Ünlü yazar Russell Banks: Trump, aklını yitirmiş narsist bir manyak

Ünlü yazar Russell Banks: Trump, aklını yitirmiş narsist bir manyak
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

Russell Banks’in kısa biyografisi 2 Mart, 1940 tarihinde Newton, Massachusetts ABD’de dünyaya geldi.

Russell Banks’in kısa biyografisi

  • 2 Mart, 1940 tarihinde Newton, Massachusetts ABD’de dünyaya geldi.
  • Roman, kısa hikaye, şiir dalında birçok eser veren yazar üretken olmasıyla biliniyor.
  • Pulitzer Ödülü’nde iki kez finale çıktı ve diğer birçok ödülün de sahibi.
  • ‘Continental Drift’, ‘Affliction’, ‘The Sweet Hereafter’, ‘Rule of the Bone’, ‘Cloudsplitter’ ve’Lost Memory of Skin’ gibi kitapları 20’den fazla dile çevrildi.
  • Dört kere evlendi. Şu anki eşi şair Chase Twichell.

Eğer roman okumayı seviyorsanız ve madde bağımlılığı, alkol ve şiddet konuları ilginizi çekiyorsa Russell Banks tam size göre bir yazar… Uluslararası üne sahip, sol görüşlü, ödüllü Amerikalı eleştirmen ve yazar Banks’in Atlas Okyanusu’nun her iki tarafına da bir mesajı var.

euronews: ‘‘Kitaplarınızda seçtiğiniz karakterler neden hayatın en karanlık ve toplumun en uç köşelerinde geziniyor? Bununla bize ne anlatmak istiyorsunuz?’‘

Russell Banks, Amerikalı Yazar, Aktivist: ‘‘Aslında ben toplumun küçük bir kesimi ya da büyük bir toplumun kıyıda köşede kalmış bir tarafı hakkında değil, toplumdaki çoğunluk hakkında yazıyorum. Yani birçok insanın hayatında karanlık bir taraf var ve bu karanlık taraf hayatlarını büyük ölçüde kontrol ediyor. Evet, dünyanın karanlık yüzünü görüyorum. Bunu itiraf etmeliyim. Benim hayata bakış açım şöyle: Kötü köpek her zaman ısırır ve kazanır. Ve bundan kaçış yok.’‘

euronews: ‘‘Bu sizin karanlık çocukluk günlerinizle mi bağlantılı? Ailenizle alakalı bazı şeyler araştırdım. Zor bir çocukluk geçirdiniz değil mi?’‘

Russell Banks: ‘‘Evet sanırım öyle.1940 ile 1950 yılları arasıydı. Ailemizin hayatı alkolizm ve terk edilme olayıyla şekillenmişti. Ben 12 yaşındayken babam evi terk etti. Ben dört çocuğun en büyüğüydüm. Bir tek annem bize bakıyordu ve o zamanlar yoksulluk içinde büyüdük. Çok küçük yaştan itibaren kendimi dışlanmış hissettim. Ten rengi, cinsiyeti, cinsel tercihi ya da davranışlarıyla toplumdan dışlanan diğer insanları gözlemledim. Kısaca, bu şekilde düşünerek ötekileştirilen bu insanlara sempati duyup kendimi onlarla özdeşleştirmem hiç de zor olmadı.’‘

euronews: “Yani kişisel olarak bu şekilde yazmanız size terapi etkisi sağladı diyebilir miyiz?

Russell Banks: ‘‘Bir nevi öyle… Ancak bu terapi pek de işe yaramadı.’‘

euronews: ‘‘Hiç mi?

Russell Banks: ‘‘En küçük bir etkisi bile olmadı. Bunun ne demek olduğunu bilirsiniz. Bu şekilde hayatımı ve dikkatimi disiplin altına alıyordum. Yazı yazarken kendimi yazmadığım zamanlardan daha akıllı hissediyordum. Ve yazarken daha dürüst, insan olarak da daha kibar biri oluyorum.’‘

euronews: ‘‘Sizin için en önemli şeylerden birinin konuşma özgürlüğü olduğunu biliyorum. 2015 Ocak ayında, Charlie Hebdo saldırısından hemen sonra Paris’teydiniz. Şimdi geriye baktığınızda o zamana ait anılarınız gözünüzde nasıl canlanıyor?

Russell Banks: ‘‘Bu insanlık adına yapılan çok iğrenç bir saldırıydı. Tıpkı New York’taki gibi hissettim. 11 Eylül 2001 saldırıları olduğu zaman New York’taydım. Kulelerin yıkılmasına şahit oldum ve Paris’te de aynı duygular içerisindeydim. Geniş bir alana yayılmış korku, şiddet ve keder duygularını bir arada yaşadım.’‘

euronews: ‘‘Korkudan söz ettiniz. Burada Lyon’daki Uluslararası Kitap Fuarı’na gelmek istediğinizi biliyorum. Ancak siz ve Amerikalı arkadaşlarınız güvenlik zaafı ve tehditler nedeniyle Avrupa’ya gelme konusunda biraz endişeli.’‘

Russell Banks: ‘‘Bu çok saçma.’‘

euronews: ‘‘Buraya gelme konusunda endişeleriniz yok mu?’‘

Russell Banks: ‘‘Hayır yok, kesinlikle…’‘

euronews: ‘‘Öyle olmadığına sevindim.’‘

Russell Banks: ‘‘Bu süregelen korku ve endişe çok kötü… Sizi korkutuyorsa terörizm amacına ulaşmış demektir. Böyle bir durumda evde oturmaya karşı çıkarım.’‘

euronews: ‘‘Şu anda Atlas Okyanusu’nun her iki tarafında da sıra dışı bir zaman tanıklık ediyoruz. Popülizm ve milliyetçilik akımları şu anda yükselişe geçti. Avusturya’da, Fransa’da, Birleşik Krallık’ta ya da Amerika Birleşik Devletleri’nde Donald Trump’ın başındaki bir yönetim anlayışı ne gibi işler yapabilir?’‘

Russell Banks: ‘‘Amerika’da hem sol hem de sağ kanatta… Örneğin sol kanatta Bernie Sanders ve sağ kanatta da Donald Trump… Evet her iki tarafta da bir korku patlaması yaşanıyor. İki taraf da birbirinden korkuyor. Dili, ten rengi ve dini toplumun çoğunluğundan farklı olan insanlar korkuyor. Buna ekonomik kriz korkusu da dahil… Amerika tarihinde ilk defa toplum, ekonominin ülkenin yüzde birlik bir kesimi tarafından kontrol edildiğinin farkında…’‘

euronews: ‘‘İnternette bir kampanyaya imza attınız. ‘StopHateDumpTrump’… Yani aptal Trump’tan nefret etmeyi bırak… Buna on binlerce Amerikalı ve ünlü isimler de destek verdi.’‘

Russell Banks: “Olağan şüpheliler!”

euronews: “Olağan şüpheliler mi? Donald Trump’ın seçilmesinin ne kadar tehlikeli olabileceğini düşünebiliyor musunuz? Onun gerçekten de seçilme ihtimali var mı sizce?’‘

Russell Banks: ‘‘Bence seçilmesi muhtemel. Ayrıca böyle bir şeyin çok tehlikeli olacağını düşünüyorum. Bence o aklını yitirmiş bir deli. Büyük ihtimalle de akıl sağlığı yerinde değil ve narsist bir kişiliği var. Televizyon dilini iyi biliyor ve gerçekleri saptırma konusunda usta. Ayrıca ahlaksız, umursamaz ve cahil.’‘

euronews: “Lafınızı esirgemeden dobra dobra konuştuğunuzu belirtmek istiyorum.’‘

Russell Banks: “Hayır, ben az bile söyledim. Amerikan Ordusu’nu, Amerika ekonomisi ya da hükumetini Donald Trump’ın kontrol ettiğini düşünmek tam bir kabus.’‘

euronews: “Bir kabus… Eski defterleri karıştırdım ve şimdi siz de hatırlayacaksınız az önce adı geçen aday Bernie Sander ile ilgili 80’li yıllarda yazdığınız bir makale buldum.’‘

Russell Banks: “Evet 1986’daydı.”

euronews: “Evet. O zaman kendisi belediye başkanıydı. Onunla zaman geçirdiniz ve beni bu makale konusunda en çok etkileyen şey, geçmişte onu ifade şeklinizin şimdiki zamanı anımsatıyor olması…’‘

Russell Banks: ‘‘Bu mükemmel değil mi? O hiç değişmedi.’‘

euronews: ‘‘Yani daha o zamanlar, geleceğin devlet başkanını tanımladınız.’‘

Russell Banks: “Öyle düşünmüyorum.”

euronews: “Onu şimdi destekliyor musunuz?”

Russell Banks: “Evet. Florida’da ona oy verdim. Ayrıca ona 25 Dolarlık bir çek yolladım. Böylece o dilinden düşürmediği ve seçim kampanyasında kendisine destek veren milyonlarca seçmenlerden biri oldum.’‘

euronews: ‘‘Biraz da eserleriniz hakkında konuşalım. Şu anda bitirmek üzere olduğunuz bir proje var. Diğer eserlerinizden biraz daha farklı. Bu kitabın konusu nedir?’‘

Russell Banks: ‘‘Şu zamana kadar kendim hakkında hiç yazmamıştım. Bu kitap daha çok anılarımdan oluşuyor. Kısaca şöyle diyebiliriz. Şu anda 76 yaşında olan bir adamın sadece tek bir bakış açısıyla evlilik hayatını anlatan bir kitap. Ben dört defa evlendim ve üç defa da boşandım. Bu eser neler yaşadığımı ve bu noktaya nasıl geldiğimi anlamaya yönelik bir çalışma… Bu duruma nasıl geldim? Kendime ve diğer insanlara ne yaptım?’‘

euronews: ‘‘Bize iyazdığınız ilk cümleyi söylemelisiniz. Çünkü bu artık bir klasik oldu.’‘

Russell Banks: ‘‘İlk cümle… Evet ilk cümle az çok kitabın içeriğini anlatıyor. Kitabın ilk cümlesi aynen şöyle: ‘‘Dört defa evlenen bir adamın anlatacağı çok şeyi var.’‘

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Dolandırıcılık davası: Trump 10 gün içinde 175 milyon dolar öderse mal varlığı haczedilmeyecek

Trump 464 milyon dolar para cezasını ödemediği takdirde varlıklarına el konulacak mı?

Trump: Demokratlara oy veren Yahudiler İsrail'den ve dinlerinden nefret ediyor