Anastasiades: "Yeniden birleşme için şantaj yapılmamalı"

Anastasiades: "Yeniden birleşme için şantaj yapılmamalı"
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
REKLAM

Eurogroup Güney Kıbrıs üzerindeki mali kurtarma planını yaklaşık iki ay önce uygulamaya soktu.
euronews’ın Brüksel stüdyolarında bugünkü konuğumuz Güney Kıbrıs Rum Kesimi Cumhurbaşkanı Nicos Anastasiades.

Efi:
“Sayın cumhurbaşkanı hoşgeldiniz. Sizce Güney Kıbrıs Avrupa Birliği’nin günah keçisi mi?”

Nicos Anastasiades:
“Şartlar o kadar değişikti ki üzerimizde bir deneme planının uygulandığı hissine kapıldık. Şu anda da Avrupa Birliği’ndeki birçok görevli ve hükümetin bir banka birliği yaparak daha iyi bir çözüme ulaşılmadığı takdirde bulunan çözümü gelecek için olumlu bir adımmış gibi kabul ettiğini görüyoruz.”

euronews:
“Uluslararası Para Fonu (IMF), yıllık raporunda Güney Kıbrıs ekonomisini nelerin beklediğini çok yalın ve sert bir dille açıkladı. Rapor, 2015’ten 2018’e kadar Güney Kıbrıs’ta gayri Safi Yurt İçi hasılanın yüzde 4.7’si oranında ek mali tedbirlerin her yıl alınacağını belirtti. İnsanlara umut aşılamak için sizin tarafınızdan hazırlanan bir plan var mı?”

Nicos Anastasiades:
“IMF’deki dostlarımızın hesaba katmadığı bir çok şey bulunuyor. Örneğin, doğal kaynakların işletilmesini göz önünde bulundurmadılar. Banka sorununa çözüm bulmada ya da temmerrütten kurtulma görüşmeleri yapıldığı sırada bile bu konu gündeme getirilmedi. Bana göre, doğal gaz İsrail ile yapmaya çalıştığımız işbirliği, ilişkilerin kuvvetlendirilmesi ve bazı sektörlerde ortaklaşa çalışmak IMF’nin olumsuz öngörülerini bozacak anahtarlar niteliğinde.”

euronews:
“IMF ve Avrupalı liderler Güney Kıbrıs’ın Gayri safi yurtiçi hasılasından 8 kat daha büyük bir bankacılık sektörüne sahip olamayacağını aylardır ısrarla belirtiyor. Size şunu sormak istiyorum: Güney Kıbrıs ekonomisi büyük oranda bankacılık sektörüne dayanıyor. Şu anda bir karar verildiğine göre, temerrüd tehditi tam anlamıyla bertaraf edildi mi?”

Nicos Anastasiades:
“Buradaki sorun bankacıların kötü yönetimi idi. Ülkenin gayri safi milli hasılası ile bankacılık sektörünün büyüklüğü arasında çok bir bağlantı bulunmuyor. Eğer Lüksemburg’a bakacak olursanız, bankacılık sektörünün ekonomisinden çok daha büyük olduğunu görürsünüz. Yani buradaki sorun bu değildi. Maalesef, bazen çok kibirli olabiliyoruz. Bize verilen potansiyeli ve çok sağlıklı bir bankacılık sistemini iflasın eşiğine veya ülkeyi temerrüde sürükleyebiliyoruz. Tabii ki iki bankadan birine verilen cari aktifler konusunda da hatalar vardı. Örneğin battıktan sonra Güney Kıbrıs Bankası ile birleşen Halk Bankası Avrupa Merkez Bankası’ndan ekonomik likidite şeklindeki 9.5 milyar Euro’luk acil mali yardım aldı. Bu, Güney Kıbrıs’ın ihtiyaç duyduğu
ya da alacağı miktara denkti. Sizin de gördüğünüz gibi bazıları büyük hatalar yaptı.”

euronews:
“Bankacılık sektörünün yönetiminden ve bankacılardan bahsettiğinize göre Güney Kıbrıs Merkez Bankası ile sizin aranızda neler ve ne tür tartışmalar yaşandı?”

Nicos Anastasiades:
“Şu anda önemli olan beraber çalışabilmektir. Tartışmak değil. Çünkü Avrupa Merkez Bankası sistemi bağımsızdır. Bu su götürmeyen gerçeğe biz saygı duyuyoruz. Yöneticilerinin aldığı kararlar birçok seçilmiş hükümetin politikalarını etkiliyor, bazı durumlarda karşılıklı saygı görmezden geliniyor, seçilmiş yöneticilerle atanmışlar arasında bir orta noktada buluşulması gerekiyor. Yine de aynı zamanda bu bağımsız kamu görevlilerinin hükümetlerin aldığı kararlara saygı duyması gerekiyor.”

euronews:
“Güney Kıbrıs’ta devam eden yeniden birleşme sorununa değinelim. Son günlerde iki tarafta da bir siyasi ve diplomatik hareketlilik yaşanıyor. Türkiye, Avrupa Birliği hatta Birleşmiş Milletler bu sorunu gündeme getiriyor ve yeni bir çözüm hakkında görüşüyor. BM özel danışmanı Alexander Downer’ın hazırladığı 77 sayfalık rapor hakkında fikrinizi almak istiyorum. Bu raporda tam olarak ne deniyor? Sonunda inceleyebildiniz mi?”

Nicos Anastasiades:
“Bu “meşhur” belge başvurum üzerine bana verildi. Aslında pek bir şey içermediğini, sadece 2008’den 2012’ye kadarki süreçte neler yapıldığını anlatan bir rapor olduğunu söylemeliyim. Aynı zamanda bağdaşma ve ayrışma adlı bu rapor müzakere sürecinde göz önünde asla bulundurmayacağımız bir belge. Ayrıca geçmişteki çalışmalarımızla da uyumlu değil.”

euronews:
“Yani müzakerelerin başlamakta olduğunu ve başladığında da onları bıraktığınız noktadan başlamayacağını mı söylüyorsunuz?”

Nicos Anastasiades:
“Hayır. Ama bu uzlaştığımız noktaları iptal edeceğimiz anlamına da gelmiyor. Yani burada bir temel var. O da iki toplumlu, siyasi eşitliğe sahip iki bölgeli bir federasyon. Ama bu sayısal ya da niceliksel eşitlik anlamına gelmiyor. Tıpkı kaynakların işletiminde, kalkındırılmasına katılımda ve elde edilecek gelirden pay almada eşitlik olmaması gibi.”

euronews:
“Fakat BM Genel Sekreteri, sondaj çalışmalarının Kıbrıs sorunu çözüldükten sonra başlayacağını açıkladı. Buna ne diyorsunuz?”

Nicos Anastasiades:
“Kimse bizim egemenlik haklarımızı belirleyemez. Bu hakların uygulanması da bizim bir milli sorunumuza çözüm bulunmasına bağlanamaz. Öte yandan çözüm isteyen biziz. Özgürleşme, barış içinde bir arada yaşayarak yeniden birleşme istiyoruz. Herkesin refaha ulaşması arayışındayız. Ama bunun için baskı ve şantaj yapamazsınız. Burada sayın Rasmussen’den değil daha geniş bir tablodan bahsediyorum. Doğal gaz işletmesinin avantajlarından faydalanmak istemek kabul edilemez bir çözüme ‘evet’ demek anlamına gelmemeli.”

euronews:
“İsrail’den bahsettiniz. Oradaki ziyaretinizde ne gibi sonuçlar elde ettiniz? Bu şartlarda yeni bir ekonomik işbirliği, ilişki ya da diplomatik dostluktan bahsetmek mümkün mü?”

Nicos Anastasiades:
“Güney Kıbrıs şimdiden bir sıvılaştırma istasyonu kurma kararı aldı. Bu çok önemli bir şey. İsrail’e de bir açıdan yardımcı oluyor. Çünkü İsrail bu istasyonu kullanarak ihracat yapabilir. Ayrıca Süveyş kanalı ters tarafta kalıyor ve aynı zamanda da Avrupa yolu açılmış oluyor. Yani iki ülkenin münhasır ekonomik bölgeleri birbirine çok yakın ki bu bizim istediğimiz stratejik ittifakı sağlayabilir.

euronews:
“Son olarak, şu an acı çeken ve kendilerini zorlu yılların beklediği Güney Kıbrıs halkına göndermek istediğiniz bir mesaj var mı?”

REKLAM

Nicos Anastasiades:
“İyi eğitimli Güney Kıbrıs halkına güveniyorum. Güney Kıbrıs, eğitim seviyesi en yüksek olan ülkelerden biri. Aynı zamanda Güney Kıbrıs toplumunun güçlü azmi ve girişimcilik ruhu o kadar yüksek ki bana sorunların çok kısa sürede çözüleceği konusunda güven ve umut veriyor.”

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Kıbrıslı Rumlar, Suriyeli göçmenlerin sığınma başvurularını askıya aldı

AİHM vicdani retçi Kıbrıslı Murat Kanatlı'yı Türkiye'ye karşı açtığı davada haklı buldu

İngiltere'nin Kıbrıs'taki 'ölüm üsleri' Orta Doğu'daki çatışmaların neresinde?