Utalk bu hafta, yabani bitkileri öldürmek için dünyada en çok kullanılan ilaç olan glisofatın kanser riski taşıyıp taşımaması konusunu ele alıyor.
REKLAMAmsterdam’dan Karin adlı bir izleyicimiz şöyle soruyor:
- “Dünya Sağlık Örgütü yabani otları öldürmeye yarayan ‘glisofat’ ilacının ‘kanserojen olabileceğini’ açıkladı. Bu sınıfta olan ürünleri kullanmak sakıncalı mıdır?’‘*
Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı yetkilisi Kurt Straif şöyle cevap veriyor:
‘‘Öncelikle bu ürünlerin AB’nin getirdiği standartlara uygun olup olmadığına ve ‘tehlike teşhisi’ ibaresi taşıyıp taşımadığına bakmalısınız. Asıl soru şu olmalı: ‘‘Bazı şartlar altında bu ürün insanlarda kansere yol açıyor mu?’‘
‘‘Sizin sorunuz daha çok risk değerlendirmesi hakkında… Bu ürünü bahçenizde ara sıra kullanıyorsanız, düşük dozda oluşturduğu risk nedir? Kanser araştırmalarının birçoğu, çiftçi ve tarım işini profesyonel anlamda icra eden insanlar üzerinde yapılır.’‘
‘‘Glisofat, dünya genelinde yabani bitkileri öldürmek için kullanılan en yaygın ilaç ve 750’den fazla farklı çeşidi bulunuyor. Son dönemlerde önemi daha da arttı çünkü genetiği değiştirilmiş ürünlerde de kullanılıyor. Şu anda ekinler glisofata dirençli olarak yetiştiriliyor. Bu sebeple genetiği değiştirilmiş ürünlerde sıklıkla kullanılıyor.’‘
‘‘Bu ürünün kansere yol açması, tamamıyla bilimsel evrimle alakalı. İnsanlarda kansere yol açan etmenler ulusal ve uluslararası kurumların çalışmalarıyla belirlenip, insan gelişiminin devam etmesi için risk değerlendirilmesine tabi tutuluyor.’‘
‘‘Şu anda Avrupa Gıda ve Sağlık Ajansı tarafından yapılan düzenleme son aşamasına geldi, ancak henüz tamamlanmadı. Bu konuyla ilgili yapılan çalışmalar sonuçlanınca, gıda ürünlerinde bulunan glisofat oranı ya da tortularının ne ölçüde olması gerektiğiyle ilgili tavsiyeleri yakında öğreneceğiz.’‘