Çözüm sürecine dair endişeler tırmanışta

Çözüm sürecine dair endişeler tırmanışta
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
REKLAM

3 Ocak’ta BDP’li Ahmet Türk ve Pervin Buldan’ın İmralı ziyareti ve Abdullah Öcalan ile görüşmeleriyle kamuoyuna mal olan çözüm sürecinde yedi ay geride kaldı. Yedi ayda İmralı’ya yedi heyet gitti. Bu süreç ilk somut sonucunu Mart ayında verdi. Öcalan’ın Nevruz mesajı silahların susması çağrısıyla umut rüzgarları estirdi. Bu açıklamanın ardından “birinci aşama” olarak kabul edilen PKK’nın çekilme süreci başladı. Ancak birinci aşamanın uygulanması sürecin ilk krizini kapıya getirmiş bulunuyor.

Çekilme ile ilgili hükümetin açıklamalarıyla PKK kanadından gelen açıklamalar arasındaki fark sürecin geleceğini tehlikeye atıyor. Bu durum Türkiye’de pek çok aydını kaygılandırmış durumda. Süreç devam edecek mi yoksa yerini yeni bir şiddet sarmalına mı bırakacak? Türkiye’de şu an için erken görünen ama haksız olmayan bir tartışmanın kapıları açılıyor.

Taha Akyol, Mümtazer Türköne, Ekrem Dumanlı gibi kalemler, Bilgesam Başkanı Atilla Sandıklı gibi uzmanlar, bu sessiz dönemin PKK’nın bölgede yeniden konuşlanması ve sonrasında daha büyük şiddet olayları için hazırlık süreci olarak değerlendirilmesine karşı uyanık olunması gerektiğinin altını çiziyor.

Peki ama PKK gerçekten çekildi mi yoksa hükümetin kaygıları yersiz mi? Bu istihbarat ve güvenlik örgütlerinin yanıtlayabileceği bir soru. Ama bu belirsizlik, güvensizliğe ve sürece olan inanca darbe vuruyor. Burada sıkıntının aşılmasını sağlayacak tek şey karşılıklı güvenin güçlendirilmesi.

Hükümet meseleye nasıl bakıyor? Geçtiğimiz haftalarda Şehir Üniversitesi’nde düzenlenen AK Parti’nin 10 yılı konferansında konuşan Başbakan Erdoğan’ın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan bunu net bir şekilde ortaya koydu. Akdoğan hükümet olarak Kürt meselesini terörün önlenmesi ve demokratikleşme perspektifinden gördüklerini ifade etmişti.

Hükümetin analizine göre güneydoğudaki sorunlar kümesi üç kategoriden oluşuyor: Birincisi sistematik olarak belli bölgelerin geri bırakılmasından kaynaklanan “ilgisizlik ve geri kalmışlık” -ki bu sorunun aslında siyasi temeli değil. Bu durum, sorunu besleyen bir faktör. Bölgesel adaletsizliği gidermek tek başına sorunu çözmüyor. İkincisi red, inkar ve asimilasyon denilen asıl sorun. AK Parti bunu kimlikleri tanıyarak aşmak istiyor. Üçüncü kategori ise ayrılıkçılık. Etnik milliyetçiliğin bağımsız olma hedefi. PKK’nın bu hedefi onyıllar içinde evrim geçirdi ve demokratik özerkliğe kadar geriledi. Türkiye demokratik açılım ile ikinci paradigmayı değiştirmeye çalıştı. Eğitim sistemine ve yayına Kürtçenin sokulması önemli adımlardı.

Sabote edilse de yöntem olarak Türkiye sorunun çözümü için müzakereyi seçti. Oslo gizli görüşmelerinin deşifre edilmesinin de tecrübesiyle müzakere artık açık olarak yürütülüyor. Açık müzakerelerin de bugün ortaya çıkan kamuoyunun huzursuz olması gibi sorunları var. Beklentileri yükseliyor ama süreç yavaş ilerledikçe inanç ve umut yerini kaygıya, endişeye bırakıyor.

Sürecin eylemsizlik ve geri çekilme olarak özetlenen ilk aşaması ile ilgili belirsizlik kamuoyunun desteği açısından önemli. Bu aşama sorunsuz geçilirse “tüm aktörlerle demokratik müzakere” olarak yürüyecek ikinci aşama daha sağlıklı yürüyecek.

Öcalan’ın ilk aşamanın bittiğini artık ikincisine geçilmesi gerektiğini aceleci bir şekilde savunması, hükümetin çekilmenin bitmediğini söylemesi bu nedenle sürecin geleceği açısından sorun çıkarıyor. Güvensizlik üzerine nasıl bir müzakere süreci yürütülecek bunu tüm tarafların değerlendirilmesi gereken bir dönem yaşanıyor.

Üstelik bir yandan KCK’da yönetim yeniden yapılanırken diğer yanda Suriye’de, Irak’ta ve diğer bölge ülkelerinde yaşanan gelişmeler de denklemi iyice karmaşık hale getiriyor.

BDP’nin ikinci aşamaya geçiş talebinin altını çizmek için eylemler yapmasına bölgeden Diyarbakır’da 6 kişinin yaralandığı son saldırı gibi küçük küçük şiddet haberlerinin gelmeye başlaması eklenince süreç üzerindeki kaygılar daha da güçleniyor.

Bora Bayraktar, İstanbul

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Kobani davasında konuşan Demirtaş: Tüm arkadaşların özgürlüğünü istiyorum

Dünya Bankası, Türkiye'ye ilave 18 milyar dolar finansman sağlayacak

HRW'den Ankara'ya suçlama: Suriye'de Türkiye'nin kontrolündeki bölgelerde hak ihlalleri yaşanıyor