IŞİD'e karşı ABD-İran işbirliği

IŞİD'e karşı ABD-İran işbirliği
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Irak ve Suriye’nin kuzeyinde terör estiren IŞİD’e karşı başlatılan geniş mücadelede saldırı aşamasına geçildi. Koalisyon güçlerinin hava

REKLAM

Irak ve Suriye’nin kuzeyinde terör estiren IŞİD’e karşı başlatılan geniş mücadelede saldırı aşamasına geçildi.

Koalisyon güçlerinin hava saldırılarının ardından IŞİD’in Irak içlerine doğru ilerleyişi durduruldu. Örgütün para kaynaklarının kesilmesine yönelik atılan adımların ardından Irak ordusu, Şii milislerin desteği ile harekete geçti.

İlk büyük saldırı Saddam Hüseyin’in doğum yeri olan Sünni Tikrit kentine oldu. 30 bin kişilik Irak ordusu operasyonun ilk günlerinde ilerleme kaydetse de henüz kenti geri alamadı.

IŞİD’e karşı başlatılan operasyona Iran’ın verdiği destekse tartışmalara neden oldu. Tikrit’e yönelik başlatılan saldırıyı İran Devrim Muhafızları’nın seçkin birimi Kudüs Gücü komutanı General Kasım Süleymani’nin koordine ettiği iddia edildi. Ancak İran şimdiye kadar bu iddiaları doğrulamadı.

İran’ın Tikrit’i IŞİD’den geri almak için başlattığı askeri operasyonun detaylarını tartışmak üzere Kanada’da Askeri Kraliyet Koleji profesörlerinden uzman siyasetçi Dr. Houchang Hassan-Yari’ye bağlanıyoruz.

Euronews: Irak’la devam eden 8 senelik savaş boyunca bile İran belkide Saddam Hüseyin’in doğduğu kent Tikrit’e bu kadar yaklaşabileceğini düşünemezdi. İran Tikrit’i geri alabilme umuduyla Irak’la silahlı güçlerini birleştirme kararı aldı. Bu operasyon için İran’ın Irak’taki askeri varlığı ne kadar büyük olacak?

Houchang Hassaan-Yari: Oraya gönderilecek askeri güçlerin sayısı hakkında kesin bir bilgi yok. Ancak bildiğimiz ve de önemli olan İran’ın bu operasyonun büyük bir kısmını yöneteceği. Operasyonlar Gassem Süleymani veya diğer İran Devrim Muhafızları Ordusu komutanları tarafından yönetilecek. Sonuç olarak Devrim Muhafızları’nın bu operasyonların büyük bir kısmını yöneteceğini biliyoruz.

Euronews: Bu gücün bölgeye yerleşmesi IŞİD’i Tikret’ten çıkarmaya yetecek mi?

Houchang Hassaan-Yari:
Sayılara bakarsak bu olasılık çok yüksek. 30 bin askerden oluşan bir ordunun görevlendirildiğinden bahsediliyor. Bu sayı çok yüksek. Bu askerlerin yanı sıra aynı zamanda Lübnan Hizbullah askerleri ve İran Devrim Muhafızları da bu operasyonda görev alacak. Sayı göz önünde bulundurulunca Tikrit alınacak gibi görünüyor. Ancak bu ordunun askeri alanda ne kadar yetenekli olduğunu göreceğiz. Operasyonda görev alacakların bir çoğu gönüllü. İnançları doğrultusunda savaşta yer almak istediler. IŞİD’le mücadele etme ideolojisiyle motive edilen bu savaşı kimin kazanacağı göreceğiz. Bu iki gücün nasıl savaşacağını ve kimin kazanacağını bekleyip göreceğiz.

Euronews: Peki bu bir yıpratma savaşına dönüşürse ne olacak?

Houchang Hassaan-Yari: Bu bir yıpratma savaşına dönerse Irak tarafında daha çok insan kaybı olacaktır. Çünkü onlar IŞİD’den daha kabalık. Tikrit’i geri alıp alamama kapasiteleri de Musul’da önümüzdeki süreçte neler yaşanabileceğinin bir sinyali olabilir.

Euronews: Ortadoğu’daki ABD güçlerini denetleyen ABD Genel Komutanlığı, kendi güçlerinin Tahran tarafından koordine edilmediğini söyledi. Ama Amerikalılar İran’ın faaliyetlerini izlediğini söylüyor. Üstü kapalı bir anlaşmayla ile ABD’nin bu sorunu ve olası operasyonları kısmen İran’a devrettiğini söyleyebilir miyiz?

Houchang Hassaan-Yari: Kesinlikle öyle. Önemli olan ABD ve İran arasında bir çatışma olmaması. Bu da üstü kapalı olarak iki ülke arasında bir koordinasyon olduğu anlamını taşıyor. Sorunuzun ikinci kısmı çok önemli. Amerikalılar sahadaki operasyonları İran’a mı devrettiler sorusu. Evet kesinlikle. ABD Suriye ve Irak’ta sahaya asker göndermek istemiyor. İran, Irak veya Peşmergeler gibi gönüllü askerlerin kendisi gibi IŞİD’i yok etme isteklerini sevinçle karşılıyor.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

UAEA Başkanı Grossi'den Bağdat'a 'barışçıl nükleer program desteği' ziyareti

Dışişleri Bakanı Fidan, Bağdat'ta: Gündemde terörle mücadele var

Irak: ABD'nin saldırılara devam etmesi hükümeti koalisyonun misyonunu sonlandırmaya zorluyor