Martin Amis: 'Belki de Avrupa'nın gerileme zamanı geldi'

Martin Amis: 'Belki de Avrupa'nın gerileme zamanı geldi'
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
REKLAM

Martin Amis İngiliz edebiyatının kötü çocuklarından. Rachel Dosyası ve Başarı gibi kitapları Türkçe’ye de çevrilen yazarı, son çıkan kitabı “Lionel Asbo“nun tanıtımı için bulunduğu Fransa’nın Lyon şehrinde yakaladık. 63 yaşındaki Amis, kitaplarıyla ve açıklamalarıyla gündem de yeni tartışmalara yol açmaktan çekinmeyen bir isim.

Chiara, euronews:
Öncelikle sizinle birlikte olmaktan dolayı mutluluğumu belirtmek isterim. Sayın Amis, önümüzdeki yıl Nazi toplama kamplarında geçen bir aşk hikayesi yayınlamayı düşünüyorsunuz. Daha önce de holokost üzerine yazmıştınız. Sizin için holokostun anlamı nedir?

Martin Amis:
“Bu olayın herkes için çok önemli anlamlar taşıdığını düşünüyorum. Yazar Sebald, soykırımı ciddi bir insanın başka herhangi bir şey düşünmesini gerektirmeyecek bir olay olarak tanımlar. Tabii ki biraz abartılı bu tanım. Bununla birlikte holokost kendinizi yargılayabileceğiniz, herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği bir olaydır.”

euronews:
Daha önce size dokunmayan, hissetmediğiniz bir olayı yazmayacağınızı söylemiştiniz?

Martin Amis:
“Bir yazarın hayatı biraz tutku biraz da kaygı taşır. Hatta her ikisi de aynı anda. Bir romanı ne tamamen mutlu olmak için yazarsınız ne de tamamen ıstırap duymak için. Her ikisi de aynı zamanda olur. Kaygı ve tutku birbirine karışır. Bunu her romanda yaşarsınız. Fakat insanlara acı ve ıstırap veren olayları kaleme aldığınızda bunu daha çok hissetmeniz mümkün. Mesela Sovyet çalışma kampları üzerine yazdığımda böyleydi. Bu her yazarın yaşadığı bir duygu. Yazmaya başladığınızda bu yazdıklarım hiç de iyi olmadı diye düşünürsünüz, sonra bütün romanlarımın anlatımı çok kötüydü dersiniz. İşte bu noktaya ulaştığınızda yazma işine koyulursunuz.”

euronews:
Daha çok şiddeti konu alıyorsunuz. Mesela Lionel Asbo kitabınızda İngiliz alt sınıflarını anlatıyorsunuz. Geçenlerde bir İngiliz askerinin güpegündüz Londra’nın merkezinde öldürülüşüne şahit olduk. Sizce romanlarınızda sıkça konu edindiğiniz Londra şehri mi bu tarz şiddet eylemlerine yol açıyor?

Martin Amis:
“Anlattığınız olayın bir çok yönü var. Öncelikle durumun nedeni anomik terörizm dedikleri bir çeşit yabancılaşmadan kaynaklanıyor. Bir iç çöküntü buna neden oluyor. Öncelikle kendinizi köklerinizden kopmuş hissediyorsunuz. Kendinizi, kardeşlerinizi Batılı, yabancı bir devletin elinde hissediyorsunuz. Yani temel olarak bir çeşit yabancılaşma ve depresyondan kaynaklanıyor. Daha sonra da görselliği yüksek bir olaya neden olmak hissi geliyor. İnanılmaz ileri görüşü bir yazar olan Joseph Conrad, 1908’de Londralı terörist anarşistler hakkında yazdığı bir romanında iki etkeni vurgular:kibir ve tembellik. Eğer kendinizi beğenmiş ve kibirli iseniz, sizi hatırlatacak büyük çapta bir olaya kalkışırsınız. Tembel olduğunuz için de bu olay, bir yeri patlatma ya da bombalama şeklinde olacaktır. Bu, onlar için adlarını sonsuza kadar yaşatmanın ve ölümsüz kılmanın yoludur. Bir yönüyle çocuk sahibi olmamızın nedeni de budur. Ölümün ötesinde canlı kalmak.”

euronews:
Peki siz kitaplarınızla mı canlı kalmak istiyorsunuz?

Martin Amis:
“Herkesten daha fazla yazarlar ölümsüz olmak isterler. Bu bir gerçektir. Çünkü sanatın kalitesini zaman kanıtlar. Gerisi bütün bu eleştiriler falan sadece retoriktir.”

euronews:
Peki ne kadar zaman gerekli?

Martin Amis:
“Bir yüzyıl…”

euronews:
O kadar fazla mı?

Martin Amis:
“Eğer bir yüzyıl canlı kalabiliyorsanız bu büyük bir başarıdır. Kitaplarımı okuyan genç okuyuculara daha fazla ilgi gösteriyorum. Çünkü bu genç okuyucular sayesinde öldüğüm zaman en azından 30 ya da 40 yıl daha yaşayacağımı, canlı kalacağımı görüyorum. Tamamen yok olmayı kimse istemez. İşte genç okuyucular bir süreliğine de olsa ismimin yaşayacağını garanti ediyorlar.”

euronews:
Son bir sorum olacak. Ailevi nedenlerden ötürü Avrupa’dan taşınıp Amerika’ya göç ettiniz. Şöyle bir geriye dönüp baktığınızda Avrupa’yı batmış bir gemi olarak mı görüyorsunuz? Karşı taraftan Avrupa’daki kriz nasıl görünüyor?

Martin Amis:
“Öyle görünüyor ki taşınmak için iyi zamanı seçmişim. Avrupa’nın havası çok kötü. Her yerde sosyal çalkantılar yaşanıyor. Bence Avrupa zaten yeteri kadar direndi. Özellikle tarihini göz önüne aldığımızda. Avrupa 5 yüzyıldır Dünya’nın merkezinde yer aldı ve dünyayı kasıp kavuran fikirler üretti. Belki de şimdi gerileme zamanı gelmiştir. İçindeki her devletin tek tek yaşadığı gibi belki, Avrupa kıtasının da tarihi ve coğrafi olarak gerilemesinin zamanı geldi.”

euronews:
Acaba yeni romanlarınızda bu ekonomik kriz vurgusunu görmek mümkün olabilir mi? Belki de bugünün izdüşümünü gelecek holokost romanınızdan okuyabiliriz.

Martin Amis:
“Belki de. Fakat bir romanı yazmak bugünden itibaren yaklaşık 3, 4 yıl alır. Gündem bir havuz gibi öncelikle size dolmalı. Onu sadece zihni olarak değil omurgalarınızda da hissetmelisiniz. Bütün vücudunuzu doldurmalı. Güncel bir olaya hemen cevap veremezsiniz. Önce kuluçka dönemi vardır.”

euronews:
Yani şu an kuluçka dönemindesiniz.

REKLAM

Martin Amis:
“Kuluçkanın başında…”

euronews:
Gelecek romanınızı dört gözle bekliyoruz.

Image credit: Maximilian Schönherr (CC)

Haberi paylaşınYorumlar