Ege Denizi’nde yaşanan mülteci dramı bitmek bilmezken bu trajedinin tam ortasında bulunan Yunan adaları sakinleri, canlarını hiçe sayarak bu
REKLAMEge Denizi’nde yaşanan mülteci dramı bitmek bilmezken bu trajedinin tam ortasında bulunan Yunan adaları sakinleri, canlarını hiçe sayarak bu tehlikeli yolculuğu göze alan mülteciler için ellerinden gelen yardımı göstermeye devam ediyor.
İşte bu nedenle o isimsiz kahramanlar Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildi.
Özellikle ekonomik krizle boğuşan Yunanların, tüm sıkıntılarına rağmen mültecileri hem maddi hem de manevi açıdan gösterdikleri destek sosyal medyaya da işte böyle yansıdı.
Greek hospitality, three grandmothers are taking care of a baby migrant. #lesvos#migrant#baby#lefterispartsalispic.twitter.com/cYHgsqvAU0
— Lefteris Partsalis (@Partsalis_L) October 18, 2015
Yunan halkının da”:https://secure.avaaz.org/en/nobel_to_greek_islanders_fb_en/ sitesi başta olmak üzere, sosyal paylaşım siteleri Twitter ve Facebook üzerinden sürece destek verdiği kampanyada
şimdiye kadar 650 bin imza toplandığı belirtildi.
Rakamlarla göçmen trajedisi
Uluslararası Göç Örgütü’nün rakamlarına göre 2015’te Akdeniz’de 3 bin 760 kaçak göçmen, Ege Denizinde çıktıkları umut yolculuğunda hayatını kaybetti. Türkiye’den Yunanistan’a geçmeye çalışırken ölenlerin sayısı, 706 olarak kayıtlara geçti. Çoğu Suriyeli yaklaşık 800 bin kişi ise 2015’te Yunanistan’a geçmeyi başardı.
Ege’nin mezar olduğu cansız bedenlerin sayısı ise tahmin bile edilemiyor
Tabi Yunan adalarına ulaşan göçmenlerin sayısı Türkiye’ye yakınlığını ya da çeşitli diğer nedenlerle farklılık gösteriyor.
Ege’de madalyonun diğer yüzü: İnsan kaçakçıları
Tabi ki madalyonun diğer yüzü farklı. Her ne kadar Yunan adaları sakinleri arasında tıpkı denizin diğer kıyısındaki Türkler gibi mültecilere destek verenler çoğunlukta olsa da, bu asrın dramını bir
gelir kapısı olarak görenler de yok değil. Öyle ki Avrupa’da mülteci olabilmek için umut yolculuğuna çıkan göçmenlerin sayısındaki artış, bu işten ciddi kazanç elde eden kaçakçıların da artmasına neden oluyor.
Kaçakçıların çoğunlukta olduğu bölge ise tabi ki mülteci akınının bitmek bilmediği Ege Denizi. Özellikle Yunan adalarında ve Türkiye tarafında konuşlanan kaçakçılar, ülkelerindeki savaştan canını kurtarmak için kaçan göçmenlerden, onları Avrupa’ya ulaştırma karşılığında bin ila 10 bin dolar arasında değişen ücretler istiyor. Yolculuğun mutlu sonla bitip bitmeyeceği ise garanti değil. Ege Denizinde hayatını kaybedenlerin sayısı göz önünde bulundurulduğunda yorum yapmak çok da zor olmasa gerek.
Türk Sahil Güvenliği’nin insanlık nöbeti
Yaklaşık 3 milyon sığınmacıya ev sahipliği yapan Türkiye’nin, Suriye’de krizin başladığı günden bu yana gösterdiği dayanışma ise tüm dünyaya örnek olacak nitelikte. Özellikle Suriyeli mülteciler için açık sınır politikası uygulayan Türk yetkililer, Ege Denizi’nde de elinden geleni ardında koymuyor. Ege Denizindeki mültecileri kurtarmak için adeta uyku uyumayan Türkiye Sahil Güvenlik görevlilerinin, sadece 2015 yılında 100 bine yakın göçmenin denizde boğulmasını engellediği belirtiliyor. 2013 yılında çoğu Suriyeli 6 bin 937 kaçak göçmen kurtarılmış, 2014 yılında ise bu rakam12 bin 884 olarak kayıtlara geçmişti.
Hatta Türk yetkililer kıyının diğer tarafındaki meslektaşlarına örnek olmayı da ihmal etmiyor.http://tr.euronews.com/2015/08/14/yunan-sahil-guvenligi-multeci-botunu-batirdi-iddiasi/
Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın Ankara ziyareti sırasında, Türk Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Hakan Üstem’in Yunan mevkidaşına Türk Sahil Güvenlik botu tarafından çekilmiş ve içinde kaçakların bulunduğu lastik botun, Yunanistan’a ait sahil güvenlik botu tarafından şişlenerek batırılışını gösteren video izleterek, “Ekibinize bu tür davranışlardan kaçınmaları emrini verirseniz çok memnun kalırız” ricasında bulunması hala hafızalarda.