Denizlerin kirlilik oranı en hızlı şekilde nasıl ölçülebilir?

Denizlerin kirlilik oranı en hızlı şekilde nasıl ölçülebilir?
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

Futuris bu programda, denizlerin kirlilik oranını laboratuvar ortamında test etmeden hızlı bir şekilde ölçebilen özel biyosensörleri konu alıyor.

euronews: “Denizlerin kirlenmesi gelecekte bizi bekleyen sorunlardan biri… Şu anda arkamda Avrupalı araştırma görevlilerinin üzerinde çalıştığı bir aygıt bulunuyor. Amaç, deniz kirliliğini anında tespit etmek.’‘

Hidrokarbon, ağır metaller, zirai ilaçlar, antikorlar ve diğer zararlı maddeler denizleri kirletiyor. Ancak suda bulunan bu maddeleri tespit etmek zor bir iş. Özel bir robot sistemine sahip bu teknede Avrupalı araştırmacılar bir proje üzerinde çalışıyor. Bu aygıt suyun içinden otomatik olarak numune alıyor ve üzerindeki biyosensörlerle anında analiz yapabiliyor.

euronews: ‘‘Bu teknenin özelliği nedir?’‘

John Wallace, Çevre Mühendisi: “Bu tekneyi farklı kılan şey üzerindeki sensörleri… Şu anda yaptığımız testte suyun içerisinde bulunan zehirli maddelere karşı bakterilerin ne türlü bir tepki vereceğini belirlemeye çalışmak. Bu aygıtın test ettiği zehirli maddeleri analiz etmek için önceden numuneleri alıp laboratuvara götürmek zorundaydık. Bu da, birçok insanın teknede ve laboratuvar ortamında uzun süre çalışmak zorunda olması manasına geliyordu. Şimdiyse bir saat içinde her şeyi halledebiliyoruz.’‘

Messina Deniz ve Çevre Enstitüsü yakınlarındaki bir havuzda araştırma görevlileri biyosensörleri test ediyor. Bu havuzda şimdi bir petrol sızıntısı tatbikatı yapılacak. Bu işlemler, bu teknoloji için geliştirilen uygulamalardan sadece biri. Amaç , alarm sayesinde kirliliği tespit etmek ve temizleme işlemlerine yardımcı olmak.

Renata Denaro, Deniz Mikrobiyolog, CNR Ulusal Araştırma Konseyi: “Suda bulunan belirli hidrokarbon maddelerin tespiti için farklı sensörler bulunuyor. Bu aygıt, numuneleri beş gün süreyle test ediyor ve bu süre zarfında temizleme işlemlerinin rotasını çıkartıyor. Bu işlem, ulusal acil durum planının bir parçası… Bu sensörler sayesinde erkenden önlem alabiliyor ve petrol sızıntısı gibi denizin kirlendiği durumlarda temizleme işlemlerinin nasıl olacağını önceden kestirebiliyoruz.’‘

Araştırma görevlileri bu teknolojiyle çipin içerisine adeta bir laboratuvar kuruyor. Açığa çıkan ışığa farklı tepki veren yosun, bakteri ve antikorlar kullanılarak toplamda üç farklı biyosensör geliştiriliyor. Bu sensörler her türlü çevre kirliliğine karşı duyarlı hale getirilebiliyor.

Vitali Maffenbeier, Mikrobiyolog, Lozan Üniversitesi: “Bu tüplerin her birinde farklı bakteriler bulunuyor. Bu sulardan bir damla bile numune almak yetiyor ve hemen çipin içerisine aktarılıyor. Eğer bir numune içerisinde çok ağır metaller bulunuyorsa, bakteriler yüksek miktarda ışık saçıyor. Eğer kirlilik oranı az ise, daha az ışık ortaya çıkıyor. Bu sayede suyun kirlilik oranını rahatlıkla ölçebiliyoruz.’‘

Bakteri gibi yaşayan canlılar suyun içerisinde bulunan kirlilik oranı hakkında bilgi toplayabiliyor. Bu işlem geleneksel yöntemlerle yapılan ölçümlerde tespit edilemiyor.

Renata Denaro, Deniz Mikrobiyolog, CNR Ulusal Araştırma Konseyi: “Aslında kimyasal analizler, sudaki canlıların gösterdiği tepkileri ölçmeye yardımcı bilgi sağlayamıyor. Ancak biyosensörler sayesinde suyun genel anlamdaki kirlilik oranını ve bu oranın canlılar için ne derece tehlikeli olabileceğini hızlı bir şekilde ölçebiliyoruz.’‘

Çok hızlı sonuç veren ve ucuza mal olan teknoloji sayesinde denizlerin kirlilik oranını ve sudaki ekosistemi izlemek büyük ölçüde kolaylaşıyor.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Çin, gelişmekte olan ülkelere 232 milyon dolarlık biyoçeşitlilik koruma fonu ayırdı

Fransa'nın Aude altın madeni: 10 çocukta daha normalin üstünde arsenik çıktı

Ölümcül yılan zehrinden şifa bulmak mümkün mü?