Can alan ve sağırlaştıran el bombalarına karşı çakıl taşları...Görmeye alıştığımız bu görüntüler 1987 ve 2000 yıllarında gerçekleşen intifadayı
REKLAMCan alan ve sağırlaştıran el bombalarına karşı çakıl taşları…Görmeye alıştığımız bu görüntüler 1987 ve 2000 yıllarında gerçekleşen intifadayı akıllara getiriyor. 1987’deki ilk intifada 6 yıl ikincisi ise 5 yıl sürmüştü ve binlerce kişinin ölümüyle sonuçlanmıştı.
Kutsal topraklarda tansiyon bir kez daha yükseldi. Analist ve gözlemciler İsrail’in Kudüs ve Mescid-i Aksa’da uyguladığı baskılar sonucu 3. İntifada sürecinin başlatıldığına işaret ediyor.
Kudüs ve Batı Şeria’daki gerginliği değerlendirmek üzere Washington’a uzanıyoruz, siyasi analist Hasni Abidi ile birlikteyiz.
Faiza Garah, euronews: “Sayın Hasni Abidi, euronews’e hoşgeldiniz. Kudüs ve Batı Şeria’da yaşananları Üçüncü İntifada olarak kabul edebilir miyiz?”
Hasni Abidi, siyasi analist: “Bölgedeki gerginlik dikkate alındığında, Filistinlilerin İkinci İntifadası öncesinde benzer bir atmosferden bahsedebiliriz. Tüm bunlardan önce Filistinli makamların vatandaşlarının problemlerini çözmekteki yetersizliği söz konusu. Ayrıca İsrail hükümeti Batı Şeria’daki Filistinlilere yönelik çok sert önlemler aldı. Gazze’de abluka var ve Filistinlilerin aylardır Mescidi Aksa’ya girmesinin engellediğini de unutmayalım. Filistinlilerin eski şehre girmeleri de engelleniyor. Bütün bunlar Filistinliler ve İsrailliler arasındaki çatışmaları ve gerginliği artırıyor.”
euronews: “Filistinli yetkililer İsrail’i gerginliği tırmandırmakla suçluyor. Ancak Başbakan Benyamin Netanyahu ülkesinin Filistin terörüyle savaştığını söylüyor. Sizce bu açıklamalar iki taraf arasındaki gerginliğin siyasi düzeyde daha da tırmanmasına yol açar mı?”
Hasni Abidi: “Burada eksik olan uluslararası toplumun desteği. Bu eksiklik, inisiyatif eksikliği ve diğer engeller barış sürecinin önünde duruyor. Önümüzdeki günlerin hem İsrailliler hem de Filistin lideri Mahmud Abbas için karanlık ve çok zor olacağını düşünüyorum. Abbas, Filistin halkına fazla getirisi olmadığını dile getirerek süreci sona erdirme ve Oslo Anlaşması’ndan çekilme tehdidinde bulundu.”
euronews: “Dünya liderleri şu anda özellikle Suriye meselesi olmak üzere diğer konularla uğraşıyor. Sizce Filistinlileri korumak için yapılan yardım çağrıları uluslararası toplum tarafından duyuldu mu?”
Hasni Abidi: “Mahmud Abbas’ın, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-moon’dan sivilleri korumasını istemesi, Filistinli yetkililerin her an çekilebileceğini göstermenin bir yolu. Eğer bu gerçekleşirse, Cenevre sözleşmelerine göre İsrail’in tüm sorumluluğu üstlenmesi anlamına gelir. Birleşmiş Milletler müdahale etmeyecek. Ancak sonunda Abbas’ın amacı Filistinlilerin artık yapılan önerilere inanmadığını göstermek. Bu da Birleşmiş Milletler için çıkmaza ve krize yol açacak.”
euronews: “Filistinliler ve İsrailliler arasındaki gerginliğin yeniden alevlenmesiyle müzakere masasına dönüş ihtimali var mı?”
Hasni Abidi: “Mahmud Abbas, içeride Filistin halkının ve dışarıda da uluslararası toplumun baskısıyla uğraşıyor. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri ve Fransa müzakerelere geri dönülmesi için bastırıyor. Müzakereye dönülmesi bir olasılık ancak bu sefer kesin bir zaman ve hiçbir garanti olmayacak. Bu da ufukta hiçbir siyasi çözümün görünmediği en başa döneceğimiz anlamına geliyor.”