Soru işaretlerinin merkezindeki MH17 trajedisi

REKLAM

Takvimler 2014’ün yazını gösterirken, Ukrayna’nın doğusu Rusya yanlısı ayrılıkçılarla Ukrayna ordusu arasındaki en şiddetli çatışmalara sahne oluyordu.

Uluslararası toplum bir yandan gelişmeleri bir yandan da Moskova yönetimi ile Batı arasındaki çekişmeleri ve karşılıklı açıklamaları yakından takip ediyordu.

Dünyayı ayağa kaldıran ve bir anda tansiyonun daha da yükselmesine neden olan haber, 17 Temmuz’da Ukrayna’nın ayrılıkçıların kontrolündeki Donbass bölgesinden geldi.

Malezya Havayolları’na ait 298 yolcusu bulunan MH17 sefer sayılı Amsterdam-Kuala Lumpur seferini yapan Boeing 777-200ER tipi uçakla dünyanın en sıcak çatışmalarının yaşandığı bölgede irtibat kesilmişti.

Çok geçmeden uçağın düştüğü ortaya çıkarken, olayın oluş nedeniyle ilgili soru işaretleri belirmeye başladı.

Kazada yaşamını yitiren 298 kişi içinde 193 Hollandalı, 43 Malezyalı, 27 Avustralyalı, 12 Endonezyalı ve 10 İngiliz bulunuyordu.

Kazanın olduğu alan Rusya-Ukrayna sınırından sadece 50 kilometre mesafede bulunurken, Kiev yönetimi ve Rusya yanlısı ayrılıkçılar vakit kaybetmeden birbirlerini suçlamaya başladı.

Kurbanların yakınları içinse en önemli nokta ise bu facianın sorumlusunun kim olduğuydu. Hollandalı yetkililerin 15 ay süren soruşturması sonucu MH17’nin Rus yapımı karadan havaya BUK füze sistemiyle vurularak düşürüldüğü kesinleşti.

BUK sisteminin üreticisi Almaz-Antei ise anında soruşturma sonuçlarını reddederek, 2011 yılından bu yana bahsedilen BUK sisteminin Rus ordusunda kullanılmadığını açıkladı.

Trajedinin üzerinden geçen bunca süreye rağmen Moskova bir Birleşmiş Milletler soruşturmasının açılmasına şiddetle karşı çıkmaya devam ediyor.

Düğmesine basılan füze sisteminin kumandanı kimdi? Yoksa bu Rusya’nın desteğini alan ayrılıkçıların bir hatasından mı kaynaklanıyor? Özellikle kazanın hemen ardından ayrılıkçıların enkazda çekilen görüntülerinin ortaya çıkmasından bu yana bu teori özellikle Ukrayna ve Batı’nın üzerinde durduğu olasılıkların başında geliyor.