Avrupa Birliği, İngiltere’de yapılacak referandumda tarihi bir sınavdan geçerken, Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker euronews‘ın sorularını yanıtladı.
REKLAMAvrupa Birliği, İngiltere’de yapılacak referandumda tarihi bir sınavdan geçerken, Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker euronews’ın sorularını yanıtladı.
Stamatis Giannisis, euronews: Sayın Başkan euronews’e hoş geldiniz. Bu günlerde Avrupa’nın gözü İngiltere’de. Eğer Londra Birlik’ten ayrılmaya karar verirse, bunun iki taraf için zararı ne olur?
Jean Claude Junker: Umarım İngilizler sağduyuyla hareket ederler, çünkü İngilizler sağduyu meziyetine sahipler. Bu nedenle referandumun sonucunun ayrılık olmamasını dilerim. Eğer referandumda ayrılık kararı çıkarsa bu iki tarafa da zarar verir. İngiltere olmadan, İngiliz pragmatizmi ve daha önce çok kez kanıtlanan iyi ilişki kurma yetisi olmadan Avrupa Birliği tamamlanmamış olur. AB’nin doğası değişmez, ancak bir unsur eksik kalır.
euronews: Şimdi Yunanistan’a dönelim. Bir yıl önce Atina Euro Bölgesinden ayrılmanın eşiğindeydi. Aradan geçen bunca zamandan sonra ne değişti ve AB Yunanistan ekonomisinde yapılan reformların hızından ne derece memnun?
Junker: Yunan dostlarımızın dışında kaldığı Avrupa Birliği ve Euro bölgesinin tamam olmayacağı bakış açısıyla Atina’nın birlikte kalması için şiddetli şekilde mücadele ettim. Peki ne değişti? 2015 yazından beri bir şeyler değişti, artık kimse Atina’nın ayrılmasını savunmuyor. Bu da Yunan makamları ve Euro bölgesi yetkililerinin, her iki tarafa da saygı duyan bir anlaşmaya ulaşmaları sayesinde başarıldı.
euronews: Yani reformların hızından memnun musunuz?
Junker: Euro bölgesinde bulunan 19 ülkede yapılan reformların hızından hiç memnun olmadım. Ancak Yunanistan büyük bir çaba üstleniyor. Ve ayrıca bu çabaların başta protestocular olmak üzere birçok Yunan tarafından haksızlık olarak görüldüğünü de biliyorum. Şunu da biliyorum; Yunanistan ve AB yetkilileri her bir Yunan vatandaşının omuzuna büyük bir sorumluluk yüklüyor. Yunanların bu sorunla mücadele etme şekillerine de hayranım. Dolayısıyla memnun değilim ancak 2015 yazında düşündüğümden daha memnun durumdayım.
euronews: Kemer sıkma önlemlerinin dışında Yunanistan mülteci akınıyla da çok zorlandı. AB ve Türkiye arasında imzalanan anlaşma sallanıyor gibi. Ankara tehdit ettiği gibi anlaşmadan çıkarsa bir B planı var mı?
Junker: Avrupa seçimleri için 2014 yılının mart, nisan, mayıs ve haziran aylarında kampanya yaparken, küresel sorunların sonuçları nedeniyle Yunanistan, İtalya, Malta ve diğerlerine farklı davranılmasını ve yalnız bırakılmaması gerektiğin savundum. Mülteci akını da küresel bir sorun. Giriş ülke olan Yunanistan gibi ülkelere destek olmak zorundayız ve elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Çok para harcıyoruz ve haklı olarak Yunan yetkililere de destek veriyoruz. Ayrıca 28 üye ülke ile Türkiye arasında imzalanan anlaşmanın ardından, Yunan adalarına gelen göçmen sayısının hızlı şekilde azalmasıyla düşündüğümüz sonucu aldığımız kanaatindeyim. Dolayısıyla anlaşma işe yarıyor. Umarım başta Yunanlar ve Türkler olmak üzere Avrupalı ilgili bütün taraflar anlaşmanın başarılı şekilde devam etmesi için ellerinde geleni yaparlar.
euronews: Yunan ekonomisini etkileyen bir diğer faktör ise Ukrayna krizi nedeniyle Brüksel tarafından Moskova’yı hedef alan yaptırımlar. Bunlar Yunan üreticiyi çok etkiliyor. Rusya tarafının ambargoyu kaldırması veya AB’nin yaptırımları azaltması gibi durumun düzelme şansı var mı?
Junker: Geçen hafta St Petersburg’da Başkan Putin’le bir toplantıya katılıyordum. Oradaki konuşmamda ve Başkan Putin’le görüşmemde Minsk anlaşmasının tamamıyla uygulanması gerektiğini çok açıkça söyledim. Basite indirgemek gerekirse, Minsk’in daha fazla uygulanması daha az yaptırım demek. Yani Minsk anlaşması, bunun uygulanması ve yaptırımlar arasında bir ara bağlantı bulunuyor. Haziran ayında yaptırımlara devam edeceğimiz şu an için çok açık. Ancak gelecek altı aylık süreçte yaptırımların bir kısmının kaldırılması için Minsk anlaşmasının uygulanmasını kontrol etmek durumundayız.