Insiders programı bu hafta Houston Teksas'a giderek burada yaşayan mültecilerin hayatına konuk oldu.
Houston Teksas’tayız.
Amerika’nın en kozmopolit ikinci eyaleti… Burası yurt dışından gelen dört milyon kişiye ev sahipliği yaparak Amerika’da en çok göçmen barındıran eyalet konumunda…
Burada dünyanın her yerinden göçmene rastlamak mümkün. Vietnam, Burma, Afganistan ve Irak…
Son dönemlerde de Suriye…
Bu mülteciler şimdi Houston’da yeni bir hayata başlayacaklar.
Burada Suriyeli bir aileyle tanışıyoruz. Mahir Jandari savaş dönemi Houston’a yerleşen 125 Suriyeliden bir tanesi… Kendisi buraya karısı ve beş çocuğuyla birlikte geçen sene gelmiş.
Mahir Jandari, Suriyeli Mülteci: ‘‘Ülkemden ayrıldım çünkü hayat her geçen gün daha da zorlaşıyordu. Suriye’de durum gerçekten de çok kötü. Herkes birbirini öldürüyor ancak insanlar kimi öldürdüklerini dahi bilmiyor. Örneğin ben. Beni köşeye sıkıştırıp bir duvarın önüne attılar ve öldürmek istediler.’‘
euronews: ‘‘Amerika’ya siz mi gelmek istediniz yoksa Avrupa’da bir ülkeye gitmek ister miydiniz?’‘
Mahir Jandari, Suriyeli Mülteci: ‘‘Evet buraya gelmek istedim. Çünkü arada dil ve kültür engeli olmasına rağmen zihinsel açıdan burada kendimizi mutlu ve güvende hissediyoruz. Bunu diğer Arap ülkelerinde hiç hissetmedim.’‘
Son beş sene içerisinde Teksas’a 42 bin mülteci yerleşti. Bu, diğer eyaletlerden yüksek bir rakam. Ancak son dönemlerde bu mülteci cennetinde bazı kontroller olmuş.
Kasım ayında Paris’e düzenlenen saldırılardan sonra Teksas Valisi, Başkan Obama’ya bir mektup göndererek artık Suriyeli mültecileri kabul etmeyeceklerini bildirdi.
Ancak bu kararı eyalet savcısı reddetti. Çünkü mültecilerin iltica başvuruları 1980’deki eyalet yasasıyla kabul edilmişti.
Teksas eyalet savcısı mülteci akışını durdurmak isteyen tek siyasi merci değil…
Brüksel ve Kaliforniya’ya yapılan terörist saldırılardan sonra Donald Trump mülteci karşıtı duruşunu bir adım daha öteye taşıdı.
Obama yönetimi 65 bin olan Suriyeli mülteci sayısını 10 bine düşürmesine rağmen Donald Trump bu rakamın hala çok yüksek olduğuna dair söylemlerde bulundu.
Donald Trump, Amerikan Başkanı Aday Adayı: ‘‘Suriye’den getirilen tüm bu insanlar için vize uygulamalarına vergi ödüyoruz. Hayır bu olamaz. Şunu bir düşünün. Bu insanların kim olduklarını ve nereden geldiklerini bilmiyoruz. Bu insanlar genç ve güçlü. Aralarında birçok erkek var. Ülkeye gelen bu göçmen akışı belki de büyük bir Truva Atı’dır.’‘
Ali Al Sudani Houston’a 2009 yılında Irak’tan iltica etmiş. Bugün kendisi Amerikan vatandaşı ve Houston Dinlerarası Mülteci Kabul Merkezi’nin başkanlığını yürütüyor.
Ona göre Trump ve diğer siyasiler mülteci konusunda yanlış düşünüyor.
euronews: ‘‘Houston birçok mülteciye hoşgeldin derken bazı politikacılar yaptıkları söylemlerle daha fazla mülteci girişine karşı geleceklerine dair bir korkuya sebebiyet veriyor. Siz de böyle düşünüyor musunuz?’‘
Ali Al Sudani, Mülteci Kabul Merkezi Görevlisi: ‘‘Böyle şeyleri duyuyorum ve çok saçma geliyor. Terörist ya da radikal gruplar bir sistemi çökertmek istiyorsa, Amerika ya da başka bir ülkeye giriş yapmak için en hızlı yöntem kesinlikle bu değil. Mülteciler ülkeye giriş yaparken Amerika’ya giren diğer insanlara göre çok daha sıkı ve geniş kapsamlı bir aramaya tabi tutuluyor.’‘
Denetim ve aramalar çok sıkı ancak mülteciler geldikten sonra onlara büyük imkanlar sunuluyor. Bu Afgan kadın İngilizce dersleri alıyor. Dil dersleri haricinde mültecilere ev, okul ve iş bulma konusunda da yardım ediliyor.
İngilizce Öğretmeni: ‘‘Buraya yerleşip yeni bir hayata başlamaları bence çok önemli. Buradaki öğrencilerin birçoğu kendi ülkelerinde okula gitmemiş. Burası onların eğitim alabilecekleri tek yer ve bizim de bu konuda onlara yardımcı olmamız muhteşem bir şey.’‘
Houston’daki bu lokantanın adı Afgan Village… Burada çalışanların bir kısmı mülteci… Tıpkı 17 sene önce Amerika’ya göç eden bu lokantanın sahibi gibi…
Ömer Yusufzay Houston’da avukatlık diploması almış ve bu lokantayı açmadan önce mülteci kabul bürosunda görevliymiş.
Ömer bugüne kadar ayrımcılığa uğramamış. Ona göre sağ kanat, medya ve siyasiler bu konuda var olmayan bu ateşi yok yere körüklüyor.
Ömer Yusufzay, Eski Afgan Mülteci: ‘‘Ben Müslümanım. Bu ülkeyi de seviyorum. Devlet için çalıştım. Beni ne zaman çağırırlarsa çağırsınlar her an göreve hazırım. Bunu yapmayı çok isterim.’‘
‘‘Müslümanları tehdit olarak görüp onları dışlamak mı? Eğer ben bir tehditsem karşımda duramazdınız. Ben insanları besliyorum, onlara hizmet götürüyorum. İstesem insanlara zarar verebilirim. Bulunduğum mahallede, çevrede etrafımda, bu şehirde yüz binlerce insan var. Sadece Pakistanlıların sayısı yüz binden fazla. Eğer bu insanlar kötü olsalardı, her dakika ve her saat başı burada bir olay yaşanırdı.’‘
Mahir gibi daha önceden Houston’a yerleşen bir mülteciye göre burası, dışarıda devam eden siyasi fırtınalardan çok uzak ve sakin bir yer. O, Houston’ın kendisine sunduğu imkanlara karşı minnettar.
Mahir’in, insanlara çok açık bir mesajı var: Hiçbir mülteci ülkesini isteyerek terk etmez.
Mahir: ‘‘Dünyanın her ülkesinde terörist vardır. Bu teröristler rejim yanlısı ya da karşıtı olabilir. Tüm dünya ülkeleri Suriye’nin yıkılmasında pay sahibi… Amerika’da ya da Almanya’da bir patlama meydana gelince bunun arkasında Suriyeliler’in olduğunu düşünmek çok saçma. Bunun çok yanlış bir düşünce olduğunu belirtmek istiyorum. Maalesef Suriyeliler bu tür olaylara karşı bir kılıf olarak kullanılıyor.’‘