Selanik Belgesel Film Festivali göçmen krizine odaklandı

Selanik Belgesel Film Festivali göçmen krizine odaklandı
By Akif AltundasYorgos Mitropoulos, euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

18.‘si düzenlenen Selanik Belgesel Film Festivali’nin bu yılki teması göçmen krizi oldu. Festivale katılan filmler, çaresizliklerini ve daha iyi bir

REKLAM

18.‘si düzenlenen Selanik Belgesel Film Festivali’nin bu yılki teması göçmen krizi oldu. Festivale katılan filmler, çaresizliklerini ve daha iyi bir yaşam için umutlarını ifade eden insanların şok görüntülerini beyazperdeye yansıttı.

“Landfill Harmonic-A Symphony of the Human Spirit”

Festivalde En İyi Uzun Metrajlı Seyirci Ödülü “Landfill Harmonic – A Symphony of the Human Spirit” adlı belgesele verildi. Belgesel, Paraguay’ın ufak bir kasabasında ‘Cateura Geri Dönüştürülmüş Orkestra’sını’ takip eder. Orkestranın üyeleri, Paraguay’ın gecekondularında yaşayan, çöpten topladıklarını enstrümana dönüştürüp müzik çalmayı öğrenen çocuklardır. Brad Allgood ve Graham Townsley’in birlikte yönettiği film, müziğin dönüştürücü gücünü ve insan ruhunun esnekliğini etkili şekilde yansıtıyor. ### “Argo Navis”

Stelios Efstathopoulos ve Susanne Bausinger “Argo Navis” filmiyle ‘En İyi Uzun Metrajlı Yunan Belgesel Filmi Ödülü’nü’ aldı. 2003 yılında bir grup bilim adamı, deniz arkeoloji araştırma programının deneysel bir parçası olarak tarih öncesi bir gemi inşa etmeye başlar. “Argo Navis” geminin özel seçilen ağaçlardan iki yılda inşa edilmesini ve nihai deniz yolculuğunu anlatan bir hikaye. Argonotların efsanevi gemiyle Antik Kolhi Volos’a bir günde seyahatleri 10.000 kürek vuruşuyla gerçekleşirdi. Günümüzde ise Argo günde 1.200 mil yaparak yolculuğu 60 gün içinde tamamlamak zorundadır. Stelios Efstathopoulos filmin zaman içinde geriye gittiğimiz ve daha sonra gerçekliğimize döndüğümüz bir rüya yolculuğu olduğunu söyledi.

Susanne Bausinger ise şunları belirtti: “Filmi, birçok göçmenin denizde boğulduğu bir zamanda çekiyorduk. Kendimi çok kötü hissettim. Argonot seferi bu denizin ne anlama geldiğini bize hatırlatıyor. Burası fikirlerin, kölelerin, silahların, malların değiş tokuş yapıldığı yer. Şimdi de barışı ve tüm Akdeniz insanlarının birlikteliğini temsil etmeli. Mezar olmak yerine tüm insanların işbirliği yaptığı bir yer olmalı.”

“Gökyüzü Fısıltıları” Maro Anastopoulou

Maro Anastopoulou “Gökyüzü Fısıltıları” (Whispers of the Sky) adlı Yunan belgesel filmiyle sinema eleştirmenlerinin FIPRESCI Ödülü’ne layık görüldü. Amorgos’un küçük bir Yunan adasında yaşayan insanlar çok çalışır ve hayatın tadını çıkarırlar. Kaptan Konstantis ve çoban Leonidas tüm hayatlarını bu uzak adada geçirmişlerdir. Günlük hayatlarında ortak bir hedefleri vardır: Gökyüzü işaretlerini okumak. Hava tahmin bilgisini yüzyıllara taşırlar. Gökyüzünün, rüzgarların, yıldızların, bulutların ve denizin nişaneleri bu ada sakinlerine fısıldar.

Yönetmen ödülle ilgili şu açıklamayı yaptı: “Bu ödülü beklemiyordum. Benim için çok önemli çünkü bu gerçekten ev yapımı bir eser oldu. Bu projeye inanan, özverili, karşılıksız çalışan ekibimle birlikte bu filmi çektik.”

Mark Cousins

Festival’in onur konuklarından biri Kuzey İrlandali belgesel film yapımcısı, yazar Mark Cousins’di. Film kariyerine 1990 yılında başlayan yönetmen bugüne kadar şiir, felsefe ve duyarlılığı birleştiren belgeseller çekti. Kendisine belgeselleri neden bu kadar çok neden sevdiğini sorduk: “İngilizcede bir söz vardır, gerçek kurgudan daha yabancıdır. Gerçek dünyada veya Selanik gibi bir şehirde olan şeylerin yerini dolduramazsınız. Hayat o kadar gözü yaşlı bir vadi ve bir çok dağ tepeyle dolu ki. Bu yüzden kurgu filmler, belgesel filmlerin şaşırtıcı duygu aralığına göre size biraz sıradan görünebilir.”

Jon Bang Carlsen

Bir diğer onur konuğu ise Danimarka’nın önde gelen yönetmenlerinden Jon Bang Carlsen’di. Yönetmen, 40 yılı aşan kariyerinde alışılmamış açılardan sahnelediği belgeselleriyle tanınıyor. Carlsen, kasten belgesel ve kurgu arasındaki sınırları bulanıklaştırır, diğer bir çok belgeselci değiştirmeden çekmeyi tercih etse de o veriyi çekinmeden dönüştürebilen bir yönetmen. “Aslında ben bu basit gerçeklere inanmıyorum. Gerçek beni ilgilendirmiyor. Dürüstlük umurumda değil. Hepimizin gözlerimizin arkasında kendi kafamızın içinde sıkışıp kaldığımızı düşünüyorum. Film yapımcısı olarak yapabileceğim tek şey, duygusal ve ilginç bulduğum şeyleri mümkün olduğu kadar sanatsal ve açık bir ifadeyle canlandırmaya çalışmak.”

Selanik Film Festivali artık büyüdü. 18 yaşına gelen festivalin babası sayılan direktörü Dimitri Eipides’e festivalin neden bu kadar başarılı olduğunu sorduğumuzda şöyle cevap verdi: “Selanik seyircisinin festivalin başarısında önemli katkıları olduğunu düşünüyorum. Şehir, festivali başından itibaren kucakladı ve her şekilde destekledi. Bu yüzden Balkanların en önemli festivali sayılıyor ve Avrupa’da yüksek takdir görüyor.”

Yorgos Mitropoulos, euronews:
“Selanik, 10 gün boyunca dünyanın dört bir yanından 200 belgesele zevkle ev sahipliği yaptı. Her zaman güncel hassas konulara değinen festival, mülteci sorununa ve insani krize değindi. Bu yıl etkinliğe 73 Yunan belgeselinin katılımıyla büyük bir rekora imza atıldı.”

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Johnny Depp'in yeni filmi 'Jeanne du Barry' Cannes'ta açılış filmi olacak

Amélie Poulain KGB ajanı mıydı? Yönetmeni Jeunet yıllar sonra açıkladı

Oyuncular Birliği ödüllerinde rekor kıran 'Herşey Her Yerde Aynı Anda' filmi Oscar'a göz kırpıyor