REKLAMMısır’da güvenlik güçlerinin Müslüman Kardeşler yanlılarına açtığı ateş sonucu en az 80 göstericinin hayatını kaybetmesinin ardından gerginlik giderek tırmanıyor. Mısır’da resmi temaslarda bulunan Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton başkent Kahire’de Dışişleri Bakanı Nebil Fehmi ile görüştü.
Mısır Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, Ashton’ın Muhammed Mursi yönetiminin halkın taleplerini karşılamadığını söylediğini belirtti. Catherine Ashton’ın Mısır Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı Abdulfettah el-Sisi ile bir araya gelmesi bekleniyor.
Ülkede Cumartesi günü güvenlik güçlerinin protestoculara müdahalesi sonucu en az 80 kişi yaşamını yitirmiş, yüzlerce kişi de yaralanmıştı. Mısır ordusu aşırı güç kullanmakla suçlanırken, İçişleri Bakanlığı ise protestocuların ateşli silah kullandığını savunuyor.
Mısır’da devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin destekçileri dün de ordunun yönetime el koyduğu 3 Temmuz’dan beri en büyük protesto gösterilerinden birini düzenledi. Kahire’de toplanan binlerce gösterici, ülkede demokratik seçimle işbaşına gelen ilk lider olan Mursi’nin göreve iadesini istedi.
Dışişleri Bakanı Fehmi: “Türkiye diplomatik ve siyasi çizgileri aştı”
Şimdi Mısır’a uzanıyoruz. Dışişleri Bakanı Nebil Fehmi ülkedeki son gelişmeler hakkında euronews’ın sorularını yanıtladı.
euronews:
“Rabia el-Adeviyye olayları ile ilgili olarak birçok ülke tarafından uluslararası bir kınama yapıldığını gördük. Dışişleri Bakanlığı olarak bu kınamayı nasıl değerlendireceksiniz?”
Nebil Fehmi:
“Genel durumun herkes tarafından anlaşılabilmesi için pozisyonumuzu netleştireceğiz. Çünkü her olay yaşandığı bölgedeki özel şartlara bağlıdır. Saldırılardan dolayı ülkede büyük bir güvenlik sorunu oluştu. Örnek verecek olursak Mansura şehrindeki polis karakoluna bombalı saldırılar düzenlendi. Bu olayların ardından güvenlik kuvvetleri alarma geçti. Barışçıl olmayan gösteriler düzenlendiğinde ise protestocularla güvenlik güçleri arasında arbede çıktı.”
euronews:
“Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Mısır’da Muhammed Mursi’den başkasını cumhurbaşkanı olarak tanımayacağını ve askerin müdahalesini bir darbe olarak adlandırarak reddettiğini açıkladı. Ardından da iki ülke arasında gerginlik yaşandı. Bu durumu nasıl aşacaksınız?”
Nebil Fehmi:
“Bence Türkiye’den yapılan birçok açıklamada diplomatik ve siyasi açıdan sınırlar aşıldı. Bu olay Mısır’ın bir iç meselesi ve Mısır halkının çoğunluğu Türkiye Başbakanı ile aynı fikirde değil. Buna rağmen Türkiye-Mısır ilişkileri ve yapılan antlaşmalar bir siyasi kişiliğin aldığı pozisyondan ve açıklamalarından daha önemlidir. Yani stratejik bir vizyonda hareket ediyoruz.”
euronews:
“Mısır’da yaşananlar üzerinde Amerika’nın net bir tavır takınmadığını görüyoruz. Bazı kaynaklar ABD ile Mısır hükümeti arasında bir diplomatik gerginlik olduğundan bahsediyor. Şu ana kadar Mısır’da yaşananları Amerika bir “devrim” olarak kabul etmedi…”
Nebil Fehmi:
“Amerikan tarafı Mısır’daki şiddet olaylarını endişeyle takip ettiğini açıkladı. Demokratik barış sürecinde barışın sağlanması ve durumun yatıştırılmasını beklediklerini belirtti. Biz bu açıklamaların çoğunluğunu kabul ediyoruz. Fakat bugün yaşadığımız tansiyonun nedeninde barışçıl gösteriler dışında yapılan şiddet olaylarının bulunduğunu herkesin bilmesi gerekli.”
euronews:
“Biz gazeteciler olarak bazı Mısırlı televizyon kanallarının Filistinlilere karşı propaganda yaptığını gördük. Özellikle de Mısır’da yaşayan Filistinlilerin hedef alınarak ülkedeki olayların sorumlusu olmakla suçlandıklarını izledik. Bu bazı Filistinli yöneticileri rahatsız etti. Bu dosyayı nasıl yöneteceksiniz ve bakanlığınızın takındığı tavır nedir?”
Nebil Fehmi:
“Filistin halkının mücadelesine Mısırlılar destek vermeye devam edecek. Onları hep destekleyeceğiz. Pozisyonumuzu asla değiştirmeyeceğiz. Buna karşılık sokaklarda ve Mısır televizyonlarında gördüklerimiz siyasi bakış açılarına göre değişiyor. Özellikle de Hamas’ın Sinai’de yaptıklarını haber olarak veren bazı medya kanalları konusunda farklı görüşler söz konusu. Bu haberleri Hamas yalanladı. Bu olay Mısır’ın milli güvenliği ile ilişkili. Filistinlilere karşı bir kin hissi ile ya da Filistin davasının desteklenmesi konusuyla hiç bir alakası yok.”