Birleşik Krallık‘ın Avrupa Birliği’nden ayrılma yönünde karar alınan “24 Haziran 2016- Brexit referandumu” tarih sayfalarındaki yerini aldı.
REKLAMBirleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden ayrılma yönünde karar alınan “24 Haziran 2016- Brexit referandumu” tarih sayfalarındaki yerini aldı.
Avrupa’da Yunan mitolojilerini aratmayan bir trajedi yaşanırken ihanetler ve entrikalarsa havada uçuştu.
Her şey Brexit‘çilerin bir hayaliyle başladı. Muhafazakar Partili Adalet Bakanı Michael Gove ve Londra’nın eski belediye başkanı Boris Johnson omuz omuza vererek Büyük Britanya halkını bu hayale inandırmak için yola koyuldu. Gove’un ağırlığı ve entelektüel duruşu ile Johnson’ın tuhaf ve esprili tavırları halkın sempatisini toplamaya yetmişti.
Karar sonrası bazıları sevindi, bazılarıysa büyük bir hüsrana uğradı. Başbakan olacağı düşünülen Boris Johnson adaylığını açıklamasına sadece 2 saat kala, en büyük destekçisi zannettiği Adalet Bakanı Michael Gove tarafından ‘ihanete uğradı’ ve Johnson yarıştan çekilmeyi tercih etti.
Halk Brexit’ten yana oy kullanınca Başbakan Cameron’dan istifa mesajı geldi:
“İngiliz halkı çok net bir şekilde başka bir yoldan gitme kararı aldı. Ülkemizin yeni rotasında dümende olmamın doğru olmayacağını düşünüyorum”
Ve sahnenin tüm ışıkları gecikmeli de olsa Brexit‘çiler kanadına geçen Boris Johnson’a çevrildi. BoJo olarak da adlandırılan Johnson 10 numaralı Downing Street’in yeni kiracısı olmak için çoktan kapıyı çalmıştı.
Fakat Avrupa’da “Brexit depremi” olarak adlandırılan bu tiyatro oyununun bu kadar basit sonuçlanmaması gerekiyordu. Ve beklenilen o an geldi. Bu kez sahnede baş rolde bir kadın vardı. Çarşamba günü Daily Mail gazetesinde “yanlışlıkla” Michael Gove’un eşinin bir mesajı yayınlandı. Gazeteci Sara Vine bu yazısında Gove’un Başbakanlık için ne kadar uygun olduğunu tartışırken Gove’dan beklenilen o açıklama geldi: “Değerleri arkadaşlar meslektaşlarımla görüştükten sonra şunu söylemem gerek: O kişi ben olmayacağım.”
İngiliz basınında yayınlanan kısa ama oldukça özetleyici olan bu açıklama, siyasi sahnedeki entrikalar ve ihanetlerin boyutunu gözler önüne serdi.
Bu koca güven sorununun ardından hikayeyi Avrupalılar için tatlı bir sonuçla noktalamak gerekiyor: “İngiltere Avrupa Birliği’nden ayrılma yoluna girdi, evet. Ancak etkili bir lideri olmadan ve Brexit hakkında net ve açık bir vizyona sahip olunmadan yola devam etmek, halk üzerinde olumsuz etkilere sebep olur ve siyasi depremin şiddetini arttırır. “
Ancak İşçi Partisi milletvekillerinin yüzde 80’inin parti başkanı Jeremy Corbyn’e karşı gensoru önergesi imzalasa da Corbyn’in istifa etmeye niyeti yok gibi görünüyor.