Unutulmaya yüz tutan Ukrayna sorunu

Unutulmaya yüz tutan Ukrayna sorunu
By Akif Altundas
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Rusya sınırı hattı boyunca askeri çatışmalardaki somut azalmaya rağmen arasıra meydana gelen çatışmalar ve nihai çözüme odaklanmayan zayıf diplomatik

REKLAM

Rusya sınırı hattı boyunca askeri çatışmalardaki somut azalmaya rağmen arasıra meydana gelen çatışmalar ve nihai çözüme odaklanmayan zayıf diplomatik çabalar arasında Ukrayna sorununun çözüm süreci hala bir çıkmaz içinde kıvranıyor.

Ukrayna’nın bugünkü durumu aşağıdaki dört noktada özetlenebilir:

*Ağır silahlar geri çekilmedi fakat nadiren kullanılıyor. *Askerler yeniden konuşlandırılıyor lakin cephe hattında ilerleme teşebbüsü yok. *Halka su ve elektrik sağlayan kurumlar arasında işbirliği devam ediyor. *AB-Ukrayna ilişkisi ve ayrılıkçı bölgelerin gelecekteki durumu ile ilgili konularda çok az ilerleme kaydediliyor.

Hafif çatışmalar

AGİT Ukrayna Gözlemci Heyeti Başkanı Alexander Hug euronews’e verdiği özel röportajda “Şiddetin en yoğun seviyede olduğu yaz aylarındaki ateşkes ihlallerinin sayısı ağustos ayı ortasından bu yana net bir şekilde azalmıştır” açıklamasını yapmış ve eklemişti “Çatışmalarda hafif silahlar örneğin makineli tüfekler, el bombaları veya küçük tip piyade donanımları kullanılıyor. Sadece bir kaç istisnai durumda ağır silahların kullanıldığı gözlendi.”

AGİT gözlemci heyeti çatışmaların genelde Donetsk Havaalanı, Pesky, Spartak ve Horlivka gibi sınırlı bölgelerde meydana geldiğini rapor etti.

Anlaşmanın askeri yönleri

Şubat ayında tarafların anlaşmaya vardığı Minsk II protokolü kapsamında, Ukraynalılar ve Rusya yanlısı ayrılıkçı milisler 100 mm kalibre üstü ağır silahlarını 25 km geriye alarak 50 km’lik bir tampon bölge oluşturmaya razı oldular.

Söz konusu anlaşmaya göre geri çekilmenin ateşkesin başlaması ardından 14 gün içinde tamamlanması gerekiyordu. Fakat, AGİT raporlarına göre bu şart tam olarak yerine getirilmedi. Zira nadiren kullanılsalar da her iki taraf hala bir kaç ağır kalibre toplarını sınırda tutmaya devam ediyor.

Anlaşmada ayrıca bölgeye asker sevkiyatının durdurulması şartı olmasına rağmen tam olarak yerine getirilmiş değil.

Minsk protokolü yürürlüğe girdiğinden beri, Ukrayna Ordusu, Donetsk Halk Cumhuriyeti (DPR) ve Luhansk Halk Cumhuriyeti (LPR) güçleri askeri varlığın olmadığı alanlara yayılma eğilimi gösteriyor. Bu onlar için sınır ihlali ya da düşman zararına toprağı gasp etmek anlamına gelmiyor. Taraflar kendi toprakları içinde askeri varlıklarını genişlettiklerini iddia ediyor. Lakin Minsk hükümleri, askeri birimlerin yer değiştirmesiyle ihlal edilmiş sayılıyor. Zira anlaşma belgesi birliklerin sevkiyatını dondurmak gerektiğini açıkça ortaya koymuştu.

AGİT’in Kiev’deki bir yetkilisi “Ağır silahları kullanmasalar da, hafif makineli silahlarla donatılmış askerler sınır bölgesinde birbirlerine çok yaklaşıyor.”_ demişti. Ve Belarus başkentinde imzalanan anlaşmaların çoğu bu askerler arasında patlak veren karşılıklı çatışmalarla ihlal ediliyor.

“Başka tartışma ortamı yok”

Yine de bu ihlallere rağmen, anlaşmanın iyileştirmeler için alanlar açtığına dair umutlar devam ediyor. Çünkü anlaşmalar, üç tarafın belirli konularda müzakereye devam etmesi için somut bir çerçeve sunmakta.

AGİT Ukrayna Gözlemci Heyeti Başkanı Alexander Hug yaptığı bir başka açıklamada “Başka tartışma ortamı yok. Başka tercih yok. Önlerinde sadece anlaşma yolu var. Taraflar bu zeminde buluşmazlarsa elde sadece askeri alternatif kalır” diyerek anlaşma müzakerelerinin önemini belirtiyordu. Sadece mayın temizleme işlemleri ile ilgili 12 alan üzerinde mutabakata varan taraflar için bu ileriye yönelik çok önemli bir adım olmuştu. Çünkü mayınlı alanlar insani yardımlar gibi diğer önemli görevlerin yerine getirilmesine en büyük engel teşkil eden bir konuydu.

Sınır tanımayan teknisyenler

Ukrayna Devlet Ajansı’na bağlı Donbass Yeniden Yapılandırma Kurumu ülkede insani yardım, sosyo-ekonomik ve mayın temizleme olmak üzere üç alanda faaliyet gösteriyor. Çatışma halinde olan taraflara elektrik ve su hizmetleri Minsk sınır çizgisinden bağımsız aynı altyapıdan sağlanıyor. Teknik ekipler, bölgede yaşayan sivil halka hayati hizmetleri ulaştırmak için çatışma bölgelerinde onarım çalışmaları yapmak zorunda kalıyor. Kurumun başkanı Vadym Chernysh sektörde işbirliğinin devam ettiğini ve bunun Minsk için olumlu bir örnek olduğunu belirtmişti. Chernysh ayrıca teknisyenlerin güvenli bir ortamda çalışmaları gerektiğini bu nedenle onarım çalışmalarının yapılacağı alanlarda çatışmaların durmasının ve mayınların temizlenmesinin önemine değinmişti.

Minsk süreci şu ana kadar bu ufak ve orta ölçekli başarılarla ayakta kalmış gibi görünüyor olsa da büyük sorunlar için çözüm hala uzakta.

Hudut

Minsk protokolünün belirlediği “yasa dışı silahlı gruplar ve askeri ekipmanlar, savaşçılar ve paralı askerler” Ukrayna’dan tamamen geri çekilmiş değil. Öte yandan yine protokolde belirtilen “Ukrayna-Rusya sınırının sürekli izlenmesi ve Ukrayna-Rusya Federasyonu sınır bölgelerinde güvenlik bölgelerinin oluşturulması ve bunun AGİT tarafından doğrulanması” şartı henüz yerine getirilmedi.

Rus yanlısı Kiev merkezli siyasi uzman Mikhail Pogrebinsky’e göre “Kiev yönetimi özerk yerel seçimlere onay verir vermez sınırın kontrolü kısa sürede Ukrayna’ya geri verilir. Ayrıca Ukrayna Meclisi Yüksek Konseyi (RADA), Donetsk ve Luhansk’ın kendi kendini yönetmesine ve isyancı savaşçıların affına imkan tanıyan kanunları mecliste kabul etmeli.”

Bu şu anlama geliyor, Ukraynalılar Donetsk ve Luhansk’da Rusya ile sınır kontrolünü sağlamadan serbest seçimler düzenlemeli. Lakin Ukrayna Anayasası’na göre bu bölgelerde özerk seçimlerin düzenlenmesi kanuna aykırı. İsyancılar, Minsk Anlaşması’nın 3. maddesindeki yerinden yönetim vurgusuna dayanarak anayasada gerekli değişikliklerin yapılmasını istiyor. Hatta Minsk II anlaşmasına göre Ukrayna’nın bölge halkına _özel statü_ye dayalı kendi kendine yönetim hakkını tanımak için anayasa reformunu yerine getirmesi gerekiyor.

Ukrayna siyasi güçlerinin çoğu bu özel statüyü ülkeyi sürekli olarak Rusya kontrolünde tutacak bir Truva atı olarak gördüklerinden anayasal değişiklik meclisten bir türlü geçmiyor.

REKLAM

Özel statü mü özel devlet mi?

Ukrayna Parlamentosu Sözcüsü Volodymyr Groysman euronews’e verdiği özel röportajda şunları söylemişti: “Bizim için şurası çok açıktır ki saldırganların politikası özel statü uygulamasını bize zorla kabul ettirerek ülkeyi iki parçaya bölmek. Bizler buna karşıyız. Ukrayna tek bir devlettir. Bu toprakları yeniden Ukrayna’ya dahil etmek istediğimizden bu yana onların yeniden entegrasyonu açısından farklı bir öz yönetim şekli tasarlıyoruz. Bunun adına da ‘yerel öz yönetim’ dedik.”

Cumhurbaşkanı Poroşenko’nun anlaşmanın parçası olarak “özel statü“yü kabul etmesi de tartışmalara neden oluyor. Bazıları Poroşenko’nun bunu tam ölçekli bir askeri saldırı tehdidi ve Fransa ve Almanya baskıları sonucu kabul ettiğini savunurken bazıları ise devlet başkanının meclisten onay olmadan yetkilerini aştığını iddia ediyor.

Sonuç olarak daha büyük ilkeler söz konusu olduğunda Minsk anlaşmalarının yürürlüğe girmesi henüz mümkün görünmemektedir.

AB’nin yapboz stratejisi

Şu anki tıkanıklık uzun vadeli bir duruma dönüşebilir. Yani Ukrayna’yı fiili olarak tanınmayan -de facto- bölünmüş durumda bırakma.

Sadece Ukrayna, Rusya, ABD ve AB arasında Doğu Avrupa için varılacak kapsamlı bir anlaşma hala kanayan bu jeopolitik yapboza çözüm üretebilir. Kiev’deki diplomatik kaynaklar, çözümde ilerleme adına ilk adım olarak 1 Ocak 2016 tarihinde uygulanmaya başlayacak Ukrayna ve AB arasındaki ortaklık anlaşmasına Moskova’nın karşı tavır takınmaktan vazgeçmesini öngörüyorlar. Fakat mevcut koşullara göre Kiev ile Brüksel arasında yapısal bir temele dayanan daha yakın bir ilişkinin siyasi etkisini Rusya’nın sinesine çekmesi beklenmiyor.

REKLAM

Not edilmesi gereken bir diğer husus ise geçtiğimiz 17 Aralık’ta AB Konseyinden Rusya’ya karşı yaptırımların devamı yönünde bir karar çıktığıdır. Ukrayna sorununun ana nedenlerinden bir tanesi olan ortaklık anlaşması Moskova’nın şu anda hoşlanmadığı ve şüpheci yaklaştığı bir konu. Ukrayna içinden veya dışından çoğu gözlemci, diplomat ve siyasetçi bugün Ukrayna ve Doğu Avrupa’da Kremlin’in Kırım’ın ilhakı ve Donbass’ta silahlı isyancıları destekleyerek oluşturduğu mevcut statükonun sürekli olmayacağına inanıyor.

AGİT Ukrayna Gözlemci Heyeti Başkanı Alexander Hug

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Rus ve Çinli şirketler, Batı yaptırımlarından kaçınmak için yeni bakırı hurda göstermiş

Kaçırılan Ukraynalı çocuklar: 17 yaşındaki Valeriia, Rus eğitim kampından nasıl kurtuldu?

Ukrayna meclisi orduya asker alımına ilişkin yeni yasayı kabul etti