REKLAMPartisinin Meclis grup toplantısında konuşan HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş Özgecan Aslan cinayeti sonrası ilginç bir öneri ortaya attı. Aslen avukat olan Demirtaş, “Kadına yönelik özel ihtisas mahkemeleri kurulmalıdır. Bu konuda uzmanlaşmış eğitim almış yargıçlar tarafından yargılanması lazım. Her konuda özel mahkeme kuran hükümet bu konuda atım atamaz. Ben bir avukatım. Bu davalarda bazı erkek yargıçlar bıyık altından gülerler. Bu kadar ucuz yaklaşımlara tanıklık ettik. O yüzden erkek yargıçlar bu yaratıkları yargılayamazlar. Kadınlar yargılamalıdır. Bu konuda eşitliğe cesaretiniz varsa bu ülkeye barış gelir. Kadını erkeğe lütfedilmiş bir hediye olarak görülürse kadına şiddet azalmaz. Dinde de böyle bir şey yok ayrıca” dedi.
Kadına şiddet uygulayan erkekleri ağır dille eleştiren Demirtaş, “Kadını döverek tecavüz ederek erkekliğini ispat ettiğini anneden erkekler aslına bunu kendilerine yapmışlardır. Aslında erkekler kendilerine tecavüz etmiş oluyor. Mesele bir minibüs şoförünün sapıklığı değildir. O anlayışı var eden büyüten o felsefeyle hesaplaşmadığımız müddetçe bindiğimiz her dolmuş her uçak girdiğiniz her hastane tehlikelidir. Sadece kamusal alan mı? Girdiğiniz her ev tehlikelidir. Kadınlar açısından güvenli yaşam alanı yoktur” dedi.
Hükümetin kadın konusunda ve özgürlükler meselesinde tutumunu eleştiren Demirtaş, “20 yaşındaki bir çocuğun katledilmesiyle ilgili konuyla yüzleşemezsek cesur olmalıyız. Erkek olmanın gereği bu konuda cesur olmaktır. Geriye kalanlar kusura bakmasınlar ya da baksınlar dünyanın en korkak yaratıklarıdır. Bu bir kadın değil erkek sorunudur. Kadını döven, tecavüz eden sömüren kadının kendisi değil erkektir. Bu sorunla yüzleşmeyi göze alamıyorsak demokrasi barış gibi kavramları ağzımıza almayalım. Kadına bakış açısı kurumsallaşmış demokrasinin ana meselesidir. Yüzleşme cesur ve köklü olmadığı sürece her gün aynı sorunları yaşamaya devam edeceğiz. Özellikle erke arkadaşlarım şunu sorgulamalıyız. Kadına yönelik bu şiddet erkeğe bir konfor sağlamıyor. Erkeleri de hiçleştiren egemenlik anlayışı da aynı kökten besleniyor” dedi.