Wilders: "Seçimi kazanırsak Avrupa Birliği'ni sonlandırırım"

Wilders: "Seçimi kazanırsak Avrupa Birliği'ni sonlandırırım"
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
REKLAM

Avrupa Parlamentosu “bu kez herşey farklı olacak” sloganıyla tüm birlik ülkelerinde seçmenleri oy kullanmaya davet ediyor. Bu slogan Avrupa Birliği’ne kuşkuyla yaklaşan ve oylarında büyük değişim olması beklenen “euroseptiklerin” de kolayca benimseyebileceği bir ifade. Bu cephenin öne çıkan isimlerinden ve ırkçı görüşleriyle tanınan Hollandalı lider Geert Wilders euronews’a konuk oldu, Olaf Burns’ün sorularını yanıtladı.

euronews:
“Sayın Wilders, euronews’a hoşgeldiniz. “

Geert Wilders:
“Teşekkürler.”

euronews:
“Hiç olmamalıydı dediğiniz bir parlamento üyeliğine aday olmanız biraz garip değil mi?”

Geert Wilders:
“Avrupa Parlamentosu var olduğu sürece, Brüksel’de alışık olduğumuz Avrupa Birliği hayranlarından farklı seslerin de varolması gerekiyor.”

euronews:
“Avrupa Birliği’ni ne yönden eleştiriyorsunuz?”

Geert Wilders:
“Avrupa Birliği Hollanda’nın bağımsızlığını elinden aldı. Şu anda yönetimde Hollanda’da hiç kimsenin tanımadığı ve daha da kötüsü seçmediği Avrupa Komisyonu üyeleri bulunuyor. Örneğin sınırlarımızdan İsveçli solcu ve liberal Cecilia Malmström sorumlu. Göç sorununu nasıl çözeceğimize bile kendimiz karar veremiyoruz. Avrupa Birliği bize çok pahalıya mal oluyor. Kişi başına düşen maliyeti hesapladığınızda en büyük yükün Hollanda vatandaşlarının omuzlarında olduğunu görüyorsunuz.”

euronews:
“Partiniz son zamanlarda hızlı bir yükselişte. Diğer Avrupa Birliği ülkelerinde de birliğe kuşkuyla yaklaşan partilerin yükselişte olduklarını görüyoruz. Bir an için benzer görüşte olduğunuz partilerin Avrupa Parlamentosu’nda çoğunluğu elde ettiğinii farz edelim, bu durumda ne yaparsınız?”

Geert Wilders:
“Seçimi kazanırsak Avrupa Birliği’ni sonlandırırım, Ortak Pazar hariç. Avrupa Birliği’nin ilk kurulduğu, 1950’li yıllardaki gibi kalmasını isterdim. Kendine ait ortak iç pazarı olan ekonomik bir birlik. Hollanda, Avrupa Birliği’nden ayrılsa bile ekonomik bağlarımızı sürdürmek istiyoruz. Ben serbest ticaretten ve ortak pazardan yanayım, ancak bu ekonomik bir birlik olmalı. Bugünkü gibi devletler üstü bir politik birlik değil.”

euronews :
“Bu durumda Avrupa Birliği’nin, Avrupa kıtasında ekonomik istikrarın garantisi olarak kalmasını öneriyorsunuz. Ancak, tüm güçlü devletler sözünüzü dinleyip birliği terk ederse ortak iç pazar da onlarla birlikte yok olmaz mı?”

Geert Wilders:
“Hayır. Ortak pazarı politik bir birlik olmadan neden sürdüremeyelim ki?”

euronews :
“Peki müttefiklerinizle birlikte Avrupa Parlementosu’nda güçlü bir grup oluşturursanız, somut olarak neler yapmayı planlıyorsunuz?”

Geert Wilders:
“Eğer seçimlerden iyi bir sonuç alırsak sonrasında yaşanacaklar tarihi bir öneme sahip olacak. Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi’nin %30’un üzerinde oy aldığını, benim partimin yüzde 20-25 ve Fransa’da Marine Le Pen’in de %20 -30 oy aldığını farz edelim, Bu sadece Avrupa Parlamentosu’nu değiştirmekle kalmaz, Avrupa ülkelerinin iç politikalarında da deprem etkisi yapar.”

euronews:
“Avrupa seçimleri için çok uzun süredir hazırlanıyor ve tüm Avrupa’da birliğe şüpheyle yaklaşan partilerle bağlarınızı güçlendiriyorsunuz. Başlıca müttefikiniz olarak da Fransız Ulusal Cephe Partisi ve lideri Marine Le Pen görülüyor. Peki siz eşcinsel evlilikler gibi birçok konuda farklı yaklaşımlara sahip olduğunuz ve Yahudi düşmanı olarak gösterilen Marine Le Pen’i ortağınız olarak görüyor musunuz?”

Geert Wilders:
“Yahudi düşmanı olduklarını düşünmüyorum. Eğer Marine Le Pen’in babası, Jean Marie hala partinin başında olsaydı onlarla çalışmayı düşünmezdim ama Marine Le Pen geldikten sonra parti çok değişti. Herkes farklılıklarımıza dikkat çekiyor ancak diğer yanda ise Hollanda Hristiyan Demokrat Partisi ve Angela Merkel’in partisi yıllarca bunga-bunga partilerinin adamı Sayın Berlusconi ile birlikte çalıştı…”

euronews :
“Peki sınırınız nedir? Avrupa Birliği karşıtı olup da birlikte çalışamayacağınız partiler var mı?”

Geert Wilders:
“Elbette, ırkçı ve anti-semitik, yahudi karşıtı partilerle asla çalışamayız. Örneğin Macar Jobbik partisiyle veya İngiliz Ulusal Partisiyle. Ama Marine Le Pen ile yalnızca seçim ittifakıyla yetinmek değil, Sayın Farage ile birlikte bir grup kurmayı da isterim. Kendisine gerçekten saygı duyuyorum. Sayın Farage şimdilik Ulusal Cephe Partisi ile çalışmaya tereddütle yaklaşıyor. Umarım seçimlerden sonra birlikte çalışmak ve güçlü bir grup oluşturmak için daha çok fırsat bulabiliriz.

euronews:
“Marine Le Pen’den ve aynı zamanda Nigel Farage’dan bahsettiniz. Ancak Nigel Farage birkaç hafta önce Marine Le Pen’i, daha doğrusu Ulusal Cephe Partisi’ni “antisemitik ve ön yargılı” olmakla suçladı. Onun düşüncelerini paylaşmayabilirsiniz, ancak bu Avrupa Birliği karşıtı partilerin çok farklı politik görüşlere sahip olduğu ve bunun üstesinden gelemeyeceklerinin bir göstergesi değil mi?”

REKLAM

Geert Wilders:
“Umarım yanılıyorsunuzdur. Eğer Avrupa Birliği karşıtı partiler seçimleri kazanır ama farklılıklarının üstesinden gelmeyi başaramazsa gerçekten çok yazık olur.”

euronews:
“Mart ayında, yerel seçimlerin ardından kalabalığın karşısına çıkıp, “şehirlerinde daha çok mu yoksa daha az mı Faslı görmek istediklerini” sormuştunuz. Kalabalık da size “daha az, daha az” diye cevap verdi. Artık herkes tarafından büyük bir islam karşıtı olarak görülüyorsunuz. Her ne kadar bunun insanlara değil dine karşı bir tutum olduğunu söyleseniz de, sizce bu davranışınızla çizgiyi aşmadınız mı?”

Geert Wilders:
“Hayır. Faslılardan bahsettim, çünkü suçla ilgili istatistiklere göre Hollanda’da 23 yaşın altındaki Faslıların %60’ından fazlası en az bir kez tutuklanıyor. Bunlar genel istatistikler. Şiddet içeren sokak suçlarına baktığımızdaysa bunların içindeki oranları 20 katına çıkıyor.”

euronews :
“Yine toplum belli bir etnik veya dinsel grubun bazı üyeleriyle sorun yaşıyorsa, bir politikacının o grubun tümünü aforoz etmesi doğru mudur?”

Geert Wilders:
“Doğru olan gerçeklerden şaşmamak. Faslılarla ilgili istatistikleri ben uydurmadım, bu bir gerçek.”

REKLAM

euronews :
“Peki, yüksek istatistikler bu insanların Faslı olmasından mı kaynaklanıyor, yoksa işsiz olmalarından mı?”

Geert Wilders:
“Ben psikolog veya sosyolog değilim. İnsanların neden suç işledikleriyle ilgilenmiyorum. Suç işlediklerini biliyor ve ağır şekilde cezalandırılmalarını istiyorum.”

euronews :
“Peki sözlerinizin suç işlemeyen Faslılar için çok ağır olduğunu anlayabiliyor musunuz?”

Geert Wilders:
“Hollanda’da yaşayan ve suç işlemeyen Faslıların benden veya partimden korkmasını gerektirecek hiçbir şey yok. Aslına bakarsanız, Hollanda’da bile, müslümanların çoğu yasalara saygılı insanlar. Ancak ben bir politikacıyım ve Hollanda’da birinin çıkıp hakikati göstermesi gerekiyordu. Faslıların bu ülkede en çok suç işleyen grup olduğu bir gerçek.Hollandalıların neredeyse yarısı da benimle aynı fikirde. Bu sizin hoşunuza gitse de, gitmese de…”

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Güvenlik endişelerine rağmen TikTok'un Avrupalı politikacılar arasında popülaritesi artıyor

Euronews özel anketi: AB'de yükselen aşırı sağ, ana akım partileri zorluyor

Charles Michel: Avrupa Birliği, 2030 yılına kadar yeni üyeler almaya hazır olmalı