REKLAMG20 zirvesine ev sahipliği yapan Avustralya’nın Brisbane kentinde iki gün boyunca dünyanın en büyük ekonomilerinin sorunları tartışılacak.
Zirvesin gündeminde vergi kaçakçılığı konusu da bulunuyor. Lüksemburg’da patlak veren uluslararası şirketler ile ilgili vergi skandalı birçok ülkede görülüyor. Bu durum geçmişten bu yana biliniyor ancak gözardı ediliyor. Şimdi ise Lüksemburg’u yıllar boyunca yöneten Jean-Claude Juncker hedef tahtasında bulunuyor. Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker G20 zirvesinin yapıldığı Brisbane kentine bazı öneriler ile gidiyor. Juncker Avrupa ülkelerinin uluslararası şirketler ile ilgili bilgi paylaşımında bulunmasını istiyor. Böylece istifade edilen avantajlar ile ilgili bilgilerin paylaşılması öngörülüyor. Ancak bunun gerçekleşmesi için 28 ülkenin onayı gerekiyor. İki günde anlaşmaya varılması zor görünüyor. Bu arada sivil toplum kuruluşları liderlerin dikkatini yoksulluğa yöneltmek için bölgede eylem yaptı.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün Politika Merkezi ve Vergi Dairesi Direktörü Pascal Saint-Amans konuyu euronews’e değerlendirdi:
euronews: Lüksleaks skandalı gündemden düşmüyor. Lüksemburg’daki uluslararası şirketlere yönelik vergi kaçırma olayı sizi şaşırttı mı? Maliye bakanı bunun meşru olduğunu belirtti. Diğer üye ülkeler bu konuda iki yüzlü davranmıyor mu?
Pascal Saint-Amans: “Sürpiz omadı. Bazı ülkeler şirketlerin vergi planları ile ilgili taraf oldu. Bu ülkeler arasında Lüksemburg da bulunuyordu. Şeffaf olmayan önceden alınmış kararlardı bunlar. G20 zirvesinde daha şeffaf olunmasını öneriyoruz. Ticaret küresel çapta yapılabilir ancak hükümetler yerel düzeyde bulunuyor. Ulusal hükümetler. Ancak kural sorunu yaşanıyor. Şirketler sorun yaşamayacakları alanlara yöneliyor. Bu sağlıklı değil çünkü halka yönelik vergiler artıyor. Uluslararası şirketler ile yerel şirketlerin vergi düzeyinde değişiklik yapılması gerekiyor. Boşluklar doldurulmalı. Bu çarpıtmaları en aza indirir ve yatırımları destekler.”
euronews: “Bugün konuşulanlar yeni bir şey değil. 2009’da Londra’da yapılan G20 zirvesinde de uluslararası şirketlerin vergi kaçırma olayına karşı neler yapılabileceği konuşulmuştu. Buna karşı çıkanlar olabilir. Bu kez bunun işe yarayacağını gerçekten düşünüyor musunuz?
Pascal Saint-Amans: “iki meseleyi ayırt etmek gerekiyor. Bankacılık sırrı diye bir şey var. G20 bu konuya 2009’da değindi bugün ise Lüksemburg, İsviçre, Singapur ve Hong Kong otomatik bilgi paylaşımını kabul ediyor. Dünyanın bütün ülkeleri en geç 2017 veya 2018’de otomatik olarak bankacılık bilgilerini paylaşma konusunda anlaştı. Bu konunun bakacılık sırrı ile ilgisi yok. G20 zirvesinde önerdiğimiz şey, vergi dailerini bilgilendirerek daha fazla şeffaflık sağlanması. Bu iki farklı dosya ancak bu dosyalar hakkında G20 sayesinde büyük adımlar atılıyor.”
euronews: Devletler uluslarası şirketleri cezalandırarak ekonomilerine zarar vermek istemiyor. Şirketlerin daha fazla vergi ödemesi halinde maaşlara daha az para kalacak ve istihdam zorlaşacak. Neler söyleyeceksiniz?
Pascal Saint-Amans: “Uluslararası şirketlere yönelik vergilerin artırılması gerektiğini söylemiyoruz. Şirketlere yönelik vergi çok ağır olmamalı. Sınır ötesi yatırımlar için çifte vergilendirme sisteminin kaldırılmasını öneriyoruz. Şimdiki duruma bakılacak olursa, uluslararası şirketler meşru bir şekilde kazançlarını fazla vergiye tabi tutulmadıkları ülkede saklıyor. Bu iyi bir şey mi? Tabi ki hayır. Kötü bir vergi politikası bu da uluslararası vergi yapısında büyük sorunlar yaşandığı için gerçekleşiyor.”
euronews: G20 zirvesinden neler bekliyorsunuz ?
Pascal Saint-Amans: “G20 sayesinde, daha hızlı ilerliyoruz. Uluslararası vergi sistemini gözden geçiriyoruz. Bu otomatik bankacılık bilgi paylaşımı ile ilgili. Bazı kurallar belirledik. G20 Zirvesi’nde liderlere bunları sunacağız. Birçok ülke 2017-2018 yılına kadar bu yeni kuralları uygulayacağını belirtti. Hedefe çok yaklaştık.”