Ruhani döneminde İran - Rusya ilişkilerini neler bekliyor?

Ruhani döneminde İran - Rusya ilişkilerini neler bekliyor?
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
REKLAM

14 Haziran’da İran’ın yeni Cumhurbaşkanı seçilen Hasan Ruhani, resmi olarak görevine bu hafta sonu başlayacak. Ilımlı olarak anılan Ruhani, seçilmesiyle dış politikada değişim sözü vermişti. Peki bu değişim ne oranda gerçekleşebilir?

Yeni İran Cumhurbaşkanı’nın programında öncelikle, ülkeyi dar boğaza sokarak kitlesel gösterilere neden olan uluslararası yaptırımların son bulması yer alıyor. Tabii ki bunun yolu da nükleer dosyasından geçiyor.

Batılı devletler, İran’ın uranyum zenginleştirme programının askeri amaçlı olduğunu iddia ediyor. Bir dönem müzakereleri yürüten isim olan Ruhani, 2003 yılından itibaren askıya alınan Batı’yla müzakerelerde hangi adımları atacak?

Bu bağlamda Rusya Başkanı Vladimir Putin’in nükleer müzakereleri tekrar başlatmak amacıyla Ağustos ayı ortasına planladığı Tahran ziyareti önem kazanıyor. 90’lı yılların başından itibaren iki komşu ülke arasında sıcak ilişkiler mevcut.

2010 yılında üretime başlayan Buşehr nükleer santralini Rus bir şirket tamamlamıştı. Ayrıca Moskova, diğer santrallerin yapımında da İran’a yardım edeceğini duyurdu.

İki ülke uluslararası yaptırımlardan olumsuz etkilenen karşılıklı ticaret hacmini daha da artırmak istiyor. Geçtiğimiz sene 2011 yılına oranla yüzde 40 düşen ticaret hacmi 2 milyar doları ancak bulabildi.

Bunun yanı sıra iki ülkede Suriye konusunda ortak düşünüyor. Moskova ve Tahran’ın Esad rejimini desteklemesi Batılı ülkeleri kaygılandırıyor.

Peki Rusya, nükleer konusunda ara bulucu olarak neler yapabilir? Her halükarda, ülkede son kararı rejim adına verecek olan hiç kuşkusuz dini lider Ali Hamaney olacak.

Şimdi Moskova’ya uzanıyoruz. Karşımızda Rusya Enerji ve Güvenlik Merkezi Başkanı, İran politikası uzmanı Anton Holopkov bulunuyor.

Marina Ostrovskaya, euronews:
“Merhaba sayın Holopkov. Yeni İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani muhafazakarlara oranla daha merkezde görülüyor. Ama aralarında gerçekten bir fark var mı? İran politikasında bir değişiklik olması beklenmeli mi?”

Anton Holopkov:
“Seçim kampanyasında Hasan Ruhani’nin verdiği vaatlere ve seçimindeki şartlara baktığımızda bir devamlılık ya da eski cumhurbaşkanları Hatemi ve Rafsancani tarafından başlatılan siyasi reformlara bir geri dönüş sanırım bekleyebiliriz. Bugün hiç şüphe yok ki İran’ın üzerindeki yaptırımlardan kurtulmaya ihtiyacı var. Bu çok önemli. Bu şartlarda yeni cumhurbaşkanı işe öncelikle nükleer dosyasına bir çözüm getirerek başlamalı. Ruhani’nin Avrupalılarla müzakere ettiği dönemde görüşmeler bir çözüme bağlanmıştı. Ama gerçekçi olmak lazım.Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden hemen önce İran’a gittim ve 10 gün kaldım. İran’ın nükleer teknoloji konusundaki ilerlemelerini durdurmasını ülkede kimsenin aklından bile geçirmediğini gördüm.”

euronews:
“İran dış politikasında Rusya çok ayrı bir yere sahip. Ruhani, seçimleri kazandıktan sonra Rusya Başkanı Vladimir Putin’e verdiği yanıtta bunun altını çizdi. Bu tam olarak ne anlama geliyor ve Rusya’nın gerçekten ayrı bir yeri var mı?”

Anton Holopkov:
“İran ve Rusya uzun süredir köklü ilişkilere sahip.Komşu oldukları için güvenlik alanında birçok ortak çıkarları var. Ortak ticari ve ekonomik çıkarları da söz konusu. Tüm bunlar, İran’ın dış politikasında Rusya’nın yerini; Rusya’nın dış politikasında da İran’ın yerini belirliyor.”

euronews:
“Sizin de dediğiniz gibi Rusya ve İran arasında Batı’nın yaptırımlarına hedef olan nükleer santraller, altyapı inşaatları ve silah satımı gibi bir çok konuda kuvvetli bir işbirliği söz konusu. Bu ilişki Moskova’nın güvenilirliğini zedelemiyor mu?”

Anton Holopkov:
“Öncelikle, Güvenlik Konseyi’nin uyguladığı yaptırımların İran ile yürütülen teknik ve askeri işbirliği ile ya da nükleer enerjinin barışçıl emeller için kullanımında yapılan işbirliği ile bir ilişkisi olmadığını söylemek gerekli. Diğer önemli bir nokta da teknik ve askeri işbirliği konusunda Güvenlik Konseyi’nin 1929 sayılı kararında belirlenen hedeflerden Rusya’nın çok daha fazlasını yapmış olması. Bu yüzden de nükleer, askeri ve teknik alanlarda yapılan işbirliğinin, şu anda yürütülen müzakereleri ihlal ettiğini söylemek bana göre bir anlam ifade etmiyor.”

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

G-7'den İran'a uyarı: Rusya'ya füze verirsen yeni yaptırımlar yolda

İran'da geçen yıl en az 834 kişi idam edildi

İran'da parlamento seçimleri: Rekor düşük katılımın ardından sertlik yanlısı muhafazakarlar önde