Meksika'da ortaya çıkan toplu mezarda kaybolan 43 öğrencinin cesedi mi bulunuyor?

Meksika'da ortaya çıkan toplu mezarda kaybolan 43 öğrencinin cesedi mi bulunuyor?
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
REKLAM

Meksikalılar, eylül ayında kayıplara karışan 43 öğrenci hakkında kamuoyundan saklanan her şeyi bilmek istiyor. Protestocular, Guerro eyaletinde, Ayotzinapa’nın eğitim fakültesindeki 43 öğrenciyi canlı olarak bulmak istiyor.

Olaylar, 27-28 Eylül’de Iguala eyaletinde yaşanan silahlı saldırıların ardından, protestocu öğrencilerin otobüs kaçırmasıyla patlak verdi. Kaçırılan otobüslere polis tarafından ateş açıldı ve çatışmalarda 6 kişi hayatını kaybederken 25 kişiyse ağır yaralandı. Saldırıların ardından Guerrero eyaleti yetkilileri, 57 öğrencinin kaybolduğunu açıkladı. Öğrencilerden 14’ü kaçmayı başardı ancak kalan 43 öğrencinin akıbeti hala gizemini koruyor.

Adli makamlar, soruşturma kapsamında tutuklananların ifadeleri doğrultusunda Iguala Belediye Başkanı José Luis Abarca ve eşini saldırıları organize etmekle suçluyor.

Öğrencilerin kaybolmasından 2 gün sonra kayıplara karışan Iguala Belediye Başkanı ve eşi salı günü yakalandı. Guerro eyaletindeki uzun süren araştırmalara rağmen öğrencilerden hala bir haber alınamadı. Ancak ortaya çıkarılan toplu mezarda bulunan 38 cesedin kimliği tespit edilemedi.

Rahip Alejandro Solalinde 20 Ekim’de televizyonda açıklamada bulunarak, ismini vermek istemeyen bir tanığın, öğrenciler hakkında şok iddialarda bulunduğunu söyledi:

“Gençlerin bir kaçının yaralı olduğunu ve bazılarının da öldüğünü söyledi. Ölenlerin sayısını belirtmedi. Fakat cesetlerinin yakıldığını ve hepsinin bir mezara toplanarak üstünün odun parçacıklarıyla kapatıldığını dile getirdi. Sonrada benzin dökülerek hepsini yakmışlar.”

Olaylar Meksika halkında infial uyandırdı. Öfkeli Meksikalılar Rio de Janeiro’da konsolosluk binasının önünde toplandı. Protestoculardan aynı sloganlar yükseldi: “Onları bizden canlı aldınız. Canlı da iade edeceksiniz.”

Meksika’nın önde gelen yazar ve siyasi figürlerinden Elena Poniatowska’nın evine konuk olduk. Ünlü yazar, Iguala’da 43 öğrencinin kayıplara karışmasından bir ay sonra, 26 Ekim’de, Zacola meydanınında yaptığı konuşmada Meksikalıları derinden etkiledi. İspanyanın en prestijli edebiyat ödüllerinden Miguel de Cervantes 2013’e layık görülen yazar şimdilerde, ülkesinde insan haklarıyla mücadele kapsamında önde gelen isimlerden biri. Sessizliğine gizlediği öfkesiyle çocukların kaçırılma olayını anlattı:

“Bu 43 çocuk çok fakirdi. Kırsal kesimden gelen ailelerinin de pek bir gelir kaynağı yoktu.
Yatılı olarak kaldıkları okullarının resimlerine baktığım zaman fakirlik içerisinde yaşadıklarını gördüm. Odaların mobilya yoktu, çantaları etrafa savrulmuştu. Ne ranza ne de yatak… Bir kaç parça karton haricinde hiç bir şey yoktu. Tamamen terk edilmiş gibiydi. Stajlarını bitirebilmek için dilenmek zorundaydılar. Ellerinde bir kutu, gittikleri yerlerde para dileniyorlardı. Zeki çocuklardı, kendilerini geçindirebilmek için yüksek bir hayal gücüne de sahiptiler. Ama bu, çok iğrenç bir durum. Onlara sadece fakir olduklarından dolayı çöp muamelesi yapıldı.”

Meksikalı yazar öğrencilerin kaçırılması ve yerel yönetim tarafından kurulmuş yolsuzluk sistemi arasında bir bağ olduğunu öne sürerek, önemli açıklamalarda bulundu:

“Onları otobüse bindirdiler. İguala belediye başkanının eşine göre, bölgede zengin ve güçlü bir adam vardı. Onun eşi de aynı zamanda çok güçlüydü ve bölgede üstünlük sağlamışlardı. Ayotzinapa’da hükmeder olmuştular. Belediye başkanının eşine göre öğrenciler onların organize ettiği bayram tarzında bir partiyi bölecekti. Bu durumu engellemek için öğrencileri kamyonlara doldurdular. O günden bu yana da kimse öğrencilerden haber alamadı. Bu bir devlet suçu. Çünkü polis zulmünden, grupların baskısından kaçmayı başaran gençler tanıklık ettiler. “

1968 yılında Üç Kültürler Meydanı’nda öldürülen öğrencileri konu alan “Tlatelolco Gecesi” isimli kitabı ile tanınan 82 yaşındaki Elena Poniatowska, Meksika’da adaletin yerine gelmediğini savunuyor.

“Çünkü bu bir insanlık suçu.. Çünkü önlerinde henüz yaşanmayı bekleyen uzun yılları olan 43 gencin aniden kayıplara karışması ve bu durumun cezasız kalması kabul edilemez bir şey. Ailelerinin onları araması ve bulamaması çok üzücü. Ama aynı zamanda biz, Meksikalılar için de utanç verici bir durum.. Büyük bir kayıp. Ülkemiz bu şekilde çöküşe geçer.”

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Meksika, işkenceyle suçlanan eski yetkilisinin iadesi için İsrail'e ikinci kez talepte bulundu

Servet dağılımı adaletsizliği: Türkiye'de yüzde 1’lik kesim servetin yüzde 40’ını alıyor

Göç sayısı rekor seviyeye ulaşan Avustralya öğrenci vizesi kurallarını sıkılaştırıyor