23 Nisan’da imzalar büyük bir mutluluk ve umutla atıldı. Alman Başbakan Angela Merkel, Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Donald Tusk ve Türk Başbakan
REKLAM23 Nisan’da imzalar büyük bir mutluluk ve umutla atıldı. Alman Başbakan Angela Merkel, Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Donald Tusk ve Türk Başbakan Ahmet Davutoğlu Nizip ziyareti sonrasında göçmen kabul anlaşmasını imzalamıştı.
Buna göre Avrupa Birliği Türkiye’ye Suriyeli mültecileri ağırlayıp, Batı’ya kontrolsüz geçişine izin vermemesi karşılığında 3 milyar Euroluk bir destek sağlayacak. Anlaşma planlandığı gibi yürüdüğü takdirde ikinci bir 3 milyarlık fon daha sağlanacak.
Avrupa Birliği her gün sınır kapılarını zorlayan binlerce kişinin akınını acil olarak durdurmak istiyordu. İlk mutabakata 18 Mart’ta varıldı:
“20 Mart’tan sonra Türkiye ve Yunan Adaları üzerinden gelen tüm yasadışı göçmenlerin Türkiye’ye geri gönderilmesi üzerinde anlaştık. Aşamalı olarak uygulamaya geçilecek ve bire bir prensibiyle hareket edilecek.” (AB Konseyi Başkanı Donald TUSK)
Türkiye kaçak geçişe karşı önlemlerini uygulamaya başladı. Daha ilk günden 300 kişi belki de ölüm pahasına Ege’ye açılmak üzereyken yakalandı.
İlk iadeler ise 4 Nisan’da başladı. Midilli’de tutulan bir grup göçmen Türkiye’ye Dikili’ye gönderildi. Anlaşma 6 Yunan Adası’na gelen kaçak göçmenleri kapsıyor.
Anlaşma çerçevesinde aynı tarihlerde 16 Suriyeli de Türkiye’den Almanya’ya gönderildi. 1’e 1 prensibi Türkiye’ye gönderilen her 1 kişi için 1 göçmenin Birlik sınırlarına kabul edilmesini öngörüyor. Ancak bunda da 72 bin kişilik kota bulunuyor.
Türkiye’nin anlaşmadan tek beklentisi 3+3 milyarlık fon değil. Ankara sürecin vize serbestisiyle sonuçlanmasını da bekliyor. 4 Mayıs’ta yeni bir değerlendirmeden geçecek bu beklentinin gerçekleşmesi ve kalıcı olması ise çok kolay görünmüyor. Son yıllarda AB üyelik perspektifini gündemde çok gerilere atan Türkiye’nin bu serbesti için sağlaması ve sağlamayı sürdürmesi gereken 72 kriter bulunuyor.