İngiltere'de yeni bir "Demir Leydi" zirveyi zorluyor

REKLAM

İngiltere’de Başbakan David Cameron’un istifa açıklamasının ardından koltuğu devralmak isteyen adaylar birer birer ortaya çıkmaya başladı. Ancak ilk gün yapılan adaylık açıklamalarında ciddi sürprizler yaşandı.

İçişleri Bakanı Theresa May birçoğunun beklediği gibi başbakanlık için aday olduğunu duyurdu. May referandum sırasında da düşük profil izlemeyi tercih etmişti.

Yarışta ilk sürpriz Adalet Bakanı Michael Gove’den geldi. Gove beklenmedik şekilde ortaya çıkarak başbakanlık için adaylığını açıkladı.

Günün ikinci ancak en büyük sürprizi Boris Johnson’dan geldi. Gove’ın en yakın müttefiki ve başbakanlık için aday olması beklenen Johnson yarışa başlamadan havlu attı. Gözü hep yükseklerde olan Johnson, Londra’nın AB’den ayrılması için var gücüyle çalışmıştı.

Boris Johnson “En son istediğim şey hükümete ve Cameron’a karşı gelmekti. Ancak uzun süren baş ağrılarından sonra ayrılma taraftarı olmaktan başka yapabileceğim bir şey olduğunu düşünmüyorum” dedi.

Bir dönem Boris Johnson’a destek veren Michael Gove’un yarışa geç de olsa katılması, Shakespeare oyunlarına benzetildi. Zira Gove daha önce başbakanlık planı olduğu iddialarını yalanlamıştı. Ayrıca eski gazeteci olan Gove, ayrılma kampanyasının arkasındaki akıl hocası olarak görülüyordu.

Michael Gove “Avrupalı liderler ideolojiyi güvenliğin önünde tuttular. Kıtanın dayanıklılığını zayıflatan tek para ve sınırların olmadığı Schengen gibi projeleri takip ettiler.” şeklinde konuştu.

Başbakan David Cameron tarafından 2010 yılında kabineye giren İçişçleri Bakanı May için ihtimaller daha güçlü gibi görünüyor. İngiltere kilisesinden bir ruhbanın kızı olan May partinin sağ kanadından Avrupa’ya şüpheyle bakan bir politikacı olarak biliniyor.

Ancak May inancının dışında veya politik hesapla Cameron’la birlikte AB’de kalma taraftarının kampına katıldı. Buna karşın aktif olarak Birlik taraftarı kampanya yürütmedi. May’ın bu çelişkili durumu koltuk için şansını etkileyebilir.

Avrupa Politikası Uzmanı profesör Anand Menon: “Bazılarının çok sert olarak gördüğü zorlu bir oyun oynadı. Yani Birlik’te kalma yanlılarının yanında yer aldı ama kimsenin ruhu duymadı. Bu dengeli duruşun seçmenleri etkileyerek ona oy vermeyeceği ihtimali üzerinde duruluyor. Sonuç olarak iki tarafında yanında yer almayarak kimsenin tepkisine neden olmadı ama ön plana da çıkamadı.” dedi.

Mütevazı bir aileden gelen ve devlet okulunda eğitim alan Theresa May orta sınıfa halka nasıl hitap etmesi gerektiğini çok iyi biliyor. May, Westminster’da alt sınıf halkın geçtiği sınavların tanınmadığını belirtmiş, hükümetin sadece bir kaç ayrıcalıklı insanın değil tüm halkı kucaklaması gerektiğini söylemişti.