Fukuşima nükleer felaketi beyaz perdede

REKLAM

Her şeyinizi bir anda kaybetmek ne demek? Alman yönetmen Doris Dörrie’nin Berlin Film Festivali’nde yarışma dışında gösterilen filmi “Fukuşima’dan Selamlar” (Grüße aus Fukushima) Alman sinemaseverlerle buluştu. Film 5 yıl önce Japonya’da 2011 yılında meydana gelen deprem ve ardından yaşanan nükleer felaketi, acıları ve yeniden inşa sürecini konu alıyor.

60 yaşındaki yönetmen felaketten birkaç ay sonra bu filmi çekmek için Fukuşima’ya gitmiş: “Her şey radyoaktif olduğunda nasıl davranılması gerektiğini öğrenmek, daha önce etrafta olan her şeyin yok olmasının nasıl bir his olduğunu anlamak istedim. Bunu fiziksel olarak tecrübe etmek benim için çok önemliydi. Aksi takdirde bununla ilgili bir hikaye anlatamazdım.”

Peki filmin Avrupa’ya gelen mültecilerle ilgisi var mı? Dörrie’ye göre bu felaketin mağdurları ile savaşlar, çatışmalar nedeniyle vatanlarını terk etmek zorunda kalan mülteciler aynı kaderi yaşıyor: “Evet, hem de çok. Filmim Fukuşima felaketinde her şeyini kaybetmiş insanların hikayesi. Buraya gelen mülteciler de her şeyini kaybetmiş insanlar. Bizim anlamakta güçlük çektiğimiz bu kişilerin çantalarındaki ‘hayaletler’. Burada ‘hayaletler’ derken kaybettikleri, özledikleri yakınlarını kastediyorum. Tüm anılarından, alıştıkları kokulardan, evlerinin hayalinden, hayatlarında kaybettikleri her şeyden bahsediyorum. Tüm bunlar o insanların hissettiklerini hayal etmeyi öğrenmemiz gereken şeyler.”

28 yaşındaki Münih doğumlu Rosalie Thomass, Almanya’nın yıldızı parlayan aktrislerinden: “Doris Dörrie sizi oyuncu olarak tamamen özgür bırakıyor. Bazı meslektaşlarım bu durumu sevmiyor ancak ben buna gerçekten bayıldım. Oynadığım karakterin temel özellikleri üzerinde uzlaştıktan sonra bana çok fazla alan bıraktı. Filmde birçok belgesel unsur var ki burada oyuncuların doğaçlama yapmaktan başka bir seçeneği yoktu. Bence bu harikaydı.”

“Fukuşima’dan selamlar” Almanya sinemalarında şu anda gösterimde.