REKLAMİran’la yürütülen nükleer müzakerelerin 2015’in Haziran ayına kadar uzatılması kararı Amerika Birleşik Devletleri’nde yankılanmaya devam ediyor.
İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, Avusturya’nın başkenti Viyana’da geçtiğimiz Pazartesi günü yapılan görüşmeler sonrasında “Sömürgeci güçler, İran’a diz çöktürmek için birleştiler ancak başaramadılar.” şeklinde konuşmuştu.
Bazı Batılı siyaset uzmanları, ortaya çıkan tablonun İran adına diplomatik bir zafer olduğu görüşünde: “Bundan sonrası çok zorlu geçecek ve ‘neden?’ sorusu hep akla geliyor. Dönüm noktaları gelip çattığında neden İran heyeti daha esneklik göstermiyor? Eninde sonunda dönüp İran’ın dini lideri ve onun karar organlarının henüz gerçekten bir anlaşma isteyip istemediği hususundaki belirsizliğe bakmanız gerekiyor.”
P5+1 olarak bilinen Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi (ABD, İngiltere, Çin, Rusya ve Fransa) ve Almanya, nükleer silah üretmeyi amaçladığını savundukları Tahran’ı uranyum zenginleştirmekten vazgeçirmeyi hedefliyor. Karşılığındaysa İran’a yönelik yaptırımları kaldırmayı vadediyor.
Müzakereler Aralık ayında kaldığı yerden devam edecek. Sürecin kalıcı bir anlaşma doğuracağı beklentisiyse zayıf bir ihtimal olarak görülüyor: “Bir anlaşma, ancak Amerika Birleşik Devletleri ve P5+1 ülkelerinin tamamen teslim olup İran’a istediğini vermesi durumunda mümkün.”
Euronews muhabiri, izlenimlerini aktarıyor: “İran’la nükleer müzakereler Amerika Birleşik Devletleri’nde üzerinde en fazla görüş ayrılığı yaşanan dış politika konusu. Cumhuriyetçiler, Tahran’a daha ağır yaptırımları savunurken; Başkan Obama, bunun müzakereleri raydan çıkarıp Ortadoğu’yu daha istikrarsızlığa iteceğine inanıyor. Müzakereler şimdilik kimseyi rahatsız etmeyecek şekilde sürüyor.”