Avrupa'daki kesimhanelerde hayvanlara eziyet mi ediliyor

Avrupa'daki kesimhanelerde hayvanlara eziyet mi ediliyor
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

Insiders bu hafta, Avrupa'daki kesimhaneleri kontrol ederek bazı yerlerde yaşanan vahşeti konu aldı. Bazı mezbahalarda hayvanlara kötü muamele ediliyor. Sivil toplum örgütleri konuya tepkili.

Fransa’daki bir mezbahada gizli kamerayla çekilen korkunç görüntüler…
Bu görüntüleri çeken sivil toplum örgütü, hayvanlara her yerde bu şekilde davranıldığını belirtiyor.
Buna benzer yeni görüntüler yayınlandıkça, Fransa Lyon’da kurulmuş L214 adlı hayvan hakları örgütü, bu konuyu yeniden gündeme getirdi.

Örgüt bu vahşeti işleyen kesim evlerinin kapatılmasını ve konu hakkında bir soruşturulma başlatılmasını istiyor.

Görüntüler herkesi şoke etti; özellikle de tarım sektörünü… Loire bölgesinde üç kuşak boyunca organik tarım yapan Philippe Notin, hayvanlarının kesildiği ve ortağı olduğu bir mezbahadaki işleyişin nasıl gittiğini anlattı.

Acaba kendi hayvanlarını bu kesimhaneye gönderen Philippe, konu hakkında ne düşünüyor?

Philippe Notin, Çiftçi: ‘‘Mezbahaya giden bir hayvan bizim için bin Euro para demek. Geçinebilmek için bu paraya ihtiyacımız var. Bir hayvan doğduğu zaman, en başından beri onun nasıl öleceğini biliyoruz. Elbette hayvanın kesimhaneye en iyi şartlarda gitmesini biz de isteriz. Hayvanlara eziyet edildiği o görüntüleri izleyince, bir çiftçi olarak ben kendimi çok kötü hissediyorum.’‘

İnsanların et tüketimi için, dünya genelinde her gün milyonlarca hayvan kesiliyor. L214 hayvan hakları derneğine göre, hayvanları kesmenin insancıl bir tarafı yok.

Mezbahalardaki bu hayvanların kesim aşamasıyla ilgili tüm ayrıntıları öğrenmek için, bu işe doğrudan katılan insanlarla konuşma gereği hissettik.

euronews: ‘‘Bir mezbahada çekim yapma izni almak çok zor ancak Lyon yakınlarındaki bir kesimhane bize kapılarını açmayı kabul etti. Biz de şimdi içeri girip neler olduğunu kontrol edeceğiz.’‘

Bu kesimhanede her sene altı bin ton et kesiliyor. Burası, Avrupa ve Fransa standartlarına göre orta büyüklükte bir yer. Kesim işlemi sabah beş ile altı arasında başlıyor. Hayvanlar kesilmeden bir önce geliyor ve burada en fazla 12 saat kalıyor. Bu süre zarfında hayvanlar sadece su içiyor ancak yem verilmiyor.

Jean-Luc Duperret, Cibevial Kesimhanesi Müdürü, Corbas: ‘‘Sığır ve süt danaları için ‘matador’ adlı bir yöntem kullanıyoruz. Öncelikle hayvanların başına demir bir çubukla vurularak sersemletiliyor, sonra da kafatasları deliniyor.’‘

euronews: “Bu her zaman işe yarıyor mu?’‘

Jean-Luc Duperret: “Hayır her zaman değil. Hayvanına göre değişir. Hayvan hareket ederse işe yaramaz. Ayrıca aleti kimin kullandığına bağlı…’‘

euronews: “İşe yaramazsa yapılan işlem nedir?’‘

Jean-Luc Duperret: ‘‘İşlem tekrarlanır’‘

Hayvanların sersemletilme işlemi tartışmaya açık bir konu. Ayrıca hata yapma oranını kestirmek güç. Hayvanlar, helal ya da koşer sertifikasına uygun olarak kesilirken sersemletilmiyor. Hayvan hakları dernekleri bu yöntemin daha fazla acı verdiğini belirtiyor.

Dini kurallara uygun kesim Fransa’da çok yaygın. Örneğin Corbas’daki kesimlerin yüzde 60’ı bu yolla yapılıyor. Ancak et reyonlarında paketlerin üzerinde hayvanın hangi yöntemle kesildiği belirtilmiyor.

Jean-Luc Duperret, Cibevial Kesimhanesi Müdürü, Corbas: ‘‘Koşer ya da helal kesimin arasında fark olsa da, biz ikisinde de aynı yöntemi kullanıyoruz. Hayvanlar bir yere sıkıştırılır ve bazı aletlerle hareket etmesi engellenir. Daha sonra kasap gelip hayvanın boğazını keser ve kanını akıtır. Hayvanlar tuzak bölümünde bilincini kaybedene kadar en az 45 saniye bekletilir. Sonra hayvanın vücudu tuzağın dışına doğru düşer. Sonra da yukarı kaldırılarak boğazı kesilir ve kanı akıtılır.’‘

Avrupa Birliği’nde besi hayvanlarının kesimiyle ilgili bir yönetmelik bulunuyor. Buna göre, kesim işlemine doğrudan katılanlar, hayvanların acısını ve stresini en aza indirmek için gerekli tüm önlemleri almak zorunda

Yasalara göre kesimhanelerin büyüklüğüne oranla, belirli şartları yerine getirmesi gerekiyor. Bunun yanında veteriner ve hayvan sağlığı merkezi görevlileri, kesimden önce ve sonra et kalitesini ve hayvanların sağlığını kontrol etmek zorunda…

Vincent Pfister, Veteriner: ‘‘Kesimhaneler vahşetin kol gezdiği yerler değildir. Orada çalışan insanlar ister kesimhanede ister diğer alanlarda görevli olsun, yaptıkları işi seviyorlar. Gizli kamera görüntüleri gerçekten de tüyler ürpertici. Buna müsaade edilmemeli ve yapanlar cezalandırılmalı. Ancak bu görüntüleri bütün mezbahaların üzerine yıkmak da yanlış bir şey.’‘

Kesimhane müdürü içeride çekim yapılmasına izin verdi ancak kan akıtma işlemini kameraya almamızı istemedi.

Her gün yüzlerce kez aynı işlemi yapan ve hayvanın boğazını kesmekle görevli işçilere L214 sivil toplum örgütünün ele geçirdiği görüntüler hakkında ne düşündüklerini sorduk.

Youcef, Kesimhane Çalışanı: ‘‘Bu saçmalık. Bunun olduğu bir gerçek onu kabul etmek gerek. Bu herkesin başına gelebilir. Eğer mezbahada çalışıyorsanız ve o gün sinirliyseniz, hıncınızı hayvandan çıkarabiliyorsunuz. Ancak bu 10 senede bir kere başınıza gelir.’‘

Hayvanların kesilmesi esnasında yaşanan vahşet daha önceden de sıklıkla gündeme gelen bir konu. Fransa Ulusal Bilim Araştırma Merkezi sosyoloğu Catherine Remy’ye göre, kesimhanelerdeki vahşet işin doğasında var ancak et endüstrisinde bu daha da artıyor.

Catherine Rémy, Sosyolog: ‘‘Endüstrileşmiş kesim demek, yaşamı tamamen unutmak anlamına gelir. Hayvanlara da, üretim zincirindeki sıradan bir nesne gözüyle bakıyoruz. Bazı insanlar günde 200, 300 hayvanın kanını akıtıyor. Bu çok fazla ve güçlü bir etki. Bu da şiddet miktarını yüksek oranda artırıyor.’‘

Çiftliğe geri dönüyoruz. Philippe Notin de mezbahada görevli insanların kestiği hayvan sayısının yüksekliğine dikkat çekiyor. Ona göre, endüstrileşmiş tarım ve hayvancılıkta üretilen ürünlerin kalitesi iyi değilse, bu durum insan sağlığını da olumsuz yönde etkiliyor.

Philippe Notin, Çiftçi: “Hayvanlar kesilirken stresli olmazsa zehir salgılamıyor ve etin kalitesi de artıyor. Kötü muamele gören, örneğin dayak yiyen hayvanlarda çürükler oluşuyor. Bu da etin kalitesini etkiliyor. Yediğimiz bifteğin üzerinde çürük bir yer varsa, onu çöpe atıyoruz. Bu da, maddi olarak kayıp demek.’‘

Ancak organik gıda ürünleri ve özellikle de et, endüstri ürünlerine göre çok daha pahalı. Acaba tüketiciler daha fazla para ödemeye hazır mı?

Philippe Notin, Çiftçi: “Tüketiciler gıda sektöründe her hafta yaşanan bir skandalı kaldırabilir mi sizce? Tarım ve hayvancılık sektöründe her altı ayda bir, yeni bir skandal gündeme geliyor. Eğer bir canlıdan bahsediyorsak, ona sadece endüstri ürünü gözüyle bakamayız. Endüstri kelimesi çöpe giden et, metal, araba ve diğer cansız ürünler için kullanılabilir.’‘

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Görünmez işçiler: Düşük ücretlerle Avrupa çiftliklerinde sömürülen ve tehlikeye atılan insanlar

İklim değişikliği, hava kirliliği ve ekonomik zorluk üçgeninde Polonya

Kaçak göçmenler AB'ye hangi yollardan giriyor?