Çözüm süreci sona mı eriyor

Çözüm süreci sona mı eriyor
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
REKLAM

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı’nın açıklaması Türkiye’nin Suriye, Mısır, olimpiyat oyunlarına odaklanan gündemini bir anda değiştirmiş görünüyor. Türkiye’yi 9 aydır çatışmasız ortama çektiklerini belirten KCK’nın açıklamasında “Hükümet, bu adımlara hiçbir karşılık vermemiş, PKK’nın attığı adımların hiçbir siyasal karşılığı yokmuş gibi davranmıştır. İmralı’da hiç görüşmeler olmamış ve kendisinin atacağı hiçbir adım yokmuş gibi başlatılan sürece karşı sorumsuz yaklaşmıştır. Tüm KCK tutuklularının serbest bırakılıp terörle mücadele yasasının ortadan kaldırılması bile gerçekleşmemiştir. Hükümetin eski hegemon zihniyet ve tutum içinde olmasını dikkate alarak, Türkiye sınırları içinde kalan gerillaların geri çekilişini durdurduk” denildi. KCK ateşkes ortamının korunacağını da açıklamaya ekledi.

KCK’nın hükümetin adım atmamasını gerekçe göstererek çekilmenin durduğunu belirten bu açıklaması “çözüm süreci sona mı eriyor?” sorusunu gündemin en üst sırasına taşıdı. Türkiye “bu tıkanıklık aşılacak mı?” “çatışma ortamına geri mi dönülecek?” yoksa “müzakere süreci rayına oturtulabilecek mi?” sorularına yanıt arıyor. Konunun taraflarından biri de sürecin içinde aktif rol oynayan Barış ve Demokrasi Partisi. Partinin yerel seçim startı kabul edilebilecek Halkın Demokratik Kongresi olarak 2014 Mart’ındaki yerel seçime katılma kararının ilan edildiği toplantıda eşbaşkan Gülten Kışanak, KCK’nın kararını ve sürecin geldiği noktayı yorumladı.

Kışanak, “BDP başından beri bu sürecin sorunsuz, herhangi bir bozulmaya yol açmadan devamı için çaba göstermiştir. Bundan sonra da böyle olacaktır. Bu sürecin hiçbir şekilde kesintiye uğramadan ilerletilmesini arzuluyoruz. Halklarımızın, Türkiye’nin, Türk halkının, Kürt halkının yararına bir demokratik barış ve çözüm sürecinin ilerletilmesi bütün çabamızdır. Bunlar, tıkanıkları aşmakla mümkün olacaktır. KCK’nın açıklaması bir tıkanıklığa yol açabilir, bu bir sorundur ve yönetilmesi gerekiyor” diye konuştu.

Kışanak sürecin sorunsuz sürmesi için tüm aktörlerin üzerine düşeni yapması gerektiğini ancak hükümetin bu konuda yeterince istekli davranmadığını savundu. Bu krizin gelmekte olduğunu defalarca söylediklerini, hem kamuoyunu hem de hükümeti bu konuda uyardıklarını vurguladı.

Kışanak euronews’un “KCK’nın kararı bir müzakere yöntemi ve taktik mi, geri döndürülebilir bir karar mı? Hükümetin hangi somut adımları atmasını bekliyorsunuz sorusuna yanıta, parlamentonun yaz aylarında uzun tatil yapmasını eleştirerek başladı ve zamanın boşa geçtiğini belirtti. Kışanak, “Bu tıkanıklığın, oluşan yeni sorun alanının çözülmesi herkesin sorumluluğudur” diye konuştu: “Bu aniden ortaya çıkmış bir durum değil. Son 3-4 aydır demokratikleşme adımları konusunda beklentiler ortaya çıkmayınca talepler arttırıldı. Bunun çözüm sürecini olumsuz etkileyeceği konusunda uyarılar yapıldı. Bu gün gelinen durumu bir taktik olarak görmek yerine bunu demokratik çözüm süreci içinde bir sorun alanı olarak görmek ve sorumlulukları bir kez daha hatırlamak gerekiyor. Böylece bu sorun alanını aşabiliriz. Gerekli çaba gösterilir ve hükümet pozitif bir adım atarsa çözülebilir diye düşünüyorum.”

Kışanak Kürt tarafının beklentilerine ise şöyle açıklık getirdi: “Sekiz aydır Türkiye demokratik kamuoyu, demokratikleşme paketi bekliyor. Düşünce ve ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kalkması, örgütlenme özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması, gösteri yapma hakkının teminat altına alınması, terörle mücadele yasası gibi toplumun bütün muhalefet odaklarını terörist ilan eden, demokratik muhalefete izin vermeyen bu yasanın ortadan kaldırılması. Seçim barajının kaldırılması, siyasi partiler yasasının değişmesi gibi talepleri defalarca ifade ettik ama hiçbirinde adım atılmadı. Pratik tutum ve uygulamalar, dildeki üslup tam tersini gösteriyor. Bizler demokratik siyasetin önündeki tüm engellerin kaldırılmasını, halkın demokratik yol ve yöntemlerle hak aramasını desteklerken polis baskısı ile karşı karşıyayız. Siyasi operasyonlarla tutuklanan binlerce Kürt siyasetçi var hiçbiri serbest bırakılmadı. Herkesin anadilde eğitim ve kamusal alanda kullanımı çözülmesini beklediği bir süreçte başbakanın en eski statükocu ve sorunu doğuran söyleme geri dönmesi, ‘anadil böler’ demesi sorun alanlarıdır.”

Morallerin yüksek olduğu toplantının sonunda Gülten Kışanak’ın gülümseyerek “buradan mahkemeye gideceğiz. Hakkımızdaki davalar sürüyor. Onlarla uğraşmaktan asıl işimize odaklanamıyoruz. Bu bile hangi noktada durduğumuzu gösteriyor” sözleri BDP perspektifinden sorunlara işaret ederken toplantıda verilen mesajlar, çözüm süreciyle ilgili umutların ise hala sürdüğünü gösterdi.

Bora Bayraktar, İstanbul

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Dünya Bankası, Türkiye'ye ilave 18 milyar dolar finansman sağlayacak

HRW'den Ankara'ya suçlama: Suriye'de Türkiye'nin kontrolündeki bölgelerde hak ihlalleri yaşanıyor

ABD'nin yeni yaptırım tehdidi Türk-Rus ticaretini nasıl etkiledi?