Avrupa'da yükselen enflasyon ve sıcak para krizi

Avrupa'da yükselen enflasyon ve sıcak para krizi
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Real Economy programı bu hafta Avrupa Birliği, euro bölgesinde baş gösteren düşük enflasyon ve sıcak para darlığını konu alıyor. Düşük enflasyon iyi bir şey ancak uzun vadede ekonomiyi zora sokabiliyor. Bunun yanısıra özellikle Yunanistan, Bulgaristan, Güney Kıbrıs, Macaristan, Slovakya, Hırvatistan ve Portekiz’de yaşanan sıcak para sıkıntısı da bu ekonomileri de zora soktu. Bütün bu konuları Avrupa Merkez Bankası mali müdürü ve yöneticisi Peter Praet’le masaya yatırdık.

Real Economy Maithreyi Seetharaman’ın sunumu ile Euronews ekranlarında…

Euro bölgesi gibi ekonomilerde fiyatlar uzun süre aynı kalır. Bu durumu kısaca açıklayalım.
Ekonomi büyür, hareketlilik kazanır ve ithalat oranı artar. Bu artış ve azalış yüzde 2 oranında seyreder. Daha çok durağan yapıdadır. Eğer bu oran aşılırsa kontrol edilemez bir hale gelebilir.

Ekonomi yavaşladığı zaman fiyatlar da aynı kalır. Para akışı azaldığı zaman da gerileme baş gösterir. Para darlığı tam olarak nedir kısaca bir göz atalım.

Bir zamanlar bu dükkanda küçük kekler satan Steve adında biri vardı. Bu iş için birçok çalışanı ve büyük miktarda süt, yumurta ve un stoğu vardı. Gün geldi ve Steve’in satışları azaldı. İndirim yaptı ancak satışlar artmadı. Müşteriler fiyatların daha da azalması için bekledi. Steve, para kazanamadığı için malzeme aldığı yerlere siparişleri bekletmelerini tembihledi. Bu sebeple malzemele satanlar da Steve’in alım yapması için fiyat kırdı. Ancak Steve de kendi müşterileri gibi aldığı malzeme fiyatlarının daha da düşmesini bekledi.

Steve’e malzeme satanlar da fiyatlar düşene kadar kendi alımlarını dondurdular. Kimse alıp satmıyordu. Böylece kar oranları her alanda giderek azaldı ve firmalar işçi çıkarmak zorunda kaldı. İş ve para sıkıntısı vardı. Steve’in keklerini kimse almıyordu. Herkesin işi durmuştu. Böylece ekonomide sıcak para sıkıntısı yaşandı.

Yunanistan, Bulgaristan, Güney Kıbrıs, Macaristan, Slovakya, Hırvatistan ve Portekiz… Bütün bu ülkeler sıcak para darlığı yaşıyor. Euro bölgesindeki diğer ülkelerde de düşük enflasyon var.

‘‘Avrupa Birliği’nin en fakir üyesi Bulgaristan’da son 12 aydır fiyatlarda düşüş yaşandı. Alışveriş yapanlar için bayram vakti… Fakat insanlar çok alışveriş yapmıyor ve istenmeyen bazı sonuçlar ortaya çıktı.’‘

Fiyatlarda düşüş yaşanması iş yaşamında daha az kar elde edildiğini gösterir. Bu sebeple ülke gayri safi milli hasılası da düşüş gösterir ve maaşlar düşerek işten çıkarımlar olur. Ürünler iyi ve kaliteli olsa dahi kimse almaya yanaşmaz.

Jordan Mateev, Modern Trade Kurumu, Yönetici: ‘‘Bu durum Bulgaristan tarihinde ilk kez yaşanıyor. Yüksek enfasyonu da gördük, fiyatların sabit kalmasını da… Ancak sıcak para sıkıntısını ilk kez yaşıyoruz. Belki de bu sebeple insanlar bu duruma tepkisiz kalıyor.’‘

Para darlığına sebep olan etmenleri belirlemek gerek. Bu durum özellikle borcu olan ülkeleri ve ev halkını kötü yönde etkileyen bir kısır döngüyü tetikleyeceğini bilmeliyiz.

Bu köşedeki dükkan, fiyatlar da az da olsa indirime gitmiş ancak müşteriler eskisi gibi rağbet etmiyormuş. Ancak görüldüğü üzere tedarikçiler ilerideki gelirlerinin daha da azalmaması için düşük fiyat öneriyorlar.

Şimdi Avrupa Merkez Bankası’ndan yönetici Peter Praet’le röportaj başlıyor:

Maithreyi Seetharaman, Euronews: ‘‘Pekala şimdi rakamları konuşalım. Bu yıl Nisan ayında Euro bölgesinde beklenen enflasyon geçen seneye göre daha düşük gerçekleşti. Avrupa Birliği’nde düşük enflasyon, her zaman görülen bir durum.

Avrupa Merkez Bankası mali müdürü ve yöneticisi Peter Praet. Temmuz ayında bu sorun hakkında alınan kararlar hakkında bize bilgi verecek. Acaba biz vatandaşlar hangi konular hakkında endişelenmeliyiz oturup konuşacağız.’‘

Peter Praet, Avrupa Merkez Bankası, Yönetici: ‘‘Talep çok düşük çünkü birçok ev, şirket ve ülkenin borcu bulunuyor ve bu da arz edilen mallardan daha az bir tüketim olmasına sebebiyet veriyor. Bu sebeple fiyatlandırma konusunda kötü anlamda bir baskı hissediyoruz ve bu bizim için yeni bir durum. Şu anda yaşadığımız süreç ve bağlam, ekonomiyi gevşetiyor ve daha çok fiyatlar üzerindeki yapısal durum ile alakalı bir şey.Şu anki yapı ile alakalı bir para politikası izliyoruz. Bu politika da faizler sıfıra yakın ancak farklı şartları da içerisinde barındırıyor.’‘

Maithreyi Seetharaman, Euronews: ‘‘Avrupa Merkez Bankası şu anda tam olarak ne planlıyor?’‘

Peter Praet, Avrupa Merkez Bankası, Yönetici: ‘‘Bildiğiniz üzere bu oranlarda pay sahibiyiz. Faizler düşük seyredecek. Sadece kısa vadeli değil, uzun vadeli borçlanmalarda da Amerika’da faiz oranları yükseldi çünkü ekonomi normale dönmeye başladı. Ancak faiz oranlarını Amerika’dan ayrı tutmalıyız. Bu da mali politikamızı devam ettireceğimiz anlamına gelir.

Daha açık bir şekilde anlatırsam, tanımladığımız sorunlardan biri de küçük işletmelere verilen borçlara geçiş dönemi oldu. O yüzden bu konu hakkında yeni
seçenekler aradığımız doğrudur.’‘

Maithreyi Seetharaman, Euronews: ‘‘Sohbet boyunca olumsuz oranlardan bahsettik. Kredi alımlarının daha da düşeceği bir durum mu bekleniyor?’‘

Peter Praet, Avrupa Merkez Bankası, Yönetici: ‘‘Kredi alımları çok düşük çünkü şu anda bu durumu çözebilecek bir ortam bulunmuyor ve bankacılık sektörünün bunun için özel bir fonu bulunmuyor. Bu konu üzerinde çalışıyoruz. Ancak borç verme işlemi geçiş aşamasındaki soru işaretlerini daha da artırıyor.’‘

Maithreyi Seetharaman, Euronews: ‘‘Uzun ve orta vadede düşük enflasyon mu bekleniyor?’‘

Peter Praet, Avrupa Merkez Bankası, Yönetici: ‘‘Şu anki en büyük sorun halk arasında gelecek için iyi beklentiler oluşturmak ancak birçok ülkede bunu göremiyorsunuz. Daha önce söylediğim gibi şu anda yaptığımız olumlu mali durumlar oluşturmak. Böylece şirketler yatırım yapma kararı aldığı zaman sıkıntı yaşamayacaklar.’‘

Alışveriş yaptığımız zaman fiyatların yüksek olmasından yakınırız ancak dükkanlar indirim yaptığı zaman fiyatların daha da düşmesini bekleriz. Ekonomistler şu anda bu durumu kaldıramayacağımızı çünkü Japonya’nın yaşadığı 20 yıllık durağan ekonomiden korktuğumuzu söylüyor.

Davranışlarımız, nakit kaynaklarını daraltıyor ve bu oranların yükselmesi Avrupa Merkez Bankası ve diğer kurumlarla aramızı açıyor. Giovanni Magi bu konuyu derinlemesine araştırdı.

Avrupalılar enflasyon oranının sadece yüksek olmasının değil, düşük olmasının da kötü bir şey olduğunu yeni yeni öğreniyor. Özellikle para darlığı halk borçları ve işsizlik üzerinde yıkıcı etkiler yaratıyor ve euronun dolar karşısında sağlam durması ise ayrı bir sorun.

Mariana Mazzucato, Essex University, Gelişim Ekonomisi Bölümü, Prof. Dr.: ‘‘Enflasyonun yüzde 4-5 seviyesinde olması ekonominin büyüdüğünü gösteriyor. Daha çok uzun vadede sabit bir büyüme yakalayamazsanız, sıcak para sıkıntısı çekersiniz. Sanırım hükümetler, şirketler gibi hareket ederek duruma paralel davrandığı sürece para darlığı riski devam edecek.’‘

Bu kriz ve enflasyon durumundan en çok etkilenen ülkeler İspanya, İrlanda, Yunanistan ve Avrupa ekonomisinin lokomotifi olan Almanya oldu. Fiyatlardaki düşüş ise iç talebi ve yatırım oranlarını azalttı.

Rekabeti tekrar artırmak için ulusal ekonomiler maaşlarda oynama yapmalı. Burada enflasyon sonrası işçi maaşları oranlarını görüyorsunuz. Fiyatlar düşmesine rağmen alım gücü de düşüş göstermiş ve ödenmesi gereken asıl borç miktarı azar azar yükselme kaydetmiş.

Aslında ana para darlığı riskini azaltmak için başka bir seçenek yok. Peki ya güçlü ekonomilerde de durum aynı mı? Bazı uzmanlara göre farklı politikalar için sahalar mevdut.

Bruce Stokes, Pew Araştırma Merkesi, Müdür: ‘‘Anketimize göre tarih boyunca enflasyondan en çok korkan ve 1920’li yıllarda aşırı yüksek enflasyonla mücadele eden Almanya, aslında bu durumdan en az korkan ülke. Para politikası konusunda manevra yapmak için hala farklı alanlar mevcut durumda.’‘

Avrupa için korkulan bu senaryo aslında Japonya’nın da içerisinde bulunduğu durum ile aynı. Bu Uzak Doğu ülkesi 20 yıllık bir mali tıkanıklıktan yeni yeni kurtuluyor.

William H. Saito, Japonya Hükümeti, Ekonomi Uzmanı: ‘‘Birbirine benzer yanları çok. Son yıllarda uğraşılan en büyük sorunlardan biri de nüfusun azalıp giderek yaşlanması. Durum bu hale gelince bütün varsayımlar alt- üst oluyor. Yaşlı insanlar sabit gelirlerinin devam etmesini istiyor. Doğru ya da yanlış ancak yaşlı bir insan için para darlığı iyi bir şey.’‘

Bu tarz senaryolardan kaçınmak için sadece yaşlı insanların değil, genç nesilin de ihtiyaçlarını gözetmek gerekiyor.

Maithreyi Seetharaman, Euronews: ‘‘Şu anda Japonya ve Avrupa arasındaki benzerliği görebiliyor musunuz?’‘

Peter Praet, Avrupa Merkez Bankası, Yönetici: ‘‘Japonya’daki durumla olan en büyük fark, bizim bankacılık sektörünü hedef göstermemiz oldu. Ayrıca kriz başladığından beri vergi politikalarına yapılan tepkiler çok aşırıydı ve bu, Japonya’da şu sıralar yaşananlar ile aynı durum değil.’‘

Maithreyi Seetharaman, Euronews: ‘‘Avrupa Merkez Bankası’nın kısıtlamaları sizi daha iyi şeyler yapmaktan alıkoyuyor mu?’‘

Peter Praet, Avrupa Merkez Bankası, Yönetici: ‘‘Hayır, böyle demek doğru olmaz. Euro bölgesine kriz zamanında küçük bir mali yönetim kurumu ile girdik. Amerika’da böyle bir imkan yok. Genel anlamda daha esnek bir işçi pazarı var. Şimdi bu durumdan çıkmaya çalışacağız. Ancak zaten olan oldu. Sıcak para sıkıntısı çekmediğimiz doğru. Bizi rahatsız eden düşük enflasyon ve yavaş büyüme aşamasından geçiyoruz. Bunun sebebini tam olarak saptayıp duruma uygun önlemler alacağız.’‘

Maithreyi Seetharaman, Euronews: ‘‘Bay Praet zaman ayırdığınız için çok teşekkürler.’‘

Peter Praet, Avrupa Merkez Bankası, Yönetici: ‘‘Ben teşekkür ederim.’‘

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Avrupa Merkez Bankası'nın odak noktaları: Düşük enflasyon ve borç

Yunanistan ekonomik krizi sona mı eriyor?

Yunanistan ekonomik krizi sona mı eriyor?