Balkanlar yeni bir savaşa mı gebe ?

Balkanlar yeni bir savaşa mı gebe ?
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

Kosova’nın başkenti Priştine’deki şehit mezarlığı savaşın kötü anıları ile kaybedilen canları bir araya getiren bir mabed. Gazmend Gashi o gün

Kosova’nın başkenti Priştine’deki şehit mezarlığı savaşın kötü anıları ile kaybedilen canları bir araya getiren bir mabed.

Gazmend Gashi o gün, henüz bir hafta önce şehit verdiği kardeşi Turgay’ı ziyarete gelmiş. Turgay, eski Kosova Kurtuluş Ordusu’nun diğer askerleriyle birlikte 9 Mayıs’ta Makedonya Polisi ile çıkan çatışmalar sırasında hayatını kaybetti. Arkasında eşi ve 3 çocuğunu bırakan Turgay, ailesi için bir kahraman.

Gazmend Gashi : Bu insanlar Arnavutluk halkının haklarını savunmak için oradaydı. Arnavutlar nüfusun %40’ını temsil ediyor ama haklarına saygı gösterilmiyor.

Kosova Kurtuluş Ordu’su gazileri ve asker aileleri tarafından Priştine’de düzenlenen cenaze törenine yüzlerce kişi katıldı.

Kosova hükümeti ise, vatandaşlarını Makedonya’nın kuzeyi Kumanovo’daki olaylara karışmamaları için uyardı.

Kumanovo, Kosova sınırına 20 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Burada Arnavut halkı nüfusun yaklaşık %25’ini temsil ediyor.

Makedonya Polisi, bölgeye gizlice girdiğini ve terörist bir saldırı yapmayı planladığını öne sürdüğü çoğunluğu eski Kosova Kurtuluş Ordusu üyesi olan silahlı 40 kişiye burada baskın düzenlemişti. Saatlerce süren kanlı çatışmalar, 14’ü Arnavut militanı, 8’i Makedonya Polisi 22 kişinin ölümüyle sonuçlandı.

Şaban Jashari : Saat sabah 5’e geliyordu. Bu odada karımla birlikte uyuyorduk. Annem yandaki odadaydı. Silah seslerini duyup bağırmaya başladı : “Şaban, ateş ediyorlar”. Karım ve annemle o tarafa doğru kaçarken hala üzerimize ateş etmeye devam ediyorlardı. Evin her tarafını alevler sarmıştı.

Bir Makedonya polisi tarafından farkedilen aile çatışmadan yara almadan kıl payı kurtuldu.

Rıdvan Jashari : Devlet sizi doğal felaketlerden ve tüm diğer felaketlerden korumakla yükümlüdür. Burada ise tam tersi oldu. Saldırıları gerçekleştirdiklerinde, evlerde insan var mıdır diye merak bile etmediler.

Her ne kadar, birçok alanda ayrımcılığın devam ettiği söylense de, Şaban ve Rıdvan kardeşler için Arnavutlar’ın ve Makedonyalılar’ın barış içinde yaşadıkları Kumanovo’da yaşananları açıklayacak birşey yok.

Şaban Jashari : Etnik grupların kendi aralarındaki ilişkileri iyi. Ben 55 yaşındayım, doğduğum günden bu yana Makedonyalı komşularımla birlikte yaşadım. Aramızda hiçbir zaman bir sıkıntı olmadı.

Kumanovo’da oturan Makedonyalılar da olan bitene bir anlam vermekte zorlanıyor. Çatışmaların yaşandığı yerin sadece 50 metre uzağında oturan Nikola Zarkovski, herkesin korku içinde olduğunu belirtiyor. Ancak, Zarkovski’ye göre bu korkunç olaylar halkların ilişkilerine zarar veremez : “Birçok Arnavut arkadaşım var. Aramızda hiçbir problem yok. Herşey normal, eskiden olduğu gibi. Herhangi bir tartışma veya kavga yok ve olmaz da. Makedonyalı ve Arnavut birçok arkadaşımla konuştum, hiç kimsenin gerçekten neler olduğuyla ilgili bir fikri yok. Politik partilerin düzenlediği bir komplo teorisinin üzerine epey spekülasyon yapılıyor. Dışarıdan organize edildiğini, yabancı devletlerin parmağı olduğunu söyleyenler de var. Ama aslında hiç kimse ne olduğunu bilmiyor.”

2001 yılında Kosova Kurtuluş Ordusu ile Makedonya Cumhuriyeti güçleri arasında yaşanan çatışmalardan bu yana Makedonya’daki en kanlı olaylar olarak tarihe geçen 9 Mayıs olaylarının etrafındaki sis perdesi oldukça kalın.

Kumanovo olaylarının ardından birçok gözlemci, bunun Üsküp yönetimi’nin politik gündemi değiştirmek için yarattığı yapay bir sorun olup olmadığını tartışıyor.

Sasho Ordanoski: Makedonya Gizli Servisi’nin veya bu servis’de çalışan bir takım kişilerin olaylarla ilgisi olduğuna ve hatta bir şekilde tüm olayları organize ettiğine dair deliller güçleniyor. Olan biteni derinlemesine incelememiz gerektiği kesin. Bunun Makedonya’nın iç politikadaki dinamiklerini değiştirmek için yapıldığına inanıyorum. Hükümet, kabarık suç defteri ve kötü yönetimi yüzünden büyük baskı altında ve konunun kendi üzerinden etnik gruplara çekilmesi tabi ki işlerine geliyor.

2014 yılında başlatılan yapılandırma projesinden bu yana yeni binalar ve heykeller başkent Üsküp’ü istila etmiş durumda. Sivil Toplum örgütleri, bu yeni yapıların işlemeyen sistemin gözle görünen sembolleri olduğunu düşünüyor. 9 yıldır iktidarda olan Nikola Gruevski hükümeti bir süredir yolsuzluk iddialarıyla gündemde. Nüfus’un % 30’unun işsiz olduğu bu ülkede, nüfusun % 10’u ayda 40 euro’dan az parayla yaşıyor.

Jasmina Golubovska : İnsanlar fakirlik sınırının altında yaşarken hükümet binalara neredeyse yarım milyar euro harcadı. Etnik gerilimin medya tarafından özellikle ön plana çıkarıldığına inanıyoruz. Böylece insanlar ekonomik yozlaşma, sosyal güvenliğin yokluğu ve genel anlamda güvensizlik gibi sorunlara aldırış etmiyor. Devlet kurumlarında ve mahkemelerde her şey karman çorman. Yargı sistemi işlemiyor, enstitüler ve kurumlar işlerini yapmıyor. Kamu hizmeti diye birşey kalmadı, insanlar gidişattan hiç memnun değil.

Tüm bunlara Mayıs ayında ortaya çıkan telekulak skandalının eklenmesiyle, Üsküp’te geçtiğimiz ay tüm halkların ve azınlıkların birlikte katıldığı birçok gösteri düzenlendi.

O zamandan bu yana, hükümetin istifasını isteyen Makedonya vatandaşları hükümet binasının önünde
kamp kurdu.

Avrupa Birliği’nin hakem görevi üstlendiği hükümet ve muhalefet partilerinin erken seçim müzakerelerinden şimdilik çıkan sonuç, erken seçim’in önümüzdeki yıl yapılacağı yönünde.

Zdravko Saveski : Avrupa Birliği’nin Makedonya’da istikrar istediğini, siyasal partilerin her ne olursa olsun kendi aralarında anlaşmasını istediğini düşünüyoruz. Yani demokrasi değil, istikrar arıyorlar. Biz, Avrupa Birliği’nin Makedonya’ya yeniden demokrasiyi getirmemize yardım etmesini istiyoruz.

Kumanovo olaylarının tekrarlanmaması için sağlam bir demokrasinin kurulması şart, bu, bölgenin istikrarını bir süreliğine tehlikeye atmak anlamına gelse de…

Sasho Ordanoski : Bu olaylar çok daha ciddi bir boyuta ulaşabilir. Bir takım bölgesel ve yöresel tepkiler de oluşabilir. Başka bir savaş veya büyük bir kriz olacağını düşünmüyorum ancak bölgenin güvenliğini tehlikeye sokabilir, istikrarı bozabilir, ekonomi, yabancı yatırımlar ve siyasi süreci etkileyebilirler.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Görünmez işçiler: Düşük ücretlerle Avrupa çiftliklerinde sömürülen ve tehlikeye atılan insanlar

İklim değişikliği, hava kirliliği ve ekonomik zorluk üçgeninde Polonya

Kaçak göçmenler AB'ye hangi yollardan giriyor?