Yvan Bourgnon dünya turundan vazgeçmiyor

Yvan Bourgnon dünya turundan vazgeçmiyor
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
REKLAM

İsviçreli yelkenci Yvan Bourgnon altı buçuk metre uzunluğundaki mini katamaranı ile Fransa’nın Sables d’ Olonne Limanı’ndan başladığı dünya turuna devam ediyor.

Daha önce kardeşi Lawrence Bourgnon ile birlikte Transat Jacques Vabre yarışında birinci olan Bourgnon, geçtiğimiz Ekim ayında başladığı yolculuğunda Atlantik ve Pasifik Okyanuslarını aştı.

Sri Lanka’da zarar gören teknesini onardıktan sonra yeniden yola çıkacak Bourgnon, euronews muhabiri Vincent Menard’ın sorularını yanıtladı.

Vincent Menard, euronews: İddialı denemeleriniz ve Atlantik ötesi seyahatlerinizle biliniyorsunuz. Bu kez de büyük yelkenliden vazgeçerek mini katamaranınız ile dünya turu denediniz. Modern cihazlar olmadan, sadece eski yöntemlerle yol alıyorsunuz. Sizi böyle klasik tarzda bir dünya turuna çıkmaya iten nedenler nelerdi?

Yvan Bourgnon: Aslında ailemle küçük yaşlardan itibaren denizde, teknede bulunmak benim için müthiş bir avantaj oldu. Eric Tabarly veya Bernard Moitessier gibi.

Şu bir gerçek ki; yön bulmayı, bunun çok basit ilkelerini küçükken öğrendim. Herhangi bir dijital, elektronik yardım olmadan, dışarıdan herhangi bir destek almadan…Elimin altında bir bilgisayar ve diğer ekipmanlar olmadan, sadece denizle yüzleştim. Bir fırtına çıktığında tüm önlemleri almayı denedim, kabine saklanmak yerine onunla baş etmeye çalıştım.

euronews: Yönünüzü bulmayı nasıl başarıyordunuz? Çünkü bir GPS cihazınız bile yoktu.

Yvan Bourgnon: Küçükken ailem bana sextant adı verilen aletle bunun nasıl yapıldığını öğretmişti. Astronomi ile karşılaştığımda adeta büyülenmiştim o yaşlarda. Yıldızlardan, gökyüzünün çeşitli durumlarından sonuçlar çıkarabiliyorsunuz. Bu yolculukta bunları denedim. Yıldızlar yoluyla yönümü bulmak aynı zamanda eğlenceli bir iş. Çocukluktan beri bunu bilen birisi olarak, gökyüzünü yeniden tanıdım. Güneş ile ufuk çizgisi, güneş ile yıldızlar arasındaki açıyı hesaplayarak denizde pozisyon almak olağanüstü keyifli, size haz veren bir iş. Kesinlikle muhteşem bir deneyim.

euronews: Dış dünya ile herhangi bir iletişiminizin olmaması bir problem yarattı mı?

Yvan Bourgnon: Evet, özellikle de hava durumu tahmini konusunda yardım alamamak kötüydü. Çünkü şimdilerde hava ve deniz durumuna ilişkin tahminler, fırtına tahminleri, çok fazla işinize yarıyor. Bense tam tersine bazen farkında olmadan tam da fırtınanın üzerine doğru ilerledim. Çünkü herhangi bir kaynağım yoktu. Bu da benim için pek çok açıdan öğretici oldu. Sahip olduklarınızla yönünüzü bulma yeteneğiniz pekişiyor. Tanrı’nın da sizin yanınızda olmasını istiyorsunuz tabii.

euronews: Kendinizi bu tip bir botla bir fırtınanın ortasında bulmak nasıl bir duygu?

Yvan Bourgnon: Bu seyahat boyunca hızı saatte 100 kilometreyi geçen 5’ten fazla fırtına atlattım. Buna gerçekten inanamazsınız. Aniden yükselen dalgalar teknenin boyunu da geçiyordu. Hiçbir yelkeniniz açık olmasa da tekneyi bu büyük dalgaların içinde kontrol etmek zorundasınız.

Tekne bazen yelkensiz 50 kilometre hıza kadar çıkabiliyor. Rüzgarda ise neredeyse uçabiliyor. Bazen manş tulumu yöntemi ile yavaşlatmak zorunda kaldım. Bu tekniği yıllar önce öğrenmiştim.

Buna rağmen iki kez alabora oldum. Tabii tek başıma tekneyi yeniden nasıl doğrultacağımı bilmek zorundaydım. Bu çok kolay değildi. Ne kadar kuvvetli olursam olayım bu benim için zordu. Teknenin ağırlığını da hesap edin. Bu iş benim 2-3 saatimi aldı.

İkinci kez alabora olduğumda geceydi. Kendimi suyun altında buldum. Direk kısmı tamemen boylu boyunca uzanıyordu. Gövdenin üzerine çıkmanız gerekiyordu ve ters çevirmek için çok riskli, tehlikeli manevralar yapmanız gerekiyordu.

euronews: 1 Ağustos’ta Sri Lanka’da karaya oturdunuz.

Beş dakikalığına uyuya kaldığım bir sırada oldu. O beş dakika, karaya vurmama sebep oldu. Teknem yara aldı. Okyanusu zorlu bir uğraşla geçebildim ama aptal bir kayaya çarptım. Dört gün uykusuz kaldıktan sonra sadece beş dakika uyumak istemiştim. Bu yolculuk için herşeyi yaptım. Neden böyle bir hata yaptım ki?

euronews: Tam olarak ne oldu?

REKLAM

Yvan Bourgnon: Yolculuğumun sonuna doğruydu. Benim için en zor kısmıydı. Hint Okyanusu’nu geçecektim. Sonuncu okyanus. Musonları hızlıca atlatmıştım. Saatte yüz kilometre hızı bulan Muson rüzgarları, şiddetli yağmurla birlikte 12 saat aralıksız etkisini sürdürebiliyor.

Çok sıkıntılı geçen iki günün sonunda bitkin düşmüştüm ve teknenin durumu da iyi değildi. Sekiz gün hiç durmaksızın yol almıştım. Özellikle son dört gün, çok aşırı efor sarf etmiştim. Bu dört günde hiç uyumadım. Kıyıya ulaşmak için büyük bir istek duyuyordum. Sonunda biraaz nefes alabilecektim. Kendi kendime bunu söylüyordum.

Zamandan ve mesafeden haberim yoktu. Sonunda kıyıya ulaşmadan kısa bir süre önce rüzgarın şiddeti biraz azaldı. Kendi kendime, bunun uyumak için iyi bir fırsat olduğunu söyledim. Biraz uyuyup, dinlenip, kendime gelip, limana ferah bir şekilde gidebilirdim. Uykuya daldığımda otomatik pilot düzenli çalışmadı. Uyandığımda, teknem bir dalgaya kapılmış gidiyordu.

Müdahale için çok geçti ve 4-5 metre boyundaki dalgalarla boğuşuyordum. Çok aciz bir durumdaydım.

euronews: Nası kurtuldunuz peki?

REKLAM

Yvan Bourgnon: Ço şanslıydım. Tekneden savrulduğumda dip kısmına tutunmayı başardım. Tekne salınırken de gövdede kaldım. O anda neredeyse boğulacaktım. Ama teknem kayalara vurarak beni kurtardı. Yaralansam da tekne, bir tür tampon vazifesi görerek beni korudu.

Sonra tekne yavaş yavaş kıyıya yaklaştı. Kayaların üzerinden, kıyıya tamamen yönlendirmeyi başardım. Ama dediğim gibi kesinlikle çok şanslıydım.
Eğer bota dönemeseydim başımı doğrudan kayalara vuracaktım bu da hayati bir sorun demekti.

euronews: Şimdi tekneniz hasar gördü ve turunuz yarım kaldı. Tekneninizin onarımı için mi bekliyorsunuz?

Yvan Bourgnon: Parçalar yerine takıldı. Kanatlarda da bir sorun yok. Onları yerine koyabildik. Böyle pek çok sağlam parça var. Bu tekneye ikinci bir şans vereceğiz. Umuyorum yılın sonunda yeniden yola çıkacağım.

euronews: Eğer yılın sonunda yeniden başlarsanız Aden Körfezi’ni geçmek zorunda kalacaksınız. Burası da Somali korsanlarının uğrak yeri. Çok tehlikeli bir bölge. Bu biraz bilinçsizce yapılan bir şey değil mi?

REKLAM

Yvan Bourgnon: Evet ve hayır. Bence korsanlar orada çok istekli değiller. Çünkü son 6-7 yıldır deniz trafiğinin azaldığı bir yer orası. Çalacakları da fazla bir şey yok. Çok daha az saldırı oluyor artık. Benim teknemde de fazla araç gereç olmayacak. Elektronik cihazlar, alkollü içki ya da patlayıcı gibi malzemeler yok.

euronews: Bu yolculuğun beşte dördünü tamamladınız. En kötü hatıranız Sri Lanka’da karaya oturmanızdı. Peki bu yolculuktaki en iyi anınız hangisiydi?

Yvan Bourgnon:En iyi anlar, aslında söylenecek bir şeyin olmadığı anlardır. Ama okyanusu geçerken Galapagos’a yönelmişken, ilk gün, sabah uyandığımda bir deniz aslanının ben farkında olmadan tekneye çıkmış olduğunu gördüm. Onu takip ederek fantastik bir Pasific yolculuğu yaptım. Orta şiddette bir rüzgarda tasasız bir yolculuk oldu.

Gerçekten eğlendiğimi hissettim o anda. Hiçbir sorun olmadan ilerledim. Atlantik’i 20 günde gerçekten hiçbir ciddi zorluk ya da şansssızlık yaşamadan geçtim.

Bu yolculuğa çıkmamın bir başka nedeni de bu. Yüzde 10 zorluklar, ama yüzde 90 da büyük bir keyif var bu yolculukta.

REKLAM
Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

İsviçre faizleri düşürmeye başlayan ilk büyük ekonomi oldu

İsviçre polisi, Avusturyalı aşırı sağcı siyasetçinin 'tersine göç' sunumunu engelledi

İsviçre'de emeklilere yılda 13. maaş önerisi referandumda kabul edildi