoré:
“Evet onlarla görüşmek zorundayız. Her şeyden önce aynı toprağın insanlarıyız. Onlar da Malili. Eğer toprak bütünlüğünde ısrar ediyorsak tüm Malililerle diyalog halinde olmalıyız. Tabii ki biliyoruz ki Kidal’dekiler kendilerini MNLA olarak adalandırıyorlar ve orada bugün başlangıçtaki MNLA’dan daha fazlası mevcut. Ensar-üd-din grubundan da sızmalar oldu. Bağımsızlık iddiasında olmayan, devletin laik yapısını kabul eden ve seçim sürecine de katılacak olan kesimle sayıları az da olsa diyalog içinde olmalıyız. Demokrasi içinde çözümler sunan tüm gruplarla onları ilgilendiren tüm konularda adem-i merkeziyetçilik ve farklı çözümler çerçevesinde görüşmeye hazırız.”

euronews:
“Fakat bu tam olarak ne anlama geliyor? Evet bağış yapanlar adem-i merkeziyetçilik vurgusunda bulundu ama bu Tuareglere bir tür otonomi mi getirecek?”

Traoré:
“Hayır. o kadar ileri gidileceğini düşünmüyorum. Bence bizim yerinden yönetim projemiz kuzeyin ihtiyacı olan tüm imkanları yeterince sağlıyor.”

euronews:
“Tam olarak yerinden yönetimin sınırı ne olacak?”

Traoré:
“Biliyorsunuz bu politika tümüyle uygulamaya geçmiş değil. Teoride çok şey ortaya kondu fakat iş uygulamaya geldiğinde bir çok direnişle karşılaşılıyor. Ancak inanıyoruz ki tümüyle uygulamaya geçtiğimizde bu herkes için en uygun politika olacak.”

euronews:
“Geçici devlet başkanı olarak önünüzde tamamlamanız gereken konuların başlıcalarından biri de ülkenizi seçime götürmek. İlk turun 28 Temmuz’da yapılması planlanıyor. Bu hatta bağışların da ön şartlarından biri. Ancak kolay olmayacak. Fransa da dahil olmak üzere bağış veren ülkeleri size daha fazla zaman tanımaya ikna etmenin bir yolu yok mu?”

Traoré:
“Evet bunun gerçek bir sorun olduğunun ve kolay olmayacağının farkındayız. Fakat geçiş sürecini kısa tutmaya kararlı olduğumuzun görülmesini istedik. Çünkü Mali birçok ciddi sorunla karşı karşıya. Geçiş süreci de ne kadar çabuk biterse, bu problemlerin çözümü de o kadar kolay olacak. Şunu anlamalıyız ki yalnızca yasal dayanağı ve daha fazla zamanı olan bir hükümet Mali’nin sorunlarını çözebilir. Bunun bağışların da ön şartı olmasını kararlaştırdık ve başarılabilmesi için de tüm müttefiklerimizden desteklerini istedik.”

euronews:
“Peki Kidal’de yaşayanların oy kullanmasını nasıl sağlayacaksınız? Ülke içinde göç etmek zorunda kalan 300 bin kişi nasıl sandığa gidecek? Ya diğer ülkelere göçen 175 bin Malili? Tüm bu şartlar gözönüne alındığında nasıl adil şartlarda geçecek ve itiraz edilmeyecek bir seçim yapabileceğinizi düşünüyorsunuz?”

REKLAM

Traoré:
“Adil şartlarda bir seçim evet fakat itiraz edilmeyecek bir seçim… mümkün değil. Barış içinde yaşanan ve emniyetin bulunduğu ülkelerde dahi bu yapılamıyor. Şunu söyleyebilirim ki; devlet başkanlığı seçimlerinde oy kullanmak için tüm göçmenlerin ya da sığınmacıların evlerine dönmesi gerekmiyor.
Seçimlerin yapılması için buna ihtiyaç yok.

euronews:
“Ya da siz onlara gideceksiniz…”

Traoré:
“ Evet. Bazı kişiler dönmüş olsa da yerinden yurdundan ayrılanların bir kısmı halen gittikleri yerde olacak. Fakat seçmen kağıdı olanlar bulundukları yerde oylarını kullanabilecek. Şu anda bunun ayarlanması için çalışıyoruz. Ülke dışındaki göçmenler için de seçim yapabilecek şartları hazırlayabilmek için bulundukları ülkelerle temas halindeyiz.”

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Afrika: Cuntayla yönetilen Nijer, Mali ve Burkina Faso, ortak askeri güç kurdu

Afrikalı liderlerden iklim değişikliğine karşı küresel vergi talebi

Wagner'in Rusya'daki isyanı, Afrika ülkelerindeki faaliyetlerini etkiler mi?